40. BÖLÜM

7.2K 361 26
                                    

Merhaba, bir buçuk ay sonrasında yeniden sizlerleyim. Nasılsınız?

Aslında kısa bir süre daha yazmaya devam etmeyecektim ama kafamı dağıtmak ve normale dönmeye çalışmak için bunu yapmak en iyisi gibi geldi.

Bölümü okurken yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım.

Keyifli okumalar!

Keyifli okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


'VE EVET!'

Zorlamayacaktı Demir, sevmediğini daha fazla belli edemezdi Aslı. Bakışlarını dahi esirgerken onu sevmesi saçmalık olurdu zaten. Buruk bir tebessüm kondu dudaklarına. Sonra sandalyenin kenarındaki elinin hemen yanına bir el kondu. Serçe parmakları birbirine temas etti. Demir hızla ellerine bakarken Aslı titrek bir soluk bırakarak içinden geçeni yapmıştı.

Bu bir adım sayılır mıydı?

"Farya'yla Alphan gelmiş." diyen Polat'a baktı ikisi de. Serçe parmakları hâlâ birbirine temas halindeydi.

"Evet," dedi Aslı heyecanla. "Sorunlar çözüldü."

Özlem tebessüm etti. "Düğün ne zaman?"

Demir kaşlarını çattı. "Ne düğünü kızım? Beklesinler biraz." dedi sinirle. Alphan'a tamam demiş olabilirdi ama kardeşini henüz paylaşmaya hazır değildi.

Aslı bunu duyunca alay edercesine güldü. "Annem akrabalarımızla tanıştıracak gelinini, hem de gelecek hafta sonu."

Demir ona döndü. "Ne demek akrabalarla tanıştıracak?"

Genç kız biraz doğruldu. "Orasını bilemem, hatta akrabalar gittikten sonra isteme merasimi için size geleceğiz. Hayırlı işler beklemeye gelmez sonuçta." dedi adamın daha da damarına basarken.

"Sıçarım öyle hayırlı işe!" diye çıkışan adamla gözleri irice açıldı Aslı'nın.

"Kıskanç!" ağzının içinde homurdanan kıza sert bir bakış attı Demir. Dişlerini birbirine bastırırken ona doğru biraz eğildi. "Farya'nın haberi var mı bu söylediklerinden?"

Omuz silkti Aslı. "Annem yarın konuşacak," ona meydan okurcasına baktı. "Senin sözün abimle barışana kadar geçerliydi. Boşa celallenme, bundan sonrası onlara kalmış." dudakları kıvrıldı. Demir her bir kelimede öfkeli bir boğa gibi kızarıyordu. "Ee onlar da dünden razı zaten, yakın zamanda çalarız kapınızı."

KAÇAK SAVAŞ (FİNAL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin