Bölüm On Sekiz

416 40 3
                                    


Keyifli okumalar...🌿

...

Üç buçuk yıl önce Masal' dan

“ İnsan insanın kurdudur...”

Böyle demişti değil mi uzun yıllar önce yaşamamış filozoflar ...

Üzerine düşündüren bir görüş olsa da sanırım bende hak verenlerdendim.

Aslında Hak verdiğime üzülüyordum.

Keşke aksini savunacak gücü ve inancı kendimde bulsaydım..

Tam aksine artık  insandan, insanlıktan şüphe duymamak şaşırtıcı bir görüş sayılabilirdi.

Bizden daha masum canlıları sevmek bir insanı sevmekten daha anlamlı geliyordu.

Bugün Artan yemekleri kedilere ve köpeklere dağıtırken Şefime ispiyonlanmıştım.

Halbuki bunları çöpe atmak zorunda olduğumuza dair kurallar keskin dahi değildi.

Görmezden gelinebilir, hatta teşvik daha edilebilirdi.

Tabi canım. İnekler de mordu zaten.

İç sesime göz devirdim.

Bu dalga geçilebilecek bir konu değildi
.
Bir başka canlının yemesine imkan vermenin  bir yanlış sayılmasını kaldıramıyordum.

Bugün sanki para çalmış gibi yemek israf etmiş gibi yalan söylemiş gibi işten kaytarmış gibi bir muamele görmüştüm,

Karşılık verdiğim ve kendimi savunduğum içinse aşağılanarak kovulmuştum.

Şimdi dönüp bakıyordum da ne yapmıştım ki?

Bir canın değeri bu kadar mı anlamsızdı?
 
Oturduğum duraktan  öylece geçip giden insanları izlerken otobüsün gelmesini sakince bekledim. 

Biraz önce ettiğim kavgadan dolayı içimde garipsenecek bir boşluk ve üzüntü vardı.

Bu çeşit bir muamele görmek...

Aklımdan da hayalimden de geçmezdi.

Otobüse bir kaç dakika kala telefonumun titremesi ile gözlerimi ellerime çevirdim.

Telefonun elimde olduğunu bile yeni fark etmiştim.

Mesaj artık arkadaşım (!) olmayan  Gül’dendi.

“ Masal bugün söylediklerin için özür dilersen bir şansın daha olur. Yetenekli olduğun için şef seni harcamayacak. Aptal olma ve şansını tepme.  Bu kıyağımı da  unutma. “

Güldüm.

Huyumu karakterimi bırakın Anneme babama, aileme, dahi dil uzatan bu adamdan özür dileyecektim öyle mi?

Sinirle cevap vermeyi   düşünmedim  çünkü orada bende zaten ağzıma geleni saymıştım.

Şimdi kibar kibar dehleme zamanıydı.

Enseme vurup ekmeğimi alacağını sanmışlardı ama ne yazık ki sert kayaya çarpmışlardı

Mesaja anında yanıt verdim.

“ Kıyağın için teşekkürler ama kabul etmiyorum. Medeni bir ayrılık olmadı bu yüzden  artık uzatmak istemiyorum.
Paramı yatırmalarını istiyorum  istifa etmedim kavuldum bu yüzden tazminatı da talep ediyorum, iletirsin...
Bu arada Balkabaklı chesscake için bardaktan boşaltır gibi değil de, daha ölçülü, az  bir miktar şeker kullanmayı denemelisin o zaman kıvamı daha iyi tutacaktır.
Bu da şefe seni övmek için balkabağının rengini övmekten daha iyi bir neden Bu da  benden  sana bir kıyak. “

Küçük Yeşil Bulut Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin