Bölüm 39 | Ahuya Dolanmış Yürek

12K 1.2K 446
                                    

FİNALE SON 1!
Oyları lütfen unutmayalım.🤍

Mabel Matiz, Ahu

"Şehit Evin Korel İlkokulu."

Annemin ve babamın yokluğu hiçbir zaman yüreğimde kaybolmayacaktı, biliyorum. Ancak Cesur bana mutlu olmayı, bir ailenin nasıl kurulacağını öğretmişti ve hayata sil baştan başladığımı düşünüyordum.

Bu yeni hayatımda artık onların yokluğu bir köşede beklerken ben, kızım ve kocamla birlikte gerçekten mutlu bir hayat yaşıyordum.

Şimdiyse o kocam asla duygularımı ifade edemeyeceğim bir şekilde bana sürpriz yapmıştı.

Harelerim tabelada gezdikçe okuduğum isim içime oturuyordu. Burnumun direği sızlamıştı adeta.

"İstedim ki," Kocamın sesi kulaklarıma dolduğunda bir elini belime yerleştirip beni iyice yanına çekti. Gözleri sadece bendeydi. "Annenin adı bir yerlerde yaşamaya devam etsin. Senin annen ben küçükken en kötü anımda bana destek olmuştu. İstedim ki şimdi adıyla bütün çocuklara destek olsun. Biri hangi okula gittiğini sorduğunda bu okulun adını söylerken her seferinde annenin adını ansın. Onun adının olduğu bu okulda otursunlar sıraya, hepsi teker teker mezun olsun."

Boğazımdaki yumru büyüdükçe büyüdü. Hıçkırıklara boğulmama ramak kaldı.

"O yüzden etrafına diktiğim bir fidan bile benim için çok kıymetliydi, Âlâ. Annenin ismini artık sadece kızımız taşımıyor, bir sürü öğrenci taşıyor..."

Ağlamamak için direndim. Burnumu hınçla çeksem de dudaklarım titriyor, dökmek istemediğim gözyaşlarıma karşı çıkıyordu.

"Babacığım! Okula girecek miyiz?"

Ahu'nun meraklı sorusuyla birlikte Cesur tebessüm ederek, "Tabii ki kızım." dedi ve beni okulun bahçesine doğru yönlendirdi.

Yaşadığım şoktan ötürü dilim tutulduğu için dışarıya tek kelime dahi edemesem de içimden aynı anda binlerce kelime ve cümle geçiyordu.

"Bak burada rengarenk çiçekler var." dediğinde gözlerim okulun bahçesine ekilmiş çiçeklerde gezindi. Hepsi düzgünce sıralanmıştı. Özenildiği çok belliydi. "Şuradakiler de büyüsün, güzel bir meyve ağacı olacak. Çocuklar elma, erik yiyebilecek."

Daha fazla tutamıyordum. Sol gözümden bir damla gözyaşı firar ettiğinde kendimi sıktıkça sıkmaya çalıştım; fakat nafile gibiydi.

"Hadi okula da girelim."

Cesur elimi sıkıca tutmaya devam etti. O tutmasa ben tutardım.

Sıkıca, asla bırakmamak üzere.

Birlikte okulun merdivenlerini çıktık. İçeriye giriş yaparak Cesur'un yönlendirdiği koridorda yürümeye başladık. "Hayal edebiliyor musun güzel karım? Seneye burada yüzden fazla öğrenci olacak. Zil çaldığında koridorda koşuşturacaklar. Tekrar sınıflarına gittiklerine yeni bilgiler öğrenecek. Kimi doktor olacak, kimi pilot."

"Kimi manken!"

Ruh halim, Ahu konuştuğunda saliselik değişirken Cesur da sabırla gülmüştü. "Evet kimi manken... Bu okul çok kişiye dokunacak ve umut ediyorum ki hepsi de başarılı olacak."

ŞEYTAN TÜYÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin