Bölüm On DÖRT

575 40 3
                                    

Keyifli okumalar ☁️

....

Lucası yerden kaldırmak ve yatağa yatırmak bana yaklaşık olarak iki kilo kadar bir kayba sebep olsa da uzun uğraşlarla başardım.

Onu yatırdıktan sonra bende yatağa otururken ondan yükselen içki kokusu ile yüzümü buruşturdum.

Arkadaşlar bize yakışıklı erkeklerin her daim içki içse dahi vanilya, okyanus vs koktuğu gibi bir şehir efsanesi nasıl yutturulmuştu?

Zira Lucas yirmi iki yıllık hayatımda gördüğüm en yakışıklı insanlar listesindeydi ama sürekli alkol kullanan  bir keşten farkı yoktu şuan.

Sonunda sapık gibi ona baktığımı farkına vararak  gıcırdayan tahtaların üzerine uzandım.

Çıkan sese aldırmadan cebimdeki fotoğrafı çıkartarak derince iç çektim.

Lucas bu fotoğraf yüzünden kendini içkiye vuramamıştı herhalde

Hoş olsaydı o zaman onun hakkında düşündüklerimi tekrar gözden geçirmem gerekirdi ama emindim.

Onu üzen bir şey vardı. Anlatamadığı bir şey vardı

Ben onun hakkında ne kadar çok şey bilmiyorsam tam tersi o benim hakkımda bir o kadar şey biliyordu.

Soyadını düşünüyordum. Dahası İtalyan oluşunu.

Benden saklamak istemişti veya ben çok aptaldım fark etmezdi.

Sonuçta artık öğrenmiştim ve açıklaması gerekirdi.

"Acaba seni kandırması kaç dakika sürer? Beş altı? Kendini kandırma ona inanmak istiyorsun. "

İç sesimin  söylediklerine hak vermek isteyen tarafımı pata küte döverek ciddiyetle başımı salladım.

Ona kızmadan sonuna kadar dinleyecektim. Baktım anlatmıyor bağırmaya o zaman başlardım.

Dedem hep birine kızacaksan bu seni boğazına kadar sinirlendirirse olmalı  derdi .

Boyum kısa olduğu için sinir  çabuk ulaşıyordu orası ayrıydı tabi.

Yine de Lucasın bende birazcık hata yapma payı vardı. 

Ona Allahın cezası Simon yüzünden borçluydum.

Üstelik alkol bağımlısı  olduğu da her halinden belliydi.

Yoksa normal bir insanın bu kadar şişeden sonra çoktan hakkım rahmetine kavuşmuş olması yasa yarısında bayılmış olması gerekirdi.

Gözleri ve sözlerini de hesaba katarsan yaşamının da pek parlak geçmediğini anlamayan kör sayılırdı.

Bir keresinde yirmi yedi yaşındayım ama yetmiş yaşında gibi yoruldum demişti.

" Olmadı psikologtan üç randevu alırsın olur biter. Sana Lucasa bir de Simona dünyanın bir psikolog borcu var. Biriniz psikopat biriniz sosyopat ve sonuncunuz da  bir kaç tahtası eksik bir deli."

Aslında Simonun neden bir psikopat olduğunu anlayabiliyordum.

Tabi ki her acı çeken kötü yola düşmek zorunda değildi ama yanlış bir yönlendirmenin onu bu çukura düşürdüğü de doğru sayılabilecek bir tezdi.

Beni kaçırdığı o iki aylık süreçte o kadar çok konuşmuştuk ki seceresine kadar öğrenmiştim.

Babası ve annesi tarafından sevgi görmemiş hatta on yaşına kadar babasını da görmemiş annesi ise sadece babasının serveti ile ilgilenmiş.

Küçük Yeşil Bulut Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin