27. BÖLÜM

9.1K 470 59
                                    

Selam, ben geldim. Herkese keyifli okumalar.

Oy ve bolca satır arası yorumlarınızı bekliyorum.

Alıntılardan haberdar olmak istiyorsanız hesabımı takip edebilirsiniz.

İnstagram: misi_deny

İnstagram: misi_deny

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'SIZI!'

Acıyan, kabuk bağlamayan bir yaram vardı en derinimde. Kanıyordu, canımı öyle bir yakıyordu ki bu yara sanki hiç geçmeyecekti. Yeni yeni topraklarımda yeşeren filizler eskisinden daha beterdi şimdi. Acıyan yarama tuz basar gibi sesim çıkmıyordu. Ağlasam belki dökecektim içimi fakat bunu bile yapamıyordum. Titrek bir soluk çektim ciğerlerime. Buğra sık sık nefes almamı söylese de onu anlamayacak kadar şuurumu kaybetmiştim. Evlerine geldiğimizde arabadan indi ve bana yardımcı olarak eve kadar ilerletti. Kapıyı açan annesinin sorularına sonra cevap vereceğini söyleyerek beni odasına çıkardı. Üstümdeki ıslak pijamalarım ve Buğra'nın ceketiyle yatağa oturdum çökercesine. Buğra hızla odadan çıkıp annesinden aldığı kıyafetleri getirdi. "Bunları giy Farya, hasta olacaksın."

Birkaç kez tekrarladı bu kelimeleri. En sonunda başımı sallayıp onay verince odadan çıktı. Duygularımı kaybetmiş gibi donuk bir suratla ıslak pijamalarımı çıkardım. Buğra'nın getirdiği eşofman takımını üstüme geçirdiğimde kapı tıklatıldı ve Buğra'nın annesi içeri doğru uzattı kafasını. "Giyindin mi kızım?" derken üstüme baktı. Ardından cevap beklemeden Buğra'ya seslendi. İçeri giren arkadaşım endişeyle bana bakarken yatağa uzanmamı sağladı. "Kasma kendini kıvırcığım, ağla." dedi üzgünce bakarken.

Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Be-ben..." dedim sadece. Gerisi gelmedi, hıçkırıklarım odada yankılandığında haykırarak ağlamaya başladım. Beni tutup kendisine çekti hemen, kollarını dolandığında omuzlarında döktüm içimi. Susturmaya çalışmadı, yanımda oldu. Eğer susarsam daha kötü olacağımı biliyordu. Kasılmış bedenim kendimi serbest bırakmamla beraber gevşediğinde ellerinden biri saçlarımı okşadı usulca. "Ağla kardeşim, ben yanındayım."

İç çeke çeke daha çok can çekişircesine kendimden geçtim. Aldığım nefes bile haramdı sanki. "Ne yaptım ben Buğra?" dedim hıçkırıklarımın arasından. "Sevmekten başka ne yaptım ki böyle şeyler söyledi?"

Başını iki yana salladı. "Senin suçun yok, o herif kendi kaybetti." dedi tükürürcesine.

Evet, o kaybetmişti. O beni kaybetmişti, bir daha asla eskisi gibi olmayacaktık. Bir daha asla yanıma yaklaşmasına, gözlerinin bana değmesine izin vermeyecektim. Sesimi duymayacak, kokumu alamayacaktı. Peşimden koşup kendisini affettirmesine bile izin vermeyecektim. Çektiğim acının bedelini benim kadar ağır ödeyecekti. Ağlayarak gözlerimi kapatırken sonsuz bir uykuya dalmak ve hiç uyanmamak istedim. Uyusam da geçmeyecekti, bu yüzden uyanmamak istedim.

KAÇAK SAVAŞ (FİNAL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin