Yıkılmam Kolay Değil

6.8K 350 15
                                    

Abisinden yediğim sağlam dayaktan sonra olan olaylar dram fimleriyle kapışırdı. Güven benim için abisini neredeyse dövecekti, bunun kalbimi acıtması normal değildi. Sevinmeliydim ama sevinemiyordum.

Odanın kapısı çalınınca Güven sanıp yerde tuttuğum yüzümle kapıyı açtım. Abisi önümde duruyordu ve ağlamış olduğu çok belliydi. Kendimi bok gibi hissediyordum, bunların sebebi ayarsız çenemdi.

Bok vardı da, 'Güven niye seni evde bıraktı' diyen adama 'kocam çünkü' diye cevap vermiştim. Abisi olduğunu bilmiyordum, arkadaşı falan sanmıştım dalga geçtiğimi söyleyemeden yüzüme yumruğu çakmıştı.

Yediğim dayakla, zaten aç olan karnım daha çok ağrımıştı. Üstüne eve gitmeme de izin vermeyip Güven gelene kadar beni burda tutmuştu. Şimdiyse karşımda sus pus duruyordu.

"Benim aranızda olanlardan da, kardeşimin yöneliminden de haberim yoktu. Gerçekten özür dilerim kardeşim bilseydim böyle davranmazdım. Kusuruma bakma eşeklik ettim."

Ağzım açık öylece bakakalmıştım, elleri ceplerinde kapıya yönelince duvara yaslanmış Güven'le göz göze geldik. Bana dimdik bakıyordu, gözünü bir an bile çekmeden dimdik bakıyordu.

İçimden bir ürperti geçti, duvardan uzaklaşıp gözünü bile kırpmadan üstüme yürüyünce istemsizce geri geri gitmeye başladım. Odaya girip kapıyı kilitledi, nefesim sıklaşırken neden böyle davrandığını bilemiyordum.

Kalbim o kadar hızlanmıştı ki, odada bir tek benim nefes sesim duyuluyordu. Güven eğilip yara olan dudağımı öptü, boynumdaki hafif çürümeye başlayan yeri de öptü.

"Soyun bakayım, başka nerene zarar verdi o hayvan." Ben anlamasam da dediğini yaparken ceketini çıkartıp koltuğun üstüne attı. Atletimle kalınca onu da çıkarttı, kaburgamdaki daha kötü olan bir çürük daha vardı.

Tüm yaralarımı, tek tek, uzun uzun öptü. Masasından krem çıkartıp tüm çürüklerime sürerken ben hala heyecandan titriyordum. Elleri tüy gibi vücudumdaki acıları dindirmek için uğraşıyordu.

Acı içinde bile olsam söz dinlemeyen bir vücudum vardı, önümde diz çökmüş dizime krem sürerken elimle bastırdığım aletim isyan bayraklarını çekmişti. Kafasını kaldırıp yüzüme bakarak elimi aletimden çekti ve üstümde kalan tek çamaşırı da çıkartıp odanın rasgele bir köşesine fırlattı.

Karşımda yavaş yavaş soyunurken, içindeki dar ve siyah atletle derin bir nefes aldım. Elini kemerine attığında heyecanım tavan yapmıştı. Karşımda siyah atlet ve siyah boxerla dururken onun da benimle aynı durumda olduğunu gördüm.

Diğer çamaşırları da çıkartıp soyunduğunda artık bayılmamak için hiç bir sebebim yoktu. Çekmecesine uzanıp başka bir krem aldı ama bu normal bir krem değildi. Kayganlaştırıcıydı, ben ileri gideriz diye gerilirken o büyük eline iyice kremi sıkıp ikimizi birden avcuyla sardı.

Ellerim omuzlarına yaslanmış kendimi sıcak avcuna bırakmıştım, dudağımın sağlam tarafına yumuşacık öpücükler kondururken onu daha derin bir öpücük için yönlendirdim. Birbirimizde teselli bulup, birbirimizde kaybolmak istiyorduk.

Diğer elimi kalçasına atıp okşadım, gerilen kalçasını tutup kendime daha çok bastırınca ağzımın içinde inledi. Onun diğer eli de benim kalçama yöneldi ama, benim yaptığımı yapmayıp daha kalp hoplatan bölümlere yöneldi.

Kaygan parmakları kalça aramda gezinirken kendimi gelmemek için zor tutuyordum. Deliğimi okşayan parmağını hissedince dilini ağzıma çekip iyice emdim, bunu tarif etmek imkansızdı. İki yönden uyarılmak o kadar mükemmel bir histi ki dizlerim titremeye başladı. İçime usulca kayan parmağıyla kendimi bırakıp inleyerek boşaldım.

Güven beni tek hamlede çevirip masaya doğru yasladı, kremi ve benim sıvılarımı kalçama yayıp kendini sürterken çenemden tutmuş deli gibi öpüyordu. Nefesim kesilirken onunda gelmek üzere olduğunu anladım ve elimi kalçasına attım. Sert bir kaç vuruştan sonra hissettiğim sıcak ıslaklık sonrasında bana sımsıkı sarıldı.

"Aslan'ım, yavrum, güzelim." Boynuma kafasını gömüp öpücüklere boğarken mırıldanıyordu. Utansam da çok acıkmıştım, bayılmak üzereydim.

"Güven'im, çok açım ama halim yok. Bir şeyler yiyelim." Son bir kez ensemi öpüp yerden aldığı birşeyle üstümüzü sildi. Eline telefonu alıp beni yatağa uzandırdı, üstümü de örtüp koltuğa oturdu.

Her yeri meydanda oturuyordu adam yaaa, gözüm bayram ediyordu valla. Ben onu izlerken pişkin pişkin telefondan bir yeri aradı.

"Kardeşim bana 3 tane pide, kuşbaşılı kaşarlı olsun. Yanında salata falan ne varsa koydur, ayran da kola da yolla birer litre acele olsun, torpilli olsun. Hade koçum hesaptan, yarın halledicem ben gelip."

Ben onu izlerken telefonu kapatıp yanıma uzandı, yatak zaten kocamandı ama sanki tek kişilik yatakta yatıyormuşuz gibi dibime kadar geliyordu. Nefesi boynuma çarpıyordu sürekli.

"Seni o halde görünce yıkıldım be Aslan'ım, bilirsin benim yıkılmam öyle kolay olay değil. Bir sen beni bu hale getirebilirsin. Anladın mı?"

Kafamı sallarken aklım hala çıplak vücudundaydı, ergen zihnim durmak bilmiyordu. Benim konudan kopuk olduğumu fark eden Güven, gülerek yataktan kalkıp üstüne atlet ve boxer giyindi. Kafasını iki yana sallayarak gülüyordu, biliyordu benim piçliğimi tabi. Canım Güven'im iyi tanıyordu beni....

AskıntıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin