Özel Bölüm

427 28 1
                                    

Bekleyen herkese teşekkür ederim

Umarım hoşunuza giden bir bölüm olur...☁️

....

Lucas sigarasını yakarken hayatını düşünemeyecek kadar duygularını kaybetmiş gibiydi.

Hissizdi...

Yorgundu...

Yolunu kaybetmişti. Hoş bir yolu var mıydı onu bile bilmiyordu. Bir evi yoktu... Ailesi yoktu... Vatanı yoktu...

Hiç kimseye ait olmayan rüzgar gibi hissediyordu

Kendini en son ne zaman sıcak ve güvende hissettiğini bilmiyordu.

O yedi yaşında yaşamayı bırakmış bir ceset gibiydi.

Gölgesinde olduğu ağaçtan bir yaprak öylece önüne düştüğünde dudakları hissizce iki yana kıvrıldı.

Ağaç bile kendi büyüttüğü yaprağı kuruyana kadar terk etmezken bazı insanlar kendilerinden olanı çöp gibi atıyorlardı.

Tıpkı kendisine de oldu gibi...

Annesini hatırlıyordu.

Altın gibi sarı saçları, koyu yeşil gözleri, gülümsemesi...

Tanrı biliyordu ya o çok güzel bir kadındı.

Dönüp dönüp tekrar bakılacak kadar güzel...

Onu ıssız bir yerde öylece bırakırken yüzünde olan tebessüm de oldukça güzeldi.

. Ona sarılırken döneceğim demişti, bu soğukta hiç kimsenin olmadığı bir ormanda dahi olsa annesinin geri geleceğine güvenmişti.

Çünkü annesi ona o zamana kadar hiç yalan söylememişti.

Üç gün sonra tüm ülkenin konuştuğu olay gerçekleşmişti

İki gün iki gece soğukta üstelik kar yağarken ormanda bulunan yedi yaşındaki bir çocuk, bulunduğu yeri terk etmeden öylece beklemişti.

Üzerinde ince bir kazakla pantolon olan yedi yaşında bir çocuk...

Donmak üzereyken bile gitmeyi düşünmeyen o çocuk bilincini yitirdiğini anlamadığını gözlerini hastanede açtığında anlamıştı.

İsmini söyleyen doktorun Yüzündeki bakış hala zihnindeydi.

Lucas Ateş Pavarotti...

Acır gibi yada yaşayan bir fazlalık olduğunu söylemek ister gibi...

Onlara Pavarotti olmadığını söylemek istemişti. Babasının öldüğünü annesini merak ettiğini.

Ama doktor ona fırsat bırakmadan yanındaki hemşiresine dönüp " Hem Yetim hem de öksüz. Üstelik dilimizi anlayıp anlamadığı da belli değil. İtalyan vatandaşı oraya nakletmek en doğrusu. " demişti.

Hem Yetim hem öksüz...

Lucas annesinin öldüğünü işte tam da o an acımasızca öğrenmişti.

Doğduğu ülke de istenmeyen bir çocuktu sadece.

Annesinin ve Babasının bıraktığı bir fazlalık.

Annesinin de babasının da mezarı nerede bilmiyordu. Hoş öğrenmek istediğinden de emin değildi.

Bugün geldiği hale bakıyordu da kaç insanın bizzat ölümüne sevap olmuştu?

Kaçını öldüresiye dövmüştü?

Kan... Kan ve kan.

İnsanlar tiksindiriciydi.

Küçük Yeşil Bulut Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin