Yeniden Askıntı

13K 657 36
                                        

Yemek yediğimiz akşamdan sonra beni yine görmezden gelmeye başlamıştı. Bende tabi ki kendimi hatırlatma gereği duymuştum.

Aslann: Erkeğim, bugün yemekte ne olsun istersin?

Güven'im: Ne diyon oğlum yine?

Aslann: Akşam diyorum, ne yemek yapayım?

Güven'im: Ulann, tamam lan
Kuru patlıcan dolması yap
Hadi bakalım yapabilirsen

Aslann: Sen ne yemek istersen yaparım tabiki. Kıymalı mı olsun sade mi?

Güven'im: Kıymalı olsun
Ama zehirlenmeyelim

Aslann: Ekşili köftenin dibini sıyırdın
Hala sapasağlamsın
Elim lezzetlidir yiğidim😉

Güven'im: Hade bakalım

Kilerden kuru patlıcanları çıkartıp hazırlığa koyuldum, ablama bildiğim tüm duaları ederken iç harcını hazırlamıştım bile. Dolmaları doldurup ocağa koyunca, annemler gidip başbaşa kadığımızda ablamın bana zorla yemek yaptırışları geldi aklıma.

Kendisine birşey olma ihtimaline karşı, herşeyi ama herşeyi döve döve öğretmişti bana. Temizlik, bulaşık, yemek, ütü, ev giderlerini hesaplama gibi aslında her insanın bilmesi gereken, ama ne hikmetse hep kadınların üstüne yıkılan tüm herşeyi öğrenmiştim.

Yanına güzel bir cacık yaptım, dolmalar piştiğinde herşey hazırdı. Üstümü de düzeltip odama geçtim. Biraz sınavlara hazırlanıp Güven gelince sofrayı kurardım. Ben sorulara kendimi kaptırmışken kapı çaldı, koşup kapıyı açtığımda şaşırmıştım. İlk kez evime kapıdan geliyordu.

Elinde poşetler vardı, bana uzatınca aldım elinden. Boş boş suratına baktığımdan kendini açıklama gereği duydu galiba.

"Bakma öyle, davete eli boş gidilmez bizde. Yemekten sonra ders çalışırken yersin." Teşekkür edip içeri buyur ettim.

Mutfaktaki yemek masasına soframızı kurup yemekleri servis ettim, tabak önüne konduğu an hayretle bana baktı. Gerçekten yapabileceğimi düşünmemişti heralde. Şaşkınlığından istifade yanağından bir tane öpücük çalıp yerime oturdum.

"Ulan, sofrada bari düzgün dur. Tövbe yaa.." Boynu kızarmasa kızdığını düşünürdüm ama sadece utanıyordu. Eline çatalı alıp dolmayı bölerken bende onu izliyordum öylece, ilk çatalı ağzına atınca gözleri kapandı.

Suratımdaki tatmin olmuş tebessümle bende yemeye başladım, tabağı bittiğinde ayağa kalkacakken tabağını alıp tekrar doldurdum. Artık yüzünde bariz bir mutluluk vardı, ev yemeği yemekten hoşlanıyordu demek.

Ben hep yapardım yiğidim sana, sen yeter ki iste. Ellerini karnına koyup sandalyede geriye yaslanınca bir süre öylece onu izledim. Sanki birlikte yaşıyormuşuz gibi hissetmiştim, hayal bile olsa güzeldi.

"Ellerine sağlık valla, efsane yapmışsın. Bu kadarını beklemiyordum, elin lezzetliymiş demek." Ayy, sen iste neler yaparım ben sanaaaa...

"Ana, baba olmayınca insan mecbur kalıyor tabi. Ablam sağolsun ne bildiyse öğretti, elinden her iş gelsin, kimseye muhtaç kalma diye diye herşeyi yapar oldum."

Yüzündeki buruk ifadeyi tekrar görmemek için askıntı modumu açmaya, içimdeki piçi çıkartmaya karar verdim.

"Neyse artık işten gelince önüne yemek koyacağım bir kocam var, ablam rahat edebilir yani. Emekleri boşa gitmeyecek." Dudaklarındaki buruk tebessüm silinirken yüzü gerildi, sonra başını sağa yatırıp sabır dilendi.

"Oğlum şakanın da bir sınırı var, sofra falan dinlemeyip sikicem haa.."

O sinirle söylese de benim midem hoplamıştı, heyecanlanmıştım. Suratıma en piç sırıtışımı koyup öne doğru eğildim.

"İtiraz ediyor gibi mi duruyorum? Sikicem diyorsan yaparsın, kocam diye boşuna demiyorum."

Ağzı hayretle açılırken ben dudaklarımı yalıyordum, onunla bu şekilde konuşurken bile kalkan aletim söz dinlemiyordu. Elimle çaktırmadan biraz bastırdım inmesi için, ama nafileydi. Bir anda kalkıp kapıya yönelen Güven'in arkasından kalktım bende, aniden durunca hızımı alamayıp arkasına yapıştım.

Tam tersi bir pozisyonun hayalini kursam da, aletim kalçalarına yaslanmış öylece duruyorduk. Kısık bir sesle "Çekil" dedi. Ateşe dokunmuş gibi geri kaçıp kapıdan çıkışını izledim. Yine yapayalnız kaldığıma küfredip mutfağı toparladım ve Güven'in misafir olduğu huzurlu bir uykuya daldım.

AskıntıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin