Otuz Dört

269 21 2
                                    


Merhaba! Öncelikle bekleyen herkese teşekkür ederim... Sınavlarla mücadelem yeni bittiği için Upuzun bir bölümle sizlerleyim

Keyifli Okumalar Dilerim ☁️☁️

☁️☁️☁️

“ Gezdim tozdum ezberi bozdum herkese baktım atmadı geç! Oflaya puflaya ne olacak böyle derken...    “

Asaf manyağı sabah sabah böğüre böğüre şarkı söyleyerek odasını süpürürken Dişlerimi sıktım.

Gerçekten bu bir kabussa hemen uyanmak istiyordum.

Normalde sesler beni uyandrımakta yetersiz kalırdı ama ameliyatla birlikte Konuşamadığım için ses konusunda daha hassas olmuştum ve ufak bir tıkırtı bile beni uyandırabiliyordu.

“ Kibriti çaktın gönlüme attın yanmadı geç! Yazdım çizdim ele güne kızdım halimi kimse sormadı geç! “

Sesi ultra eskide kalmış bir şarkıyla birlikte daha da artarken yattığım yerden doğrulara koltuk değeneğine uzanarak ayağa kalktım.

Üzerimde avokadolu uzun kollu bir pijama takımı vardı.

Yaz ayında olduğumuz halde üşüme denilen illet beni bir türlü bırakmadığından kısa kolluya henüz geçememiştim.

Boynumdaki madalyona gülümserken aklıma Lucasın güzel yüzü doluştu. Nasıl da tatlıydı biricik sevgilim...

Yüzümdeki gülümseme büyümüştü ki neden kalktığımı abimin horozlara benzer sesiyle tekrar hatırladım.

“ Söylesin biri daha ne ister hayatında bir insan Senle gönlümün yerleşim yeri dünya değil aşkistan! “

Yaklaşık iki saat kadar önce uyuduğumda  beni yatağa fırlatırken daha doğrusu bırakırken de böyle kibar(!)dı.

Onun yüzden yıldızları gerçek anlamda görmüştüm. Ulan hangi ayı uyuyan bir insanı yatağa fırlatırdı? Az kalsın ruhum bedenimden fırlıyordu.

Neyse en azından artık yaklaşık bir ayı geride bıraktığımızdan ona muhtaç olmadan koltuk değneği ile biraz olsun yürüyebiliyordum.

 Dengemi sağlamakta zorluk çektiğim için onu kullanmadığım zamanlarda destek bulamadığım için yeri boyluyordum. Bu yüzden bir tanesini ne olur ne olmaz kullanmaya devam ediyordum.

Bir kaç çevik adımda kapısının önünde olurken içeriden gelen süpürge sesini kuğu (!) gibi olan sesi bastırıyordu.

“ Ters köşedeydin gönlüme çarptın içimde volkan! Çekilsin aradan aşktan korkan! “

Asaf manyağının odasının hemen yanımdaki oda olmasına söverken kapıyı baskın yapar gibi tekmeyle açtığımda onu yatağının altını çekmek için tek eliyle yatağı  kaldırırken bir yandan da şarkı söyleyerek süpürürken buldum.

Beni hala fark etmemiş yada fark etmiş ama bir tarafına bile takmadan devam ederken keyfinin yerinde olduğunu anlamak beş metre öteden mümkündü.

Tabi beyefendi hepimiz sabahlarken horul horul uyuduğu için zıpır gibiydi.

Normalde onun gibi birini  sekiz gibi bir saatte ayakta görmek işe gitmediği sürece imkansız hatta daha da abartmak gerekirse öleceğine dair bir belirti bile sayılabilirdi.

Konuşamadığım için öylece durup ona bakarken Keyifli keyifli kulağındaki kulaklıktan ses açarak bu sefer de Serdar Ortaç’ın bir şarkısını söylemeye başladı.

“ Ben adam olmam kafaya takmam... “

Bir zaman sonra onu dinlemeyi bırakarak yerde bulduğum oraya buraya attığı terliklerden birini alarak tam da poposuna attığımda beklemediği için büyük bir şokla tek eliyle kaldırdığı yatağı düşürdü.

Küçük Yeşil Bulut Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin