Bölüm 34 | Ma'at'ın Tüyü

24.2K 2.2K 1.1K
                                    

Başlıktan anlayacağınız üzere 1. Bölümden beri beklediğiniz o malum bölüm... Gerçekten benim için finalden daha önemli bir bölümdü. Üstelik Şeytan Tüyü'nün tüm bölümleri boyunca en uzun bölümü.
Bu sebeple bol bol yorum yapıp oy verelim mi? Yorumlarınızı heyecanla okuyacağım.
İyi okumalar.
💙

Cem Adrian, Hüküm

"Sen Çetin'i attırdın, hayatımı mahvedip oğlumu elimden alan adama hayatı zindan ettirdin. Ben de bunu borç bilip hayatını zindan eden adamı bulacağım ve sana getireceğim."

Enver KAHVECİ

Yazıları tekrar tekrar okuyup kelimeleri zihnimin süzgecinden geçirirken Ahu mızmızlandı. Bakışlarım kızıma dönerken kağıdı buruşturup cebime koydum.

"Halasının bir tanesi... Ne oldu?"

Başak, karşıdan Ahu'ya doğru tatlı tatlı mırıldanırken Cesur benden önce Ahu'yu kucakladı. Eliyle sırtını sıvazlayıp, "Babacığım." diye sevdi. "Ağlama bebeğim, birazdan evimizde olacağız bak."

Aklım hala kağıttayken sessizce izledim ikisini.

"Annenle sana çok güzel bir oda hazırladık. "Odanda araban bile var!"

Ahu'nun mızmızlanması bir an da kesildiğinde Sevgi anne güldü. "Anladı herhalde." dedi dalgayla karışık.

"Bizim kız zeki olur, anlamasını beklerim yani." dedi ön koltuktan Teo. Herkes onu desteklerken susan kızımdan gözlerimi çekip durgun ve sessizce pencereden dışarısını seyrettim.

Enver Kahveci...

Gürcistan'da yolumuzu kesen, Cesur'u tehdit eden adam bana not ulaştırmıştı. O şerefsizi tanıyor olmalıydı, neticede bir zamanlar Çetin'le ortaklardı. Yine de güvenmem gereken en son kişilerdendi.

Peki ya bir gün bana gerçekten onu bulduğuna dair başka bir mesaj gönderse ne yapacaktım? Bu kadar mantıklı düşünecek miydim?

Dizlerimin üzerinde duran elimin üzerine Cesur'un sıcak eli yerleştiğinde dahi gözümü pencereden ayırmadım. Hava rüzgarlıydı ve kalan birkaç kurumuş yaprağı da havaya doğru savuruyordu.

"Âlâ?"

Göğüs kafesim kalkıp indiğinde yutkundum. O tuttuğu elimin üzerini öperken yeniden onlara baktım. Gözlerinde bana karşı hüzün vardı, benim yüzümden kızının mutluluğunu dahi yaşayamıyordu.

"Evimize gittiğimizde her şey daha güzel olacak."

O adam ortalıktayken bu mümkün değildi.

Ağzımda kekremsi bir tat varken, "Bir haber var mı?" diyerek asıl konuyu açtığımda rahatsızca oturduğu yerde kıpırdandı.

"Başkomiser araştırıyor. Ona ulaşamadığı her saatte de suçlu olma ihtimali güçleniyor." Onca şey anlatmıştım; fakat adalete göre hala suçlu olduğu belli değildi. Bir zamanlar komiser olmasam anlamazdım, isyan ederdim lakin şimdi anlamak zorundaydım.

Sessizliğimizin arasında Ahu ağlamaya kaldığı yerden devam ettiğinde göğüslerim acıyordu. Gözlerim dolu dolu ona baktım. Sevgi anne belli belirsiz, "Acıktı herhalde." diye mırıldanırken yüzümü yola çevirdim ve kızıma biberonla mama vermesini izlemek istemedim.

Ahu'nun her damlasını iştahla içtiğini işitirken gözlerimden çoktan damlalar akıvermişti. Burnumu çekerek elimin tersiyle silerken herkes benim yüzümden biraz daha durgunlaşmıştı.

ŞEYTAN TÜYÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin