25. BÖLÜM

9.6K 464 33
                                    

Selam, ben geldim. Herkese keyifli okumalar.

Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum.

Alıntılardan haberdar olmak istiyorsanız hesabımı takip edebilirsiniz.

İnstagram: misi_deny

İnstagram: misi_deny

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'AİLE MESELESİ!'

Hayal gibiydi...

Düşünü bile kuramadığım bir hayalden ibaretti sanki her şey. Ben ki Alphan yüzüme baksın diye delice çırpınıp peşinden koşardım. Gizlice çektiğim fotoğraflarına bakarken bile elim ayağıma dolaşırdı heyecandan. Düşünüyordum da şimdi dönüp baktığımda Alphan Feza Serter benim için ulaşılmaz olunca eksiktim. Ne zaman ki bana karşılık verdi, bana tutuldu işte o zaman tamamlanmıştım. Yarım olan her şey tamdı şimdi. Onunla o kadar güzeldi ki her şey, yüzümde gülümseme eksik olmuyordu. Yediğim yemek bile daha lezzetli, uyuduğum uyku daha güzeldi. Aldığım nefese kadar her şey farklıydı.

Şimdi karşımda oturmuş yayla çorbası içen adam hakkında yeni bir şey öğrenmiştim. Yayla çorbasına bayılıyordu, annesinin bile bunu bilmediğini söylemişti. Genelde nadiren yaparmış Yasemin teyze ama Alphan çok severmiş. Bunu hiç söylememiş annesine. Nedenini sorduğumda ise çok garip bir cevap almıştım. Daha önce sevdiği bir yemeği annesine söylediğinde sık sık yaptığı için tiksinmişti ve artık yiyemiyordu. Yayla çorbasını çok sevdiği için bunda da öyle olmak istemediğini söyleyince gülmüştüm. Yasemin teyzenin sırf Alphan seviyor diye her akşam çorba olarak yayla çorbası yapacağından şüphem yoktu.

Ve bugün yine onun evindeydik. Hafta sonu olduğu için ders yoktu, kahvaltıyı dışarıda yaptıktan sonra eve geçmiştik. Birlikte izlediğimiz filmin ardından acıktığından dolayı mutfağa geçmiştik fakat sadece çorba içmek istediğini söylemişti. Birlikte yayla çorbası yaparken bile onun hayal olduğunu düşünüp durmuştum. Yaptığı işi özenle dikkat ederek yapıyordu, daima kaşları çatıktı hatta bir ara onu durdurup kaşlarını düzeltmiştim. O sırada bana verdiği muhteşem öpücükle başım dönmüştü tabi.

Kasesindeki çorbayı bitirince başını kaldırıp bana baktı. "Ellerine sağlık." diye mırıldandı boğazını temizlerken.

"Afiyet olsun," aslında çorbanın tamamını o yapmış sayılırdı, arada benden istediği ufak işlerde yanında durmaktan başka halta yaramamıştım. Yine de ben yapmış gibi özgüvenle başımı havaya dikip bunları söylüyordum işte.

Dudakları kıvrıldı. Bu hallerimi çok seviyordu, farkındaydım. Mutfak masasından kalktığında ayaklandım ben de. Arkasını dönüp çıkıyordu ki aklıma gelen şeyle hiç düşünmeden sırtına atladım. Bu hamlemi beklemediği için kısa bir an duraksadı ancak sonra elleri bacaklarımı tutup beni destekledi düşmemem için. Parmaklarımı omuzlarından boynuna doğru ilerletip tıpkı bir koala gibi sardım onu arkadan. Boynuna dudaklarımı bastırdığımda bedeni kasıldı. Salona doğru ilerledi ve beni önüne çekti birden. Yüz yüze geldiğimizde sertçe yutkundum. "Merhaba!" dedim kocaman sırıtırken.

KAÇAK SAVAŞ (FİNAL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin