Askıntı

Alkolün Verdiği Yetkiye Dayanarak

Dün geceki basılmamızdan sonra bir süre daha öpüştük ve Güven altımda resmen sızdı. Kalkık halde uyumakta zorlanırken kendimi yanına attım ve kokusuyla sarmalanmış halde gözlerimi kapattım.

Uyandığımda altımda kıpırdanan bedenle gözlerimi araladım. Elleri vücudumda geziniyordu, hala sarhoş gibi olduğu belliydi. Sol eli kalçama inerken nefesimi tuttum, sertçe sıkıp kendine daha çok bastırdı. Resmen üstünde yattığım için heryerini milim milim hissediyordum, ağır olduğumdan endişe etsemde nefes alışverişi gayet düzenliydi.

Kesilen nefesimi farkedip çenemden tutarak yüzünü görecek şekilde çevirdi. Dudakları baygın bir gülümsemeyle kıvrılmıştı ve dışarıdakinin aksine rahat bir tavrı vardı.

"Biraz yukarı kay yavrum, kucağıma gel." Sözleri, bakışı o kadar rahattı ki sanki yıllardır sevgiliydik. Kollarında yukarıya kaydım ve başımı boynuna gömmek için hamle yaptım.

"Saklanma, seni öpmek için gelmiştim buraya ben. Alkolün verdiği yetkiye dayanarak dudaklarınıza talip oluyorum Aslan bey."

Kendi şakasına gülerken benimde dudaklarım kıvrılmıştı, dudaklarıma yapışan dudaklarını acele etmeden öperken ellerini tekrar kalçama atıp beni kendine bastırdı. İnleyerek beni üstünde hareket ettirmesi beni de havaya sokmuştu.

Ellerimi pazularına koyup sıktım, dudaklarından ayrılıp boynuna yöneldim. Artık kendimi tutmuyordum, boynuna izlerimi bırakacak kadar sertçe emip yalıyordum. Elinin birini aletime atıp okşadığında boynunda inledim, kendimi çok rahat hissetmem normal miydi bilmiyorum. Sanki her gün bu hale geliyormuşuz gibi hissediyordum şuan.

Bir hamlede yerlerimizi değiştirip resmen üstüme abandı, kendini bana sürtüyor, boynumu, yüzümü, dudaklarımı sertçe öpüyordu. Bu kadar heyecana dayanamayan bedenim büyük bir rahatlamayla gevşedi.

"Yavrum, biraz yardım et. Deliriyorum burada." Sızlanır gibi çıkan sesine gülerken beni yüzüstü çevirdi ve bir hamlede altımı çırılçıplak bıraktı. Kalçamda hissettiğim büyük elleri deliğimi görmek için yuvarlakları iki yana ayırdı. Tamam, şimdi utanmıştım işte..

Gözlerinin oraya baktığını bilmek bile yetiyorken, kalçamın bir tarafını bırakıp parmağını oraya dayayıp hafifçe okşadı. Nefesim içime kaçmıştı resmen, kalbim bir an durdu sandım.

"Burası da yanakların gibi, pespembe." Sözleriyle ve dokunuşlarıyla seyiren deliğime eğilip bir öpücük bıraktığında gözlerimi sımsıkı yumdum. Bunu şuan yapmak istiyor olabilir miydi?

Hissettiğim sıcaklıkla gözlerim irileşirken, ağırlığını tamamen üstüme verip kalçama yaslanarak sürtünmeye başladı. Derin derin nefesler alarak bu hisse alışmaya çalışıyordum. Her kendini itişinde ısınan vücudum titremeye başladı, başını boynuma gömüp kokumu içine çekerken son bir itişle kalçamda bir ıslaklık hissettim.

Rahatlayan bedeni üstümde gevşerken ben hala yaşadığım şeyin etkisiyle titriyordum, heyecanım doruktaydı. Üstümden yana devrilip dizlerindeki çamaşırlarıyla öylece yatan adama baktım. Aletim kazık gibiydi ve tekrar rahatlamak istiyordu.

Elimi kalçamdaki ıslaklığa atıp dizlerime yükseldim, elimdeki ona ait sıvılarla kendimi çekerken dudaklarını ısırarak beni izliyordu. Bu görüntüsü karşısında fazla bir dayanma gücüm olması beklenemezdi. Kesik kesik aletinin üstüne doğru boşaldım ve öylece kalakaldım. Ben ne bok yemiştim adam körkütük sarhoştu.

Odamdaki ıslak mendille önce Güven'i sonra kendimi temizledim ve üstümüzü düzeltip battaniyeyle örttüm. Çoktan gözlerini yummuş olan adama bakarak dudaklarına bir öpücük bırakıp, tekrar uykuya dalmak için koynundaki yerimi aldım. Müptelası olduğum kokusuyla deliksiz bir uykuya dalarken, tek korkum sabah olanlardan pişman olma olasılığıydı.