Aile Problemleri

5.5K 311 4
                                    

Güven bir tepki vermese bile bakışları herşeyi anlatıyordu. Kadın saf nefretle bakıyordu resmen, sebebini bilmiyordum. Belki Güven bile bilmiyordu.

Kapıdan çekilip kadını kolundan tutarak içeri çekti, sinirden titreyen kadın benim tertemiz yaptığım evde ayakkabılarıyla dolaşıyordu. Sinirle geçip baş köşeye kadar ilerledi.

"Sen ne hakla abine seni evimde istemediğimi söylersin, sen kimsin be? Ben abinle evlendim ailesiyle değil. Abini sevmem sizi de sevmek zorunda bırakmaz beni. Sevmiyorum da, senin ne yapmaya çalıştığını biliyorum. Benden ayrılsın istiyorsun, bu çöplüğe geri dönsün diye."

Artık siniri iyice belli olan Güven kadına öyle bir baktı ki, bana asla öyle bakmamasını diledim. Konuştuğu zaman sesi soğuk, ama parçalayacak kadar sertti.

"Ben asla bunu istemedim, sen onu sadece kendine saklamak istedin. Babama yaptığın saygısızlıklar yüzünden adam evinize sadece bir kez geldi. Bizi sevmesen bile eğer abimi seviyorsan gerçekten, evindeki misafire hürmet göstermeliydin. Gerçek sevgi o insanın ailesini kendi ailen saymak demektir. Sen sevmeyi bilmiyorsun, sen sadece bencilsin. Şimdi evine kocanın yanına git ve bir daha bu eve adım bile atma, burası bana ait, sen bu evde bir saniye bile durmayı haketmiyorsun."

Kolundan tutup kapıya koyduğu kadın şok olmuştu. Bu kadar sert ve açık konuşmasını ben bile beklemiyordum ama, bu güzel adamın içi yara kabuklarıyla doluydu anladığım kadarıyla. Şimdi kabukları tek tek kopartıp atıyordu.

Yeniden açılan ama daha hızlı iyileşecek olan yaralara merhem sürmek için hep yanında olabilmeyi diledim. Onun mutlu olabilmesi için, onu her zaman mutlu edebilmek için hep yanında olmak istiyordum.

Kalbim onun yaraları için ağlasa bile bu kadar güçlü durup, tüm onu yaralayanlara haddini bildirmesini büyük bir gururla izliyordum. Karşımda sanki her an daha da büyük bir adama dönüşüyordu.

Kapıyı kilitleyip bana döndüğünde yumuşayan bakışlarıyla kalbim pamuk gibi oldu. Bana her bakışında olduğu gibi kalp atışlarım haddinden fazla hızlanmıştı. Nefesim bir anlık teklediğinde kesik bir nefes çekebildim içime. Bakışları yakıcı bir hal almıştı artık, üstüme attığı her adımda kalp atışlarım hızlanıyordu.

Kızaran yanaklarıma ellerini bastırıp dudaklarımın öne çıkmasını sağladı, büzülen dudaklarıma minik bir öpücük kondurup beni kendine çekip sarıldı.

"Sana sürekli böyle tatsız şeyler yaşattığım için özür dilerim Aslan'ım."

Elimi yediği tokat yüzünden hafif pembeleşmiş yanağına atıp hafifçe okşadım. Ben yanağını okşarken masumca gözlerini kapatması kalbimde bir yerlere dokunmuştu, gözlerim dolarken ağlamamak için sertçe yutkundum.

"Özüre gerek yok Güven'im, biz birbirimize en saf halimizle bağlanıyoruz. Ailelerimiz, sorunlarımız, sorumluluklarımız var. Senden gelen herşey kabulüm, sen bana böyle bak yeter."

Yanağını okşadığım elimi tutup avcuma bir öpücük bıraktı, yüzümdeki buruk tebessüme karşılık, o bayram sabahındaki bir çocuk gibi ışıl ışıl gülümsemişti.

"Sen var ya, bana yıllar sonra verilen en büyük hediyesin. Rabbim senin ömrünü benimkine nasip etsin."

"Amin." Dedim hafif sırıtarak, piç gülümsemem yerine yerleşirken dudaklarına bakıp dudaklarımı yaladım. Bu kadar dram ve romantizm yeterliydi bugünlük.

"O zaman, ben bir kocamı işe uğurlamadan hayırlı işler öpücüğü vereyim." Aniden dudaklarına yapışmamla kıvrılan dudaklarını görmekten çok hissettim.

Ben çekildiğim an elini kalçama atıp beni kendine yaslarken acıyla inledim. Hızla elinden kurtulup bir adım geri kaçarken yüzünde ufak bir sırıtış görmedim değil.

"Kolay gelsin hayatım, Allah bol bol müşteriler versin sana. Kısmetin yağmur gibi yağsın bugün." Kafasını iki yana sallayıp evden çıkarken elimi kalçama attım ve bu kadar büyük olmasına içten içe küfrederek eşyalarımı toplayıp, kendi evime gitmek için hazırlandım.

AskıntıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin