Sefer Tası

10.2K 554 25
                                    

Sabah erkenden uyanmıştım ve aklıma gelen şeyle hemen hazırlıklara başlamıştım. Madem Güven'im ev yemeği seviyor bende ona işyerinde yemesi için yemek hazırlardım.

Güzelce hazırladığım paketle camın önünde işe gitmesini bekliyordum şimdi de. Sonunda üstündeki siyah örgü hırkasıyla evden çıkınca hemen camı açıp seslendim.

"Güven'im, yakışıklım, gel gel." Kaşları çatılırken derin bir nefes alıp cama yaklaştı. Hazırladığım paketi uzatıp gülümsedim uyku mahmuru güzel yüzüne.

"Bu ne sabah sabah?" Huysuz hali beni güldürürken piçliğim tavan yapmıştı.

"Kocama öğlen yemeği hazırladım, içine de her zamanki gibi sevgimi kattım. Hadi hayırlı işler hayatım, Allah bol müşteri versin." Bir 'ya sabır' çekip yola koyuldu ama ara sıra elindeki pakete bakıp duruyordu.

Ders çalışmaya dönüp uzun bir süre başından kalkmadım, saat iki gibi gelen mesajla gülümserken dersi çoktan unutmuştum bile. Mesaj atış sebebini tahmin edebiliyordum.

Güven'im: Ellerine sağlık çocuk, sayende tost harici bir şey yedim ilk kez dükkanda.

Aslann: Ne demek hayatım
Sana feda olsun
Sen iste ben her gün hazırlarım sana
Ne istersen iste benden

Güven'im: Ciddi misin gerçekten
Midem şuan Beşiktaş marşı söylüyo
Çok iyi yapmışsın hepsini

Aslann: Sen yiyeceksin diye
Sevgimi kattım dedim ya
Ondan böyle lezzetli oldu
Sana kötü yemek yedirir miyim hiç
Kalbine giden yol midenden geçiyorsa
Ben o yola börekler açar sererim

Güven'im: Ulan çocuk kızamıyorum bile şuan sana
Mayıştım tatlıdan sonra
Hatırlat bana alnından öpcem seni
Çok huzurluyum şuan

Aslann: Bak hatırlatırım ama
Kaçarın olmaz bunu söz saydım
Alırım öpücüğümü

Güven'im: Söz be çocuk

Ben akşam yemeğinin son eklemelerini yaparken kapı çaldı. Ellerimi silip kapıya koşarken bir yandan saçlarımı düzeltiyordum. Kapıyı açtığımda karşımda karşı komşunun kızı duruyordu, iki aydır bana asılıyordu. Ben her seferinde geri çevirsem bile kapıdan gitmiyordu.

Elindeki tabakta garip bir tatlı vardı ve bana şirin sandığı gülümsemesiyle bakıyordu. Tabağı uzatınca bir adım geri attım, kolay kolay başkasının pişirdiği şeyleri yemezdim.

"Sana browni yapmıştım Aslan, nasılsın görüşmeyeli?" Kaşlarımı kaldırıp tabağa baktım, bu browni gibi görünmüyordu.

"Ben çikolata sevmem, teşekkürler iyiyim." Soğuk sesimle biraz bozulsa bile belli etmedi.

"Tüh, o kadar özenmiştim. Neyse, ablan köyde olduğu için yardım edebileceğim bir şey var mı diye sormaya gelmiştim."

"İnan ki kimsenin yardımına ihtiyacım yok, izin verirsen misafirim var. Birini bekliyorum da." Soğuk konuşmam bu sefer etkili olmuş olmalı ki geri çekildi.

Yüzü kızarmaya başlarken birşeyler geveleyip evine gitti, tam iç çekmiş kapıyı kapatacakken sert sert bana bakan Güven'imi gördüm. Yüzüm güldü anında, ama o kaşlarını iyice çatmıştı.

Eve yürüyüp içeri girince kapıyı kapattım, elindeki poşetleri tezgaha koyup bana döndü. Gözleri parlıyordu ve siniri belli oluyordu.

"Belkıs ne arıyordu kapıda? Hayırdır?" Gözleri her hareketimi izlerken ona bir adım yaklaştım, geçen gün sarılmışken bugün buz gibiydi.

"Browni getirmiş bana, ama ben başkasının pişirdiği şeyleri yemeyi pek sevmiyorum. Kibarca reddettim o yüzden, istersen uyarırım bir daha gelmez." Kafasını sallayıp bana elini uzattı, elini tutunca beni yanına çekip dudaklarını alnıma bastırdı.

"Bana yemek yapmak için derslerini ihmal etme. Çok sevsem de geleceğini düşün çocuk, okulunu oku."

Ağzımdan sadece zayıf bir 'tamam' çıktı. Yemeklerimizi sessizce yedik, Güven bugün o kadar da iştahlı görünmüyordu ve iki lokmasında bir bana bakıyordu. Gerilen vücudum onun her bakışında kasılıyordu, ellerim bile terlemişti.

AskıntıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin