Bölüm 30 | Kademsiz Gün

30.4K 2.9K 961
                                    

Nilgül, Kara Sevda

Aylar sonra elime aldığım silaha sıkıca sarıldım. Uzun bir süredir kullanmıyordum. Başlarda yokluğunu hissetmiştim; fakat kısa bir süre sonra alışmam zor olmamıştı.

İçinde ateş beliren gözlerimle sağ yan aynaya baktım. Son zamanlarda sakin sakin akan kanım, kor ateşle kaplanırken silahımın emniyetini bu kez kızım için indirdim.

"Yenge ne yapıyorsun?"

Ali'yi duymazdan gelip benim tarafımdan gelen beyaz aracın ön tekerini hedef almak için bir gözümü kapattım. Aramızda mesafe vardı; fakat onlar da bizim kadar hızlı gittikleri için her defasında neredeyse bizi yakalıyordu.

"Adil bir savaş için, adil davranmak gerek." dedim, sessiz bir tınıyla. Silahımın namlusunu pencereden dışarıya çıkarttım ve emin olduğum anda iki kere ateş ettim. Bingo!

Araba hızının da etkisiyle adeta ciyaklar gibi ses çıkarıp savrulduğunda hemen önüme dönüp penceremi kapattım. "Biri halloldu."

Ali'nin gözlerinde hayranlık barındıran duygular görüyordum, lakin şimdi sırası değildi. Gözlerimi yola çevirip Cesur'un az önce bahsettiği yolu gördüm.

"Sağa yola giriyoruz!"

Kafasını sallayıp dediğimi yaptığında benim telefonum çalmaya başlamıştı. Çantamdan çıkarıp ekrana baktığımda Cesur'un adını gördüm. Aramayı beklemeden cevaplayıp kulağıma götürdüm.

"Cesur!"

"Geliyoruz, Âlâ! Durum ne?"

"Arkamızdan gelen arabalardan birinin tekerini hedef aldım. Bizim için etkisiz ama diğeri hala takip ediyor." derken gözlerim dikiz aynasına döndü.

"Sağ yola girmişsiniz. Hızınızı kesmeyin tamam mı? Kesmeden dümdüz gidin."

"Tamam." deyip yutkundum. Belli etmemeye çalışsam da korkuyordum. "Cesur... Geç kalmayın." diye sızlandım. "Önünde sonunda durmak zorunda kala— Ah!"

Bu kez Ali tarafından araba bize sürttüğünde Ali'nin alnındaki kabarcıklar çoğaldı. Göğüs kafesi hızla kalkıp indi.

"Âlâ! Ne oluyor?"

"Bizi sıkıştırmaya çalışıyor." derken sık nefesler alıp vermeye çalıştım. Stres yapmamam gerekiyordu, stres yapmamam gerekiyordu. Kızım için sakin kalmam gerekiyordu.

"Böyle işin yolunu yordamını sikeyim!" diye bağırdığında kalp atışlarım hızlandı ve o sırada bizi bir kez daha sıkıştırmaya çalıştı.

"Onu da vurmaya çalışacağım!" deyip silahı tekrar kavradığımda, "Hayır!" diye reddetti. "Pencereleri kapatın. Mümkün olduğu kadar hedef olmayın. Sizden önce size ateş edebilirler."

"Diğerini etkisiz hale getirdim Cesur!"

"Ama bunu getiremeyebilirsin, Âlâ!" diye öfkeyle bağırdığında dudaklarımı birbirine bastırmak zorunda kaldım. "Size sürterek gittiğine göre oldukça dibinizde! Ateş etmesi çok mümkün. Senin yapman gereken geriye yaslanıp sakince kocanı beklemek tamam mı?" dediğinde son cümlelerinde ses tonu daha yumuşak çıktı. "Size kimsenin zarar vermesine izin vermeyeceğimi biliyorsun değil mi? Kocana güveniyor musun?" 

ŞEYTAN TÜYÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin