****GÜVEN'DEN****
İlk başlarda hareketleri ve askıntılığı utandırıp canımı sıkmıştı. Yıllardır içimde yaşadığım kimliğimi birisi fark etti ve dalga geçiyor sanmıştım, ta ki onu cam kenarında ağlarken görene dek. Çok masumdu, çocuk gibi, ama yetişkin bedenine hapsolmuş bir çocuk.
Eli lezzetliydi, annem rahmetli çok güzel yemek yapardı ama bu çocuğun yemekleri bir başkaydı. Ev yemeğine hasrettim ve abimle babam genelde hazır şeyler koyarlardı masaya. Son iki yıldır babam köydeki evde yaşıyordu, abimde evlenmişti.
Her hafta gitmeye çalışsam bile eşi benden pek hazzetmediği için, arayı bilerek uzatıp işimi bahane ediyordum. Son zamanlarda bana gösterilen ilgi ve bakışlarına alıştım diyebilirdim. Birde çocuk çok güzel kokuyordu, ev gibi.
Her gün beni yemeğe çağırıp, mesajlarla ne istediğimi bile soruyordu. Ne istesem, hatta bazen istemesem bile en sevdiğim yemekleri ve tatlıları önüme koyuyordu. Bugün de sabah, öğlen yemem için yemek hazırlamıştı. Kabak tatlısının kalanını da koymuştu ve ben ilk kez iş yerimde gerçekten mutlu bir şekilde yemek yemiştim.
Ona dokunduğumda kızaran yanakları aklıma gelirken mesaj attım, tepkileri gözümde canlandı. Ben gülümseyip son mesajı da atınca karşımda sırıtan Gizem aklımı almıştı.
"Kız manyak, aklımı aldın. Ne ara geldin, hiç duymadım." Suratındaki manyak gülüşle üstüme eğildi, koltuğuma yapışırken geri çekildi.
"Biliyordum, aşık olmuşsun. Ben de Gizem'sem sen çarpılmışsın, ama kime."
Hislerimi bilen tek insan bu manyakken ellerimi nereye koyacağımı bilemedim. Sonra kendimi herşeyi anlatırken buldum. Sefer tasını alıp iki lokma kalan yemeği yerken suratı aydınlandı.
"Oha bee, müthiş yapmış. Ben ne zaman tanışıyorum enişteyle? Hmm hmm ne zaman?" Deli deli hareketleri güldürse de bilmiyordum, onun için oyaladım.
"Daha zamanı var merak etme, zaten birgün buraya bile gelir kesin. O kadar vurdumduymaz."
"Gelirse haberim olsun bak, merak ettim kesin çok yakışıklıdır." Benim zevkime göre çok yakışıklı sayılmazdı ama masumdu, hemde çok.
Suratıma yayılan gülümsememle Gizem bir çığlık koparttı, yanağıma sulu bir öpücük koyup kaçtı yanımdan.
Akşam olup yemek için Aslan'ın evine yönelirken yine ona meyve aldım, sınavlara çalışıyordu ve vitamine ihtiyacı vardı. Birde elim boş gitmek istemiyordum, yemek yerken bile çoğu zaman mahcup oluyordum.
Kapıda komşunun kızı yapışık Belkıs'ı görünce içim sinirle doldu. Şimdi de Aslan'ı hedef almıştı demek, öylece durup Aslan'ın ona donuk bir yüzle bir şeyler söylemesini izledim. Bana bakarken oluşan gülümsemeden eser yoktu yüzünde.
Oldukça sert bir şekilde konuşurken kaşları çatılmıştı, sonunda kız gidince gözleri beni buldu. Yüzünde saniye saniye oluşan değişimle gülümsememek için zor tuttum kendimi. Sadece bana böyle güzel gülsün istemiştim, sanırım Gizem haklıydı.
Fark ettiğim ikinci şeyse ben Aslan'ı kıskanmıştım ulan, çocuk çocuk diyordum birde. Kalbime sızmıştı şerefsiz, mutfağa geçip poşetleri tezgaha bıraktım. Ona döndüğümde beni izlemesi hoşuma gitti, mesajdaki söz verdirişi aklıma gelince elimi uzattım. Eli hafiften titriyordu, kendime çekip alnından öptüm.
Yemek yerken onu izliyordum, her bakışımda donmasıyla kendimi bir tuhaf hissettim ve aklıma bana dayadığı an geldi. Ulan çocuk aklıma gelen şeye bak sofrada, ayarlarımla oynamıştı resmen. Ben feminen tiplerden hoşlanmazdım, gerçi Aslan gayet normal duruyordu ama benimle ilgilenişi tıpkı bir eş gibiydi.
O kadar yavşamasaydı anne gibi derdim ama, daha çok fırlama bir eş gibiydi. Beni yolcu ederken yanağına bir öpücük kondurdum ve makas alıp çıktım. Eve girene kadar arkamdan baktığını biliyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/322778205-288-k106358.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askıntı
AcakKendisinden oldukça iri olan kabadayıya askıntı olmaya karar verdiğinde kimse onu kararından geri çevirememişti. Bu ufak tefek gencin söyledikleri onun gibi bir kabadayının nasıl yüzünü kızartırdı bilmiyordu, ama bu gence vuramamıştı bile.