43. Bölüm "Yüzleşme"

26 2 2
                                    

Huzur evinin önündeydik. Görkem her an kaçacak gibi olduğundan elinden sımsıkı tutuyordum. Gerçi ben tutsam Bile benimle beraber giderdi bu sefer. Kendisindeki güç kuvvet bende bulunmuyordu. O yüzden sürüklenebilirdim.

Ama yine de bırakmadım elini. Engelleyebilirsem engellerdim. Ama çok da umutlanmamak gerekiyordu. Malum yanımdaki şahıs öküz gibi bir şeydi. "Liyan..." dedi uzun uzun.

"Efendim Sevgilim." Dedim tatlı tatlı. "Girmesek mi içeri?" Tatlılığımdan eser kalmayacak bir sertlikle ona bağırdığımda irkildi. "Görkem Saçmalama. Sırf içeri gir diye geldim ben buraya. Bana boşa geldiğimi söyleme lütfen."

Diyemedi tabi. Korkmuştu benden. Bazen ben de korkuyordum kendimden. Olabilirdi öyle. Sıkıntı yapmasındı. Boşa yol gelmek her zaman sinirlerimi bozardı. Şimdi de bozmuştu. O yüzden boş yapmasındı.

"Hadi şimdi girelim. Annenin odasının numarasını biliyor musun?" Etrafa bakındım. Kadının yüzünü de hayatım boyunca hiç görmemiştim ki.

"Sevgilim onu buraya bırakan benim. Tabi ki de her şeyden haberim var. Ne yapıyor? Ne yiyor ? Nerede kalıyor? En son nereye gitti? Kaç kere tuvalete çıktı? Hepsini biliyorum ben." Bak ya bir de manyak gibi her şeyini kontrol ediyordu kadının. Ben emindim. Görkem seviyordu annesini.

Elimden tutup bir odanın önüne getirdi beni. "Burası..." şu an az önceki gibi kendinden emin değildi. Hatta sanırım sesi titremişti. "Emin miyiz?" Gözlerimi devirdim.

"Görkem eğer şu an geri dönersek sana öyle bir trip atarım ki aklın hayalin durur. Anladın mı beni? O yüzden şu an içeri giriyoruz. Sen ve annen güzelce konuşuyor. Anladın değil mi? Ben boşa yol gelmekten nefret ederim. O yüzden dolaylı yoldan senden de nefret etmeni istemiyorsan gidip konuşursun annenle."

Sesli bir şekilde yutkundu. Başını salladı ve "Tamam." Diyebildi sadece. Korkmuştu. Biraz daha korkmalıydı. Ben böyle buna her söylediğimi yaptırırdım. Valla işime gelirdi.

Kapıyı açtığında nefesimi tuttum. Görkem annesiyle yüzleşecekti. Görkem içeri girdi. Ardından ben girdim içeri ve kapıyı kapattım. Görkem'in annesi tekerlekli sandalyeye oturmuş bizi değil de manzarayı izliyordu.

Görkem en başta Ne yapacağını bilemedi? Biraz yaklaştı kadına. Ardından omzuna dokundu. Kadın irkilerek oğluna baktı. Baktı. Baktı. Uzun uzun baktı. En sonunda ağzından şu kelime çıktı. "Oğlum."

Görkem uzun zamandır bu kelimeyi duymayınca afallamıştı. Haklıydı. Belki de unutmuştu bu kelimeyi. "Anne..." dedi o da. Kadın da kalmıştı öyle. İkisinin de uzun zamandır bu kelimeleri duymadığı belliydi.

Normaldi. İkisi de unutmaya çalışıyordu birbirlerini. Kadın ayağa kalktı. Sarıldı birden Görkem'e. Görkem bir kez daha afalladı. Bu sefer gerçek anlamda afallamıştı. İki adım geri gitmişti.

Ona Ne sarılmıştı Ne de geri itmişti. Ne yapacağını bilmiyordu. "Hoş geldin oğlum." Kadın Görkem'den ayrıldı. Ardından bana döndü. Sanırım beni yeni fark etmişti.

"Bu kız kim?" Dedi Görkem'e ama benimle göz temasını kesmemişti. Bana da sorabilirdi. Sen kimsin diye? "Sevgilim." Dedi Görkem kısaca. Fazla uzatmak istememişti.

Kadın başını aşağı yukarı salladı. "Gelmeyeceksin diye çok korktum. Her gün burada seni bekliyorum oğlum." Görkem ifadesiz bir şekilde ona baktı. Ama ben o ifadesiz bakışın altında yatan sözleri görebiliyordum.

🔗

Sadece durup birbirlerine bakmalarından sıkılmıştım. Artık konuş aları gerekiyordu. Annesi fark etmeden Görkem'i dürttüm. Bana baktı ve ne var sıkıldım mı? Diyen bakışlarını gönderdi. Ardından gidelim mi? Adlı bakışını da unutmamıştı.

İlk SeansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin