Yine geldik, mekandayız.
Lütfen mekanda olanlar da bölüme başlamadan önce oy vermeyi unutmasın. Şu zamanda her destek bizler için çok kıymetli.🫠Rafet El Roman, Seni Seviyorum
3 YIL SONRA
Arka fonda alçak sesle çalan müziği işitirken yüreğim her zamanki gibi ferahtı. Eşim tarafından yüreğime ekilen bahçe yeşerdikçe yeşeriyor, güzelliği başını alıp gidiyordu.
Hayallerim tek tek gerçekleşmişti. Oysaki aklımın ucundan bile geçmezdi yaşadığım bu güzellikler. Bazen gökyüzündeki bulutların tepesinde, bazen bir gökkuşağının üzerinde sanırdım kendimi.
Sebebi yine eşimdi ve bana farklı duygular tattıran biricik kızımdı.
Ahu Evin.
Bir evlada sahip olmayı, özellikle anne olmayı öğretilenlerle değil yaşayarak anlayabileceğimi onunla görmüştüm. Hayatımıza büyük bir renk katmıştı ve buna devam ediyordu. Düştüğünde yüreğim cız ediyor, kahkaha attığında bahçemde çiçekler açıyordu.
Artık kalbimde ne saklı bir tozlu halı, ne de acıdan kül olmuş, yıpranan duygularım vardı.
Her şey sıfırdan, tertemiz ve bir o kadar da sağlamdı. Öyle ki hiç yıkılmayacakmış gibi ilk defa bu kadar güçlü hissediyordum.
Dudaklarımda saklayamadığım tebessümle omuzlarımı dikleştirip bir gözümü kapattım ve küçük kare çerçeveden içeri baktım.
Birkaç saniye sonra bastığım tuşla deklanşör sesi yankılandığında, sesi stüdyoda çalan melodiye karışıp kaybolmuştu.
Gözümü makinemden çekip karşımda duran küçük bebeğe baktım. Henüz yeni bir yaşına ayak basmıştı ve yaşını simgeleyen balonlar etrafındaydı.
"Baş harfinin bulunduğu balonu eline verir misiniz?" dediğimde annesi beni dinleyerek kızının eline balonu tutuşturdu ve geri çekildi.
Gerisi bana kalmıştı. Yakalayabildiğim en güzel pozları çekmeye çalışıp en nihayetinde bitirmiştim. Boynumda asılı duran kamerayı bıraktığımda göğüs kafesimin altında kalmıştı.
"Bunları bilgisayara aktardıktan sonra size mail olarak atacağım. Oradan seçtiğiniz yirmi fotoğrafı bana bildirdiğinizde gerisi hallolmuş olacak."
"Çok teşekkür ederiz, Âlâ Hanım. Çekim çok güzel geçti."
Gülümsemem, bebeğin annesinin iltifatıyla büyüdü.
"Kızınız da çok usluydu. Ne dersek yaptı." deyip minik kıza baktım. "Poz vermeye de bayılıyor."
"Hiç sormayın. Eline telefon geçtiğinde kamerayı açmayı öğrenmiş. Açıp sürekli kendini çekiyor."
Bu senaryo bana bir yerden tanıdık geliyordu...
Ahu'nun eline telefon vermek konusunda her ne kadar isteksiz olsak da fırsatını bulduğunda alıyor, oyun oynamak ya da bir şeyler izlemek yerine kendisinin fotoğraflarını çekiyordu. Babasıyla benim telefonum onun çektiği fotoğraflarla doluydu ve birini dahi silmeye kıyamıyorduk. Bu yüzden geçenlerde ona küçük bir fotoğraf makinesi almıştık. Böyle istediği gibi rahatlıkla çekim yapabiliyordu. Modelleri de genellikle Rex ve Archie'ydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTAN TÜYÜ
Teen Fiction"Öyle güzelsin ki..." diye fısıldadı dolgun dudaklara doğru. Kadın, adamdan işittiği sözleri yutkunarak dinledi. Çünkü adamın sesindeki o boğuk tını, onu tekrar baştan çıkarmak için en basit sebepti. "Güzelliğini," Eliyle kadının terden yanağına ya...