ÖZEL BÖLÜM (Özlem ve Polat)

8.5K 398 38
                                    

Selam. Ben geldim, bu bölüm sizin de istediğiniz şekilde Özlem ve Polat'tan oluşuyor.

Lütfen oy verelim ve bolca yorum yapalım. Sizin yorumlarınız bölümü daha çabuk yazmamı sağlıyor. :-)

Herkese keyifli okumalar.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





Hayat bana hep sert davranmıştı. Dışarıdan sessiz, içine kapanık ama tebessümü hep yüzünde olan biriydim. Herkes beni öyle biliyordu. Önce babam gitti, sonrasında annem... Buna rağmen güleryüzümü eksik etmedim kimseden. İçime kapandığım doğru, tam bir asosyal gibi davrandığım da doğru. Mahallede dışarı çıktığım an Polat'la çıkan yeni bir dedikodu demekti. Beni gördükleri her saniye iğneleyici sözlerini eksik etmiyorlardı. Bunu sadece bana söylemeleri de cabasıydı üstelik. Polat'a tek kelime etmeyip herkesin benim üzerime gelmesi ve ağızlarına sakız etmeleri kaldırabileceğim bir şey değildi. Bu yüzden genelde topluma karışmıyordum.

Polat...

Polat Aslanlı, babamın abisinin oğluydu. Büyükbabamla babaannem yıllarca evlat sahibi olamayınca evlat edinmişlerdi amcamı. Sonrasında hamile kalan babaannem büyük bir şok yaşamıştı. Kendi evlatları olunca amcama verdikleri soyadını geri almamışlardı lakin ona eskisi kadar değer vermeyi bıtakmışlardı. Evlerinde yaşayan bir bireydi amcam. Babam doğunca değersizleşmiş, önemsizleşmişti. Amcamla babam arasında bu yüzden çok kavga olurmuş küçükken. Birbirlerini dışarıda kollarlarmış ama evin içinde asla anlaşamazlarmış. Aralarındaki süregelen bu belirsizlik amcam 18 yaşına girince bitmiş çünkü amcam evi terk etmiş. Zaten sevgi görmediği bir ailede durmak istemeyip kendi ayakları üzerinde yaşamaya çalışmış bir süre.

Amcam gittiğinde babam 15 yaşındaymış. Hep derdi ki, 'Abim benim sırtımı yasladığım dağdı, o gidince düştüm. Kimse kaldırmadı.' Babam, amcama gerçekten değer verirdi. Onu aramıştı sürekli ancak amcam her seferinde konuşmak istemediğini söyleyip reddetmişti babamı. Aralarında geçen bu olaylar silsilesi sürecinde babam da amcamı aramayı bırakmıştı bir süre sonra. Ta ki hastalanana kadar...

O kara günlerden birindeydik. Babam telefonundan hiç görmediğim amcamı aradı yine. Sesi zor çıkıyordu, konuşacak hali dahi yoktu. Daha dün gibi aklımda. Titreyen elleriyle telefonu kulağına götürdü, hemen yanıbaşında dikildiğim için hattın diğer ucundaki sesleri duyabiliyordum. Amcam açtı lakin konuşmadı bir süre. Babamı dinledi. Sonrasında hastanenin adresini öğrenince geldi yanımıza. Bana uzun uzun baktı boş gözlerle. Yanında da Polat vardı. Babasının aksine yüzünde tebessüm oluştu bana bakarken. Biz dışarıda beklediğimizde amcamla babam konuştu o soğuk hastane odasında. Babam vefat etti birkaç gün sonra. Bizi de amcama emanet etti. O sıralar doktorların yaptığı sakinleştiriciler yüzünden ayakta dahi kalamıyordum. Babamın gidişi ıssız bırakmıştı beni. Amcam işleri yüzünden şehir dışında olacağı için bizi götürmek istedi yanında. Annemse itiraz etti. Ayrılmak istemedi kocasıyla olan anılarla dolu evden. Ben de onunla aynı fikirdeydim. İstemedik amcamın bize yardım etmesini lakin o bir şekilde halletti. Polat'ın yanımızda kalmasını sağladı. Oğluna bu şehirde bir klinik açtı ve bir şekilde bizim yanımızda kalmaya ikna etti. Polat başında istememesine rağmen sonrasında bize alışmıştı. Biz de ona alıştık. Annem ona abi dememi her seferinde söylerken dikkate aldım. Aramızdaki 10 yaş sürekli yüzümüze vuruldu. İkimiz de buna ayak uydurduk.

KAÇAK SAVAŞ (FİNAL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin