Prolog

145K 4.3K 961
                                    

(Tasarım: mirayyenerr )

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Tasarım: mirayyenerr )

ŞEYTAN TÜYÜ

PROLOG

26 Haziran 2023,
05.47

Harlı bir ateşin içinde kavruluyordu.

Onun sıcaklığında tutuşuyor, yanıyordu. Dokunuşlarıyla, nefesiyle, tutkusuyla... Teni teniyle bütünleştikçe işin içinden çıkamıyor, aksine 'Biraz daha.' diyerek kendini adeta kandırıyordu. Fazlasını isteyen arsız yanıyla çetin bir savaş veriyordu; ama mağlup olmasına ramak kalmıştı.

Üzerinde tüm heybetiyle uzanan adam, uzun parmaklarını genç kadının yanaklarında gezdirirken dudaklarına doğru soluklarını veriyor, o da onu 'Biraz daha.' diyerek yanında tutabilmek için elinden geleni yapıyordu.

Genç adam, sert bir nefes vererek kadının içinden çekildiğinde bile o tenden fazla uzaklaşamadı. İçten içe bu sihirli tene olan bağlılığı artıyordu ve bunun artık çok net farkındaydı. Parmakları boynunda, gerdanında, omuzlarında gezindi, durdu. Bambaşkaydı kadının üzerindeki etkisi.

"Öyle güzelsin ki..." diye fısıldadı dolgun dudaklara doğru.

Kadın, adamdan işittiği sözleri yutkunarak dinledi. Çünkü adamın sesindeki o boğuk tını, onu tekrar baştan çıkarmak için en basit sebepti.

"Güzelliğini," Eliyle kadının terden yanağına yapışmış siyah saçlarını geriye itekledi. "Nasıl ifade edebilirim, bilmiyorum."

Kadın, adamdan gözlerini kaçırarak derin nefesler alıp verirken göğsü körük gibi inip kalkıyordu. Adam böyle iltifatlarda bulundukça diyecek mantıklı sözler bulamıyordu. Bir teşekkür ise şu an onun için pek samimiyetsizce geliyordu.

"Yarım saat doldu." dedi, düzelen nefes alışverişleriyle birlikte artık daha rahat konuşurken.

Adamın kadında olan bakışları buz gibi bir ifadeyle değişti. Dudaklarından dökülen o birkaç kelime ise ağzında acımtırak bir tat oluşmasına sebep oldu. Bu haldeyken, ona böyle bakarken ve dokunuşları altında titrerken hala nasıl aklından gitmek geçerdi, anlayamıyordu.

"Bir yarım saat daha dolaşmalarını söyleyeceğim." diyerek üzerinde doğrulan adama bakışlarını tekrar çevirmek zorunda kaldı. Kaslı kolundan ani bir refleksle tuttu, Bu atak, adamın durması için yeterli bir işaretti.

"Cesur," dedi, düz tutmaya çalıştığı ses tonuyla. "Artık vakti geldi. Bundan sonra yarım saatlerin, bir günlerin bir anlamı yok."

Cesur, kadın konuştukça dişlerini gıcırdattı, bıkkınca nefeslendi. Yine aynı konu! diye geçirdi içinden. Ağzından başka bir şey dökülmüyordu.

ŞEYTAN TÜYÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin