Ay çok özür dilerim. Trafikten çıkıp daha yeni eve gelebildim. Şimdi atabildim.
Böyleyken Böyle, Deli Gibi Özledim
Üzerime geçirdiğim triko elbisemin kollarını düzelttikten sonra aynada kendimi inceledim. Saçlarım, siyah elbisenin omuzlarından aşağıya dökülmüş, elbisemle bütünleşmişti. Gözlerim, omuzlarımdan karnıma doğru indiğinde koca bir iç çekerek bedenimi yan çevirdim ve bu kez öyle kendimi süzdüm.
Bakışlarım, belirginleşmeye başlamış karnımda iç çekerek dolaştı. Bebeğim oradaydı, dört aydır benimleydi ve bugün evden çıkıp onu görmeye gidecektik. Her gittiğimizde en az Cesur kadar heyecanlı oluyordum; fakat onun gibi bunu dışarıya yansıtmamayı tercih ediyordum.
Ellerimi karnıma yerleştirip annesi olarak ona varlığımı hissettirdim ve umarım bunu hep başarırdım.
Dalıp giden gözlerimi karnımdan ayırarak silkelendim. Cesur, beni aşağıda bekliyordu. Onu daha fazla bekletmemek adına trençkotumu ve çantamı alıp odadan dışarıya çıktım. Merdivenleri indikçe sesi kulağıma ulaşıyordu. Biriyle konuştuğu bariz belliydi.
Son basamağı da indiğimde kulağında telefon, oturduğu yerde bir kağıdı karalayarak biriyle konuştuğunu gördüm.
"Hı hı... Peki kaç saat sürüyor?" Kaşlarımı havaya kaldırarak yanına yaklaştığımda kafasını kağıttan kaldırıp bana bakış attı ve anında ciddi ifadesini yüzünden silip genişçe gülümsedi. Kendime engel olamadım. Ben de gülümseyip hemen yanına oturdum ve omzumu omzuna yasladım. "Anladım. Peki biz bu seansları istediğimiz güne göre ayarlayabiliyor muyuz? Çünkü benim eşim komiser ve izin günleri her hafta aynı olmuyor."
Eşim.
Bir aydır gerçek bir evlilik yaşıyorduk ve ondan sürekli duyduğum bu kelimeler, kalbimin ayarlarıyla oynuyordu.
Bunun verdiği yumuşaklıkla iyice ona sırnaşıp kolumu kolundan geçirdim ve ona sokuldum. Telefondaki kişi konuşurken dalgalı saçlarımın arasına minik bir buse bıraktı. O sırada ben de karaladığı kağıda bakıyordum. İlk satırda büyük harflerle, 'Doğuma Hazırlık Kursu' yazıyordu.
Kağıdı elime alıp inceledim. Seanslar ve saatlerle birlikte farklı yerlere ait kurs isimleri yazıyordu. "Tamam, ben gün netleştiği an bir gün önce size iletirim. Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim, iyi çalışmalar."
Cesur, sesli bir nefes verip telefonu kulağından aşağıya indirdiğinde yüzümü kağıttan kaldırıp ona baktım. "Bu sefer buldun mu?" Böyle soruyordum, çünkü bir haftadır kurs arayışı içindeydi.
"Evet sevgilim. Buna gideceğiz." diyerek en son yazdığı kursu gösterdi. "Saatleri sana göre ayarlayabilecekler. Sınıflar oluyormuş; ama öyle kalabalık da değilmiş."
Dudaklarım bükülürken kağıdı masaya bıraktım. "E, çok güzel."
Girdiğim kolunu benden kurtarıp omzumdan aşağıya sarkıttı. "Senin kadar değil." Ardından dudaklarını, dudaklarıma bastırmak üzereyken evin yardımcısı Seda Hanım geçtiği anda kendini frenleyip zoraki güldü. "Akşam hala gitmekte kararlı mısın güzelim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTAN TÜYÜ
Teen Fiction"Öyle güzelsin ki..." diye fısıldadı dolgun dudaklara doğru. Kadın, adamdan işittiği sözleri yutkunarak dinledi. Çünkü adamın sesindeki o boğuk tını, onu tekrar baştan çıkarmak için en basit sebepti. "Güzelliğini," Eliyle kadının terden yanağına ya...