Bölüm 32 | İmdada Yetişen Melek

24.5K 2.6K 948
                                    

Bölüm şarkısının sözleri tam olarak
Âlâ ve hayatı...

Mentra, Küçüğüm

Geçmiş, 2003

Çetin Kandemir, keyifle elmasından bir dilim ısırırken oğlu Haktan'ın, torunu Cesur'u azarlayışını bir film gibi seyrediyordu.

"Sana bu eve arkadaş çağırmak yok demedim mi!? Neresi burası? Çay bahçesi mi?"

Küçük Cesur, babası bağırdıkça olduğu yerde biraz daha sinerken Sevgi Hanım dayanamayıp Cesur'u arkasına aldı ve yüzünü dik bir şekilde tutarak kocası olacak adama baktı.

"Şu çocuğa bağırma! İyice senden korkuyor! Bir çocuk babasından korkmamalı!"

Haktan, sesli bir nefes verip karşında ona doğru diklenen kadına memnuniyetsiz bir bakış attı. "Konuştu yine her şeyi bilen karım." Sinirle karısına sağa doğru kayması için işaret verdi. "Geç kenara."

"Geçmiyorum! Sen çocuklarıma bağır, öfkeni onlardan çıkar diye doğurmadım!"

Haktan'ın tadı iyice kaçtığında, "Ne haliniz varsa görün." diyerek az önce kalktığı yere oturup alkolünü yudumladı. Zaten kötü kalbini iyice kontrolsüz yapan da bu içtiği yudumlar değil miydi? Alkolün yaramadığı insanlardandı Haktan. Ne zaman içse kalbi daha da kararır, gözü hiçbir şey görmezdi.

"Yarın Evin ve Cüneyt gelecek. Artık bir anlaşmaya varalım, en kısa zamanda malları da görelim." dedi, babası Çetin. Haktan gelişi güzel kafa salladığında Çetin son kalan elma dilimini de çiğnedi ve o sırada telefonu çaldı. Hemen önündeki sehpada duran telefonuna uzanırken gelini ve torunu yukarıya çıkıyor, tamamen ikisinden de uzaklaşıyordu.

Çetin ekrandaki ismi okudu. Dudakları yamukça kıvrıldı. Aramayı cevaplayıp kulağına yasladığında, "Alo?" dedi.

"Alo?"

Telefondaki kişinin sesi tedirgin geliyordu. Bu yüzden alayla güldü, Çetin. "Tatil iyi gelmedi mi? Ne bu ses?"

"Ne tatili?" dedi, karşıdaki ses. "Bir tatil yapayım dedim, az daha bok yoluna gidiyormuşuz."

Çetin'in kıvrılan dudakları dümdüz hale geldiğinde, "Ne var?" dedi.

"Yeni bir eser kaçırmak için birileriyle anlaşıyormuşsun. Doğru mu?"

"Evet?"

"Sıçayım böyle işe."

Çetin, iyice huzursuzlanarak ayağa kalktı. "Lafı eveleyip geveleme de söyle! Ne oluyor?"

"Ne olacak? Sizin yanınıza gelen o iki kişi polis!"

Çetin, duyduğu son kelimeyle afallarken elindeki telefon düşmesin diye sıkıca tuttu.

"Ne dedin sen?"

"Duyduğun gibi işte! Tatilden döndüğümde şok oldum. Resmen aranıza sızdırmışlar!"

ŞEYTAN TÜYÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin