3. bölüm "bad boy Furkan"

368 10 8
                                    

Alarmın sesiyle uyandım. Ama hiç uyanmak gelmiyordu içimden. Kalkıp işe gitmek çok zor geliyordu şu an. Ama yine de kalktım. Kalkmak zorundaydım.

Yatağımı düzeltip odamdaki banyoya geçtim. Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Ardından banyodan çıktım. Bugün nasıl bir kombin yapsam diye dolabıma baktım. Elime kahverengi bir gömlek, beyaz bir tişört ve kahverengi bol bir pantolon aldım. Bunları giydikten sonra siyah bir kemer taktım pantolonuma.

Daha sonra da telefonumu şarjdan çektim ve saçlarımı yapmaya başladım. Saçlarımı at kuyruğu bir şekilde bağladıktan sonra kahvaltı yapmak geldi aklıma.

Mutfağa geçip kendime mısır gevreği hazırladım. Evden hemen çıkmam gerekiyordu. Aksi halde geç kalacaktım. Umarım trafik yoktur.

O sırada telefonuma mesaj geldi. Ağzıma bir kaşık alıp mesaja baktım. Mesaj Tolgadan gelmişti.

Kalbiiiiiiğm: Bebeğim hazır mısın?

Siz: Hazırım da hayırdır?

Kalbiiiiiiğm: Hayırdır mı? Sen herhalde dün benden sonra keko hastalarınla ilgilendin.

Siz: Hayır. Sadece hazır mıyım diye neden sordun onu merak ettim.

Siz: Bu kadar abartma.

Kalbiiiiiiğm: Abartmadım ama bu konuşma tarzın hoşuma gitmedi.

Siz: Sana ne hoş geliyorsa bana da tam tersi hoş geliyor Tolga.

Kalbiiiiiiğm: Tamam kızım bir şey demedim. Hemen sinirlendin. Bugün özel gününde falan mısın?

Siz: Benim senin dediklerine sinirlenmem için illa özel günümde olmam mı lazım?

Siz: Saçma konuşuyorsun ben de bunu belirtiyorum. Ayrıca sinirlenmedim.

Kalbiiiiiiğm: Sadece kapının önünde olduğumu ve seni alacağımı söylemek istedim.

Kalbiiiiiiğm: Hadi gel. Bekliyorum.

Bütün sinirli halimden eser kalmamıştı. Beni almaya gelmişti. Üzerime montumu giydim ve hemen evden çıktım.

Arabası evin önündeydi. Hızlı bir şekilde arabaya bindim. Boşa sinirlenmiştim sanırım.

Tolgaya döndüm. Döner dönmez karşımda bir buket çiçek gördüm. Tolga'nın bana her zaman çiçek alması çok hoşuma gidiyordu. "Tolga ben sana fazla çıkıştım galiba. Özür dilerim." Elinden çiçeği aldım.

"Önemli değil bebeğim. İnsanlar tersinden kalkabilir. Aynı durumu ben de yaşayabilirdim. O yüzden fazla takmadım." Bana bakıp göz kırptığında rahatlamıştım. "Kahvaltıya gidelim mi?" Onu kırmak istemiyordum ama şu an işe gitmem gerekiyordu.

"Ben kahvaltı yaptım." Dediğimde başını salladı. "Anladım. O zaman ben seni hemen işe bırakayım. Keko hastalarını tedavi edersin." Yavaşça koluna vurdum. "Saçmalama istersen Tolga. Keko hastam yok. Ayrıca olsa bile bir şey değişmeyecek."

"Şaka yapıyorum kızım. Sakin ol." Koluna baktı. "Kolumu çürüttün resmen." Ona üsten bir bakış attım. "Hadi ya öyle mi olmuş?" Kollarımı göğsümde birleştirdim. "İyi olmuş."

Yolu incelediğimde  fazla zaman geçmeden kliniğe gelmiş olduk. Tolga'nın yanağına kısa bir öpücük bırakıp çiçeği aldım. "Bıraktığın için teşekkür ederim. Görüşürüz." Deyip arabadan çıktım. "Ne demek görevim." Kapıyı kapatıp yoluma baktım. Hadi bakalım şimdi başlıyoruz.

İlk SeansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin