63. Bölüm "mesaj"

14 1 0
                                    

Bölüm şarkısı: yaşlı amca- İstanbul beyefendisi

***

"Kızıma iyi bak. Ben sana güveniyorum oğlum." Dediğinde babama şaşkınlıkla baktım. O az önce Görkeme oğlum mu demişti?

Evet demişti. Oğlum demişti. Bu onun Görkemi kabul ettiği anlamına gelirdi. Gerçekten de Görkemi oğlu yerine koymuştu.

Yüzümde bir gülümseme oluştu. Bu sefer Görkeme baktım. O da gülümsüyordu. "Merak etmeyin Hamza amca. Onu asla üzmeyeceğim." Babam inanmışçasına başını salladı.

"Baba bana böyle içli içli oğlum demedim bir gün. Ne bu ya? Annem bitti sen başladın. Sizin oğlunuz burada." Diyerek araya girdi abim. Kendisi Görkemi fena bir şekilde kıskanıyordu. Bunu biliyordum.

"Kendisi bana senden daha fazla yardım ettiği için o senden daha çok benim oğlum. Ayrıca para harcamıyorum ben ona." Dedi. Her seferinde abime bunu vurgu yapıyordu. Abimin okuluna yaptığı yatırıma acıyordu. Çünkü pek de bir işe yaramamıştı.

"Aman sende iyi ki bir para harcadın bana. İlla yüzüme vuracaksın ha." Dedi abim kollarını birbirine doladı.

"Of abi ağlama hemen. Görkem evin bütün işini yaptı ya o yüzden bu kadar ilgili. Sen de evi temizlesen Eminim en sevdikleri evlat olursun." İlk cümlemde yüzü gülerken ikinci cümlende gülüşü solmuştu.

"Saçmalama istersen. Ben zaten en sevdikleri evlatlarıyım." Dedi bilmiş bir tavırla. Güldüm ve ona daha fazla bir şey demedim. Gerek yoktu.

Gitmeden önce babam bana sarıldı. "Sürekli gel olur mu? Özlüyoruz biz seni." Dedi babam titreyen bir sesle. Ağlamamak için kendimi tuttum.

"Her zaman gelirim baba. İşlerimi hakedeyim. Her müsait olduğum zamanda gelirim." Dedim ondan geri çekildim. Anneme döndüm. Annem ağlamaya başlamıştı bile.

Hemen ona sarıldım. "Görüşürüz anne. Ağlama." Dedim onu avutmaya çalışırken ama ben de ağlamak üzereydim.

"Ama ben seni çok özlüyorum kızım. Ne var biraz daha kalsanız. Ölür müsünüz?" Dedi annen ağlarken. "Bir daha ki ne anneciğim. Bir daha ki ne. Tamam mı? Görüşeceğiz seninle."

Başını salladı. Ben de geri çekildim. Abime uzaktan bir bakış attım. O da bana baktı. Ardından yüzünde bir gülümseme olup bana yaklaştı.

Saçlarımı karıştırdığında bağırdım. "Ya da daha yeni toplamıştım ben bu saçı. Ne hale getirdin ya?" Diye çıkıştım ama bu onun umrunda değildi.

"Ağlama lan." Dedi hala saçlarınla uğraşıyordu. "Ağlamıyorum." Dedim. "Ben seni özlemem ha. Haberin olsun. Eğer aklıma gelirsen ben de yanına gelirim."

Ellerini saçımdan çektiğinde yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu. "Yalnız bırakmam seni." Göz kırptı ve bu sefer sarıldı.

"Ben de seni özlemem." Dedim onun gibi. Kaşları çatıldı hemen. "Ben seni özlemeden sen zaten tanımda bitersin."

"O zaman bize müsaade." Dedi Görkem ve el salladı. Ardından kapımı açtı ve girmemi işaret etti. "Görüşmek üzere." Deyip araya bindim. O da benden iki dakika sonra arabaya bindi.

Araba hareket edene kadar gözlerimi onlardan çekmedim. El salladım ve onlar gözden kayboldu. "Diğerleri nerede?" Önüne baktım ama arabalarını göremiyordum.

"Onlar bayağı öndedir şimdi." Dedi ve radyoyu açtı. Radyoda güzel bir şarkı çalarken Arkama yasladım. "Sevdin mi Sivas'ı?"

Yüzünde yarım bir gülüş oluştu. "Ben senin olduğun her yeri severim. Senin çocukluğunun geçtiği bir yeri sevmemek aptallık olur. Benim için Sivas bir şehir değil. Benim için sensin sevgilim. Senin olan her şey sendir benim için. Seni sevmemek en büyük hatam olur. O ev sensin, gittiğim fırın sensin, yattığın oda, yattığım oda sensin. O bozuk sifon bile sensin benim için. Çünkü sana ait."

İlk SeansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin