Bir Yatak İki Beden

10.9K 505 25
                                    

Güven'imin istediği yemekler hazırdı, salatasını bile özene bezene hazırlamıştım. Yatağımın çarşaflarını değiştirip duşa girdim hemen, iyice temizlendim.

Kapı çalındığında heyecanımı içime gömüp kapıyı açtım koşarak. Elleri yine dolu doluydu, ama bu sefer meyve değil abur cubur almıştı.

Sevinçle boynuna sarıldım, sonra ani yakınlıktan dolayı hızlanan nefesimle sofraya ilerledim. Artık Güven bile alışmıştı ani hareketlerime, bıyık altından gülerek bakıyordu bana.

Gözlerinde adını koyamadığım bir şey daha varmış gibi hissediyordum, ama çok kurcalamadım. Yanımda olmasının ve yanında olabilmenin tadını çıkartıyordum.

Bugün için özel olarak hazırladığım çok ama çok nadir yaptığım, iç pilavlı tavuğumu fırından çıkarttım. Tavuk suyu çorbayı servis ettim, çorbayı içerken yemeğin ilk sıcağı da çıkardı hem. Rahmetli annem bunu kurban kesemediğimiz bayramlarda yapardı.

Güven hayretle tavuğa bakarken bir yandan çorbasını kaşıklıyordu. Boşalan kaseleri lavaboya bırakıp tavuğu kesip servis ettim. Güven'im but sevdiği için ona but verip kendime göğüs etinden aldım her zamanki gibi.

Yemek bitince tatlılarımızı da yedik ve salona geçtik, kahvelerimizi salonda içerken Güven'in dizinin dibine yere oturmuştum. Bu hareketime şaşırmıştı haliyle, omzumu dizine yaslayıp hiç ilgimi çekmese de televizyondaki filme baktım bir süre.

Hafif uzamış saçlarımda hissettiğim parmaklarla vücudum hafifçe titredi, en ufak ilgi kırıntısı kalbimi hoplatıyordu.

"Yere oturma Aslan, bak hasta olursun. Yer çeker belini, hadi gel koltuğa."

Mayışmış gözlerimi ona kaldırdım, başımdaki eli koltuğun kenarından bana uzanmıştı. Diğer eliyle kahve fincanını tutarken, eski filmlerdeki ağır abilere benziyordu. Suratımdaki tepkisizliğe karşı kaşları havalandı, eliyle yanına vurunca ikiletmeden yanına oturdum.

Başımı omzuna yaslamak istiyordum, ama onun istemediği şeyler yapmak istemiyordum artık. Yanağımı koltuğa yaslayıp bir süre onu izledim.

"Güven, bana en sevdiğin yemeği söylemedin. En sevdiğin rengin gri olduğunu biliyorum, kabak tatlısına olan aşkını da biliyorum. Ama en sevdiğin yemeği bilmiyorum."

Bana bakışları bir an değişti, gözleri kararırken alt dudağını sertçe yaladı. Nefesim anlık kesilince yutkunup bakışlarımı ellerine indirdim, elini çeneme atıp göz göze gelmemizi sağladı. Nefesini yüzümde hissederken heyecandan hızlanan nefesim yüzünden dudaklarım aralanmıştı.

Dudaklarıma kayan gözleriyle bende dudaklarımı yaladım, bu sefer Güven yutkununca içimde bir umut yeşerdi. Beni öpmek istiyordu, iyice yaklaşan dudaklarının tadını almak için o kadar hevesliydim ki, o küçük mesafeyi hemen kapatmak istiyordum.

"Ben en çok domatesli,sarımsaklı karışık kızartma severim. Diğer yaptığın yemeklere göre basit olabilir ama her gün olsa yemem demeyeceğim tek yemek bu."

Dudakları dudaklarımın hemen önündeyken söylediği şeyleri algılamamı bekleyemezdi benden, o yüzden her zaman olduğu gibi aptallaştım ve sadece ağzımdan çıkan şeyle gülen yüzüne baktım.

"Hı?" Diyerek tekrar dudaklarına bakıp yutkundum. Eli çenemi bırakırken yürek hoplatan gülüşüyle bana bakışını iç çekerek izledim.

"Boşver ben sana mesaj atarım çocuk. Sen benimle bu kadar yakınken konuşamıyorsun anlaşılan." Dudaklarım yukarı kıvrılırken gözüm saate takıldı. Onu geçiyordu saat, ne ara bu kadar vakit geçti anlamamıştım.

"Uykun geldiyse yatabiliriz, sabah birlikte kahvaltı da ederiz hem ilk defa." Sözlerime kafasını sallayıp lavaboya yöneldi, bende odama gidip Güven için kıyafet çıkarttım. Banyodan çıkıp benim elimdekileri görünce gülümsedi, 'sağol' diyip tekrar banyoya yöneldi.

Giyinip çıkan bedeni aç gözlerle izledim, aleti eşofmanda çok belli oluyordu. Yüzümün önünde şıklatılan parmakla gözlerimi çektim hemen.

"Lan yukarı bak yukarı, tövbe tövbe. Hadi uykuya bakalım." Beni eliyle kışkışlayıp salondaki geniş koltuğa gidince kaşlarımı çattım. Elini tutup ayağa kaldırdım hemen.

"Yok ya, salonda falan yatamazsın Güven'im. Doğru benim odaya, koynuna girme fırsatını kaçıracak değilim heralde." Gülerek bir tövbe daha çekti ama fazla direnmeden benimle geldi. Yatağım tek kişiliklere göre biraz büyüktü yani sorun olmazdı.

"Oğlum yatak tek kişilik, nasıl sığarız buna ikimiz?" O yatağı incelerken ben gülüyordum. Sığardık işte mis gibi.

AskıntıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin