Bölüm Otuz Bir

329 21 0
                                    


Sınavları ve   vizeleri olan arkadaşlarımın sınavları umarım iyi geçmiştir.

Upuzun bir bölümle sizlerleyim 🤍

Keyifli okumalar dilerim... ☁️

....

“ Masal yemek yememiz gerekiyor. “

Lucas’ın yarı ciddi yarı şakacı sesiyle değil de saçlarımı tarayan eli durduğu için gözlerimi açtım.

Aynadan Lucas’ın kollarını sıvamış halde Dikkatle bana baktığını görmemle kıkırdadım.

Sanırım kuaförde bile saçımı bu kadar iyi tarayan biri olmamıştı.

O kadar iyi, ve altını çizmek istiyorum  yavaş, tarıyordu ki uykumun gelmesine engel olamıyordum.

Üstelik oturduğum koltuğa benzer sandalye o kadar rahattı ki...

“ Lucas kuaför olmaya ne dersin? “

Boğazıma rağmen merakla sorduğumda tarağı hafifçe kaldırarak poz verdi. Siyah saçları arkadan yansıyan aydınlık havayla daha bir parlaktı sanki.

Bana doğru eğilerek gülümsedi.

“ O kadar iyiyim yani? “

Bu şirin hareketine karşı hareketlenen kalbimi zorlukla bastırdım.

Yok yok.

Bu saatten sonra olacağı varsa da olamazdı.

Ben bu yaştan sonra ona aşık olan zavallı  hemcinslerimle mücadele edemezdim.

Saç baş kavga için yeterince yaşlıydım.

Dedi abisi ile neredeyse gününü yirmi iki saati saç baş kavga edene kız. Daha inandırıcı bahaneler lütfen!

İç sesimin hatırlatmasına  göz devirecek gibi olduysam da kendimi tutarak  bana doğru Lucasın eline uzandım.

“ Ben saçımı tararken sinirden ve acıdan  ağladığımı biliyorum. Şimdi rahat rahat  uyukladığıma göre  ne kadar iyi olduğunu anlıyor musun? “

Gülümsemedi belki ama gözleri gülümsemiş kadar parladı. Elini bırakmak istediğimde engel olarak Avcuma ufak bir öpücük bıraktı.

Kalbimi çarptıran sıcak duyguyla yanaklarımın kızardığını hissederek elini hızla çektim.

“ Saçlarım artık kurudu! “diye ayağa fırladım.

Tabi bu hala hasta olduğumdan ve de beyaz ışığa oldukça yakın olduğumdan geri tepti ve dengemi kaybederek gerisin geriye oturmuş oldum.

Bilin bakalım rezil rüsva olanlarda bugün kim vardı?

Lucasın kahkahasıyla yüzüm utançtan morarmaya kayarken elimle yüzümü kapatarak bu rezil anda kurtulmayı diledim.

Lucas bana yıllar gibi gelen bir kaç dakika daha güldükten sonra hızlı bir atakla yanıma oturdu.

Gözlerimi yandan yandan ona çevirdiğimde ise bana doğru eğilerek beklemediğim bir anda parmağı ile Alnıma vurdu.

Aslında vurdu demek bu eylem için oldukça abartılıydı. Dokundu desek daha doğru bir şey olurdu.

“ Bir anda ayağa kalkmayacağına dair verdiğin sözü tatlılığın ile unutturmasın biliyorsun değil mi? Ayrıca hala uzun uzun yürüyemiyorsun dikkatli olmalısın. . “

Gözlerimi ondan kaçırarak iç çektim.

Tek adım atarken bile başım dönüyordu. Haklıydı haklı olmasına ama...

Küçük Yeşil Bulut Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin