78. Bölüm "hoş geldin"

12 1 0
                                    

Bölüm şarkısı: Gökhan Türkmen - yanımda kal

***

(Liyandan)

Kapıyı açıp ayakkabılarımı giydim hızlıca. Artık hastaneye gitmem gerekiyordu. Özlemiştim orayı.

Kapıyı kitledikten sonra aşağıya inmek için ilerledim. Kardelen'in kapısının açılasıyla gözlerim kapıya kaydı. Kardelen'e günaydın deyip gidebilirdim.

Ama Kardelen'in evinden çıkan kişi Kardelen değildi. Hakandı.

Hakan neden Kardelen'in evinden çıktı? Hakan neden Kardelen'in evinde? Orada Ne işi var?

Ya sabahın köründe gelmişti ya da gece gelip onda kalmıştı. Gece gelip kalması daha mantıklıydı. Ama neden gece onda kalmıştı Hakan?

"Hakan" Dedim şaşkınca. Bana baktı. Beni kendi apartmanımda beklemiyordu sanırım. "Aaa Liyan" dedi gülümsemeye çalıştı. "Günaydın"

Ben onun aksine gülümsemeye çalışmadım direkt gülümsedim. "Günaydın günaydın... güzel uyudum mu bari?" Dedim içeriyi işaret ederken.

Gülümsemesi silindi. "Evet mükemmel yattım." Kaşlarım havalandı. Burada yattığını kabuk De ediyordu. "Yani şey koltukta"

Beraber yattıklarını düşünmemiştim. Merdivenleri gösterdim ona. Önümden geçip merdivenlerden indi. Ben de arkasından geldim.

"Gece gece ne işinizin vardı acaba Hakan Bey burada? Acaba bana geldin de kapıları mı karıştırdın?" Diye bir öneride bulundum.

"Hayır Kardelen'e geldim." Sonra düzeltti. "Aslında Nergis'e geldim." Nergis kimdi? "Kardelen bitti. Nergis mi başladı? O kız için mi geldin yani?"

"Kız çocuğu, Kardelen'in kardeşi... Beni çok sevmiş. Çağırdı. Ben de kıramadım. Görsen çok tatlı. Sen de kıramazdın." Tek kaşım havalandı. "Yani sadece onun için geldin."

Bana cevap vermedi ve yürümeye devam etti. Ben cevabımı almıştım. Ama ses etmedim. "Bırakayım mı seni?" Baktı öyle. "Olur Tamam."

Başımı salladım ve araban binmesini söyledim. Beraber araban bindik. Ardından yola çıktık. "Hakan sana bir şey sormak istiyorum."

Hakan sorumun neyle alakalı olduğunu anladığı için derin bir nefes aldı ve o nefesi hızlıca verdi. "Dinliyorum."

"Hande" Dedim sadece. Yola bakarak böyle bir meseleyi konuşmak çok gericiydi. "Hande" diyerek karşılık verdi bana.

"Unutabildin mi onu?" Dediğimde yüzüne baktım. Eskiden olsa konusu açıldığı an gözleri dolardı. Ama şu an pek bir duygu belirtisi göstermiyordu.

Alışmış olabilir miydi bu duruma? "Eskiden" diye başladı sözüne. "Eskiden Handenin ölümünü kabul edemiyordum. Ama şimdi biliyorum. O öldü. Ben bunu kabul ettim. Öldü evet ama ben onu hala seviyor muyum bilmiyorum. Her gün mezarına gidiyorum. Ama her gün aynı duyguyla mı gidiyorum bilmiyorum."

İki arada bir derede kalmıştı. O da Ne olduğunu bilmiyordu. "Unuttun mu onu?"

"Eskiden olsa her an aklımdaydı. Ama arttık sadece geceleri." Bilemiyordum. Tam anlamıyla unuttuğu söylenemezdi. Ama alışmıştı. Kabullenmişti. "Konuyu kapatsak olur mu?"

"Peki Kardelen'e karşı bir şeyler hissediyor muydun?" Diye konuya daha farklı bir yerden baktım. "Gözleri..." dedi.

"Çok fazla anlama sahip. Çok güzeller. Her zaman farklı bakıyor bana. Kardeşine bakıyor. Çok güzel bakıyor." Bunun adı hoşlanmaydı sanırım.

İlk SeansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin