5. BÖLÜM

9.6K 468 56
                                    

Herkese selam, keyifli okumalar dilerim.

Oy ve satır aralarında yorumlarınızı bekliyorum.


'TAKINTI!'

Karşımda oturan adam öfke doluydu ancak bilmediği bir şey vardı ki o da benim asla vazgeçmeyeceğimdi. Gözlerini bana dikmiş, dişlerini sıkarken sert bir nefes bıraktı. "Ne saçmalıyorsun?"

Omuz silktim. "Derdimi yeterince açık ettiğim belli değil mi?" dedim daha fazla dayanamayarak. "Beni görmezden gelmeyi ne zaman bırakacaksın?"

Bakışlarını benden çekti. İşte yine yapıyordu. Yine gözleri bana değmiyor, beni görmüyordu. O böyle yaptıkça aslında daha çok üzerine gitmek istediğimin farkında değildi. Cevap vermedi, ben inatla ona bakarken o da bakışlarını inatla önündeki kağıtlardan kaldırmadı. "Kahve içmeyecek misin?" diye sordum masanın üzerine bıraktığım kahveyi işaret ederek.

Kaşları çatıldı. Sert yüz ifadesi yerli yerinde duruyorken bir de kaşlarını çatması korkutucu ve çekiciydi. Bunu çekici bulan da muhtemelen sadece ben olmalıyım, diye düşündüm. Alphan'ın bakışlarının aksine ben gülümseyerek bakıyordum. "İçmeyeceğim!" dişleri arasından söylediği kelime sabrının son demlerini yaşadığının habercisiydi.

Masanın üzerine bıraktığım kahveye uzandım. Bu sırada giydiğim yakası hafif açık olan tişörtüm masaya doğru eğilmemle göğüslerimi ortaya serdi. Elimle hemen kapatmak için harekete geçmiştim ki gözlerinin orada olduğunu ve kıstığı bakışlarıyla baktığını gördüm. Hızla doğruldum. Zira 95 beden göğüslerimin görünüşü hiç hoş gelmiyordu gözüme.

Yüzüme baktı. Hareleri kısılmış, bakışları kararmıştı. Çatık kaşları öfkeli olduğunu belli ediyordu. Sertçe yutkundum. "Kahveyi uzatır mısın?"

Kısık sesimi duyunca elinin tersiyle itti karton bardağı. Aldım hemen ve geri çekildim. Halbuki uzaktaydım ama sanki dip dibeymiş gibi kalbim ağzımda atıyordu. "Bunu ben içiyorum, zaten kendime almıştım." dedim sakin kalmaya çalışarak.

Bir şey demedi, muhtemelen bir an önce odasından çıkmamı bekliyordu. Bakışları defol artık, der gibiydi. Gözlerimi devirdim. "Derste görüşürüz Hocam."

Odadan çıktığımda derin bir soluk bıraktım. Dilim damağım kurumuştu resmen. Kahvenin üstündeki kapağı açtım ve bir yudum içtim soğumuş kahveden. Kısa bir an yüzüm buruşsa da kafama diktim bardağı. O sıra arkamdaki kapı açılınca içtiğim kahve genzime kaçtı ve büyük bir öksürük krizine tutuldum.

KAÇAK SAVAŞ (FİNAL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin