87. Bölüm "beklenmedik"

9 1 0
                                    

Bölüm şarkısı: Sancak - Düşün ki

***

(Kuzeyden)

Başımı masaya dayamış uyumak üzereydim. Ama uyuyamadan kapı açıldı.

Giren kişi kapıyı çalmadan girmişti. Gözlerimi açtım ve kafamı kaldırdım. Gelen kişi Mineldi.

Yorgun olmama rağmen yüzümde bir gülümseme oldu. Bu sadece Minele özeldi. "Sevgilim..." dedi bana yaklaşırken.

Ayağa kalktım ben de ona yaklaştım. "Çok özledim seni." Başını salladı. "Sürekli yoğunsun."

Kollarını boynuma doladığında şaşırdım. Daha önce böyle bir şey yapmamıştı. Benden çekindiğini sanıyordum.

Ama Yine de ona ayak uydurdum. Ellerimi beline yerleştirdim. "Seni ablama anlattım." Bugün beni fazlasıyla şaşırtıyordu.

"Öyle mi?" Dediğimde başını salladı. "Peki nasıl bir tepki verdi?" Yüzü düştü. Kötü bir tepki almıştı. "Senin bana bakmayacağını söyledi."

Kaşlarım hayretle havalandı. Ben bu zamana kadar Minelin bana bakmayacağını düşünürken ablası benim ona bakmayacağımı mı söylemişti? Yanılmıştı.

Ben ona her zaman bakardım. "Çirkinmişim, fiziğim yokmuş, param yokmuş. Sen neden bana bakmışsın." Her kelimesinde dehşete düşüyordum.

"Çirkin mi?" Dedim belindeki elimi yanaklarına koyarken. "Sen ciddi misin?" Başını evet anlamında salladı.

"Öyleymiş." Yanağını okşadığımda elimi tuttu ve yanaklarından çekti. "İnanmadın değil mi? Sen benim gördüğüm en güzel kadınsın."

Güldü. "Derya ve Liyan güzel değil mi yoksa?" Ben de güldüm. "Onlar da güzel ama benim gözüm senden başkasını görmüyor."

Elimi tekrar beline yerleştirdim. "Buraya gelme nedenini sorabilir miyim? Çünkü daha önce hiç gelmemiştin."

"Tabi ki. Seni özledim sadece." Yanağıma bir öpücük bıraktı. "Bugün fazla değişiksin."

Kaşlarını çattı. "İyi değişik mi? Kötü değişik mi?" Diye sorduğunda güldüm. "İyi değişik." Diyerek boynuna eğildim. Ufak bir öpücük bıraktım.

Beni engellemedi. "Fazla mı özledin beni?" Ağzından bir inilti çıktı. "Özlem giderelim o zaman." Deyip onu masaya oturdum. Bu hareketimle kıkırdadı.

Boynunda biraz zaman geçirirken o da bana yer açmak amacıyla kafasını yukarı kaldırdı. Boğazından çenesine kadar dilimle yol çizdim.

Dudaklarımı dudaklarına sürttüm. Ardından minik bir öpücük kondurdum.  Tutkulu bir öpüşme başlatacaktım ki aniden kapı açıldı.

Birbirimizden ayrılırken kapıya döndüm. Minel de bakıyordu. İkimiz de nefes nefeseyken kapıda gördüğüm kişiyle öfkelenmeye başlamıştım.

"Pardon yanlış bir zamanda geldim Sanırım." Görkem sırıtarak bize bakıyordu. Minel utançla masadan indi. Ardından bakışlarını yere çevirdi. Görkem'e bakamıyordu.

"Evet kardeşim. Yanlış bir zamanda geldiğinin farkındasın ama hala çıkmayı düşünmüyorsun herhalde." Başını hayır anlamımda salladı.

"Hazır sizi bölmüşken diyip gideyim ki bir daha bölmeyeyim sizi değil mi?" Ofladım. "Hadi söyle. Sonra da siktir ol git."

Bu tepkimle daha çok güldü. Sürekli gülmesi sinirlerimi bozarken sonunda lafa girebilmişti. "Benim bekarlığa vedanın mekanı değişti. Onun haberini verecektim."

Ciddi misin der gibi baktığımda omuz silkti. "Bunu telefonda da söyleyebilirdin. Telefonun icadından haberin var mı acaba?"

Güldü tekrar. Ofladım. "Telefonu açsaydın söyleyebilirdim. Ama beyefendinin daha önemli işleri varmış." Telefonumu elime aldım. Dört kere aramıştı.

"Bunun için hastaneye kadar mı geldin Yani?" Diye söylendim. "Senin için hastaneye kafadar yol çekeceğimi düşünmedin herhalde. Liyan için geldim. Onu almak için geldim. O aşağı indi. Ben de hazır gelmişken haber vereyim dedim. Telefonu açsaydın uğramazdım."

Başımı salladım. "Hadi siktir git şimdi." Bana öpücük attı. "Emrin olur bebeğim." Dedi ve kapıyı açtı. "Görkem." Diye yükseldiğimde güldü ve odadan çıktı.

Bakışlarımı kapıdan çektim. Ardından Minele döndüm. Minel yere bakıyordu hala. Elim çenesine giderken bana bakmasını sağladım.

"Devam edebilir miyiz?" Diye sordum cevabını bile bile. Omzuma bir darbe alırken güldüm. Ardından yanağına koşa bir öpücük kondurdum.

"Benim eve mi geçsek?" Diye sordum alayla. Yüzü kıpkırmızı olurken güldüm. "Hadi Sevgilim." Dedim ve kapıyı açtım. Benden önce çıktı. Ben de arkasından geldim.

🎃

(Liyandan)

"Sence bu elbise güzel değil mi?" Diye sordum elimdeki kırmızı uzun elbiseyi Görkem'e gösterirken. Yaklaşık yarım saattir mağaza mağaza geziyorduk.

"Güzel ama üstünde görmeden karar veremem." Güldüm. Elbise fazla dekolteliydi. "Tamam deniyorum." Dedim ve elbiseyle beraber deneme kabini gittim.

Görkem de arkamdan geliyordu. Kabine girip elbiseyi giydim. Ama tabi ki de elim fermuara yetişmiyordu. Neyse ki benim bir sevgilim vardı.

Kabinden çıktım. Görkem'i aradı gözlerim. Kenarda duruyordu. "Görkem" ona seslendiğimde hemen yanıma geldi.

"Fermuarımı kapatamadım." Beni ters çevirdi. Sırtım göğsüne çarptı. Ellerini belimde hissettim. Yavaşça okşadı. Ardından daha fazla beklemeden fermuarı kapattı.

Ona döndüm. "Nasıl olmuş?" Beni baştan aşağı süzdü. "Çok güzel." Dedi hayranlıkla. "Her giydiğin elbise üzerinde bu kadar güzel durursa ben yanarım."

Gülümsedim. "Yapacak bir şey yok. Fiziğim de en az yüzüm kadar güzel." Elleri belime gitti. "Azı fazla. Güzel" içli bir nefes aldı. "Çok güzel."

Ellerim Görkem'in boynuna gidecekti ki beni durduran şey çocuklu bir kadının buraya geldiğini görmemdi. O yüzden ondan ayrıldım.

Görkem bana şokla bakarken ben kabine geri girmiştim bile. Elbiseyi üzerimden çıkartırken yüzümde bir sırıtış oluştu.

Fazla tatlı bakmıştı. Çok güzel bakmıştı. Bakmıştı işte. Bakması yeterdi.



—————————-

Bölüm
Bitti.

İlk SeansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin