66. Bölüm "çıktı"

11 1 0
                                    

Bölüm şarkısı: Ferman Akgün- istemem söz sevmeni

***

(Hakan'dan)

Kapıyı açtım ve içeri girdim. Karşımda yüzü tanınmayacak hale gelmiş bir adam duruyordu. Gerçi daha önceki halini tanımıyordum ama bence şu an ki halinden daha iyiydi.

Kapıyı kapattım ve iki adım attım. Tolga denen adamı uyandıktan sonra normal odaya almışlardı.

Hemen yanındaki koltuğa kuruldum. İyice yerleştim. Tolga bana döndü. Çok yavaş hareket ediyordu ve aynı zamanda da konuşmakta ufak çaplı bir sorun yaşıyordu.

"Sen kimsin?" Onun bu sorusuyla gülümsedim. "Bir dost" dedi kısaca. Ama kimin dostu olduğumu söylememiştim.

"Kimsin?" Dedi dişlerini sıkarken. "İnan benim kim olduğum çok da önemli değil. Ama senin kim olduğun önemli Tolga Harel."

Bakışları değişti. " Sen Görkem itinin adamısın." Benim de bakışlarım değişti. "İt mi? Senden bahsetmiyoruz. Ayrıca adamı mı? Sen hiç arkadaş edinmez misin? Ona yardım ediyorsam bu onun adamı olduğum anlamına gelmez. Belki de onun dostuyumdur."

"Onun neyi olduğun umurumda bile değil. Git buradan." Güldüm. "Senin dediklerin de benim umurumda değil maalesef. Şansına küs." Ona doğru iyice yaklaştım.

"Şimdi dediklerimi iyi dinle çünkü tekrardan anlatmayacağım." Sustu ve sadece baktı öyle. "Aferin böyle adam ol işte."

Fazla uzatmadan konuya girdim. "Birazdan polisler gelir ifade vereceksin ama şikayetçi olmayacaksın. Anladın mı beni?" Cevap alamadım.

"Anladın mı beni Tolga?" Güldü. "Bunu neden yapayım?" Sanırım hala bazı şeylerin farkında değildi. Ona doğru biraz daha yaklaştım. "Yıllardır sır gibi sakladığın asıl hayatını açığa çıkartırım."

"Yapamazsın. Hiçbir şeyi kanıtlayamazsınız." Kaşlarımı hafifçe çatıp gözlerimi kıstım. "Sence elimizde belgeler olmasaydı böyle bir işe kalkışır mıydık? Aptal olma. Sen de ben de eğer şikayetçi olursan her şeyin ortaya çıkacağını biliyoruz."

Yutkundu ve başını salladı. Sanırım bunu kabullenmişti. Anlaması iyiydi. Uğraşmamıştım çok fazla. Bu da iyiydi. "Güzel" Dedim e harfini uzatarak. "O zaman anlaştık." Dedim kırılmamış ya da çatlamamış sadece incinmiş olan elini sıkarken.

Ağzından ufak bir inleme çıkarken gülerek ayağa kalktım. "Görüşmek üzere güzellik." Dedim ve odadan çıktım.

Sanırım bu işi sevmiştim. İnsanları korkutmak güzelmiş. Hoşuma gitmişti bu şey.

Yüzümde bir gülümsemeyle ilerlerken tam karşımda arkası dönük bir şekilde bir adamla konuşan Kardelen'i görmemle yüzümdeki gülümseme soldu.

Yanındaki adam da kimdi? Neden o adamla konuşuyordu? Bu adam neden oradaydı? Adımlarımı hızlandırdım ve yanlarına gittim.

"Eşiniz daha iyi Ferdi Bey. Merak etmeyin daha da iyi olacak. Hamilelikte bu tarz bayılmalar normaldir." Rahat bir nefes verdim. Yüzümde tekrardan az önceki gülümseme oluştu.

Adam içeri geçirdiğinde Kardelen bana baktı. Az önce adama baktığı gibi bakmadı. Daha farklı baktı bana. Ya da ben öyle sandım. Bilmiyorum.

"Arkadaşının uyanmasına fazla sevinmişsin sanırım. Gülümsüyorsun." Onun için mi gülümsüyordum? Yo nereden çıkartmıştı onu?

"Aynen o kadar sevindim ki havalara uçmamak için kendimi zar zor tutuyorum." Dedim gülümsememi büyültürken. "Seni mutlu görmek güzel."

İlk SeansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin