74. Bölüm "çorba"

13 1 0
                                    

Bölüm şarkısı: Müslüm Gürses - Hasret rüzgarları

***

"Kaçırır demek seni." Görkem'e döndü. "Sahiden kaçırır mısın kızımı?" Görkem başını eğdi. Kaçırırdı ama bunu söylese nasıl bir tepki alacağını bilmiyordu. O yüzden susmakla iyi yapıyordu.

"Kaçırırsın. Kaçırırsın ama ben kızımı kaçırmana izim verir miyim? Bir de onu düşünmek lazım." İzin vermezdi

Durumum çok kötüydü şu an. Gerçek anlamda çok kötüydü. Keşke odamda yazsaydım. Şimdi Benin hatamın bedelini Görkem ödüyordu.

Abime döndüm. Kendisi çok dikkatli bir şekilde bizi izliyordu. Bu durumdan bayağı eğleniyordu. Benim zor durumda olmamla mutlu olmuştu.

"Sana güvendik. Kızımızı emanet ettik değil mi?" Babam fazla abartmıştı sanırım. Bu kadar tepki vermedi normal değildi. "Hamza amca sen de Liyana vermeyeceğim seni Görkem'e demişsin. Bu bana reva mıdır?"

Görkem uzun bir aradan sonra sonunda konuşmuştu.  "Vermiyorum kızımı. Benim değil mi? Vermiyorum işte." Babam şu an kesinlikle mızıkçılık yapıyordu.

"Maalesef Hamza amca kızın artık benim. Kusura bakmayacaksın." İnsan sevgilisinin babasına böyle der mi? Ne yaşıyorsun Sen Görkem? Bak gerçekten vermeyecek beni sana.

"Ne diyorsun lan sen yavşak?" Babam hiddetle ayağa kalktığında Görkem de ayağa kalktı. Babam Görkem'in yanında çok küçük kalıyordu. "Baba ne diyor bu? Kızın benim diyor. Baba bunlar şey yapmış olmasın."

Abim gazın en fazlasını veriyordu şu an. Şey yapmıştı Ne be? Eşeğin aklına niye karpuz kabuğu sokuyorsun sen?

Babam bu boy farkından dolayı biraz irkilse asla geri adım atmayacaktı. Farkındaydım. Görkem şu an karşısında dimdik duruyordu. O da asla geri adım atmayacaktı.

"Şey mi yaptınız lan?" Bir bana bir de Görkem'e bakıyordu. Görkem hem korkuyordu hem de gülmemek için kendini zor tutuyordu.

"Hamza amca ama ayıp oluyor Yani. Haberin olsun."  Babam kaşlarını çattı. "Ayıp falan olmaz sana. Ayıp diye bir şey bilsen bana hayatta böyle bir şey demezdin."

"Demiş bulundum artık. Gerçi demeseydim yine de benim olacaktı." Öksürmeye başladığımda Görkem'in gülümsemesini sağlamıştım.

"Bak hala devam ediyorsun. Oğlum sen büyüklerine nasıl davranman gerektiğini öğrenemedin mi? Öğretmediler mi sana?" Görkem'in gülümsemesi soldu.

Benim de yüzüm düştü tabi hemen. Neydi bu şimdi? Neden babam böyle bir şey demişti şimdi? Demese olmaz mıydı? "Öğreten kimse olmadı. Kusura bakma Hamza amca. Ben nasıl davranacağımı bilemedim. Daha önce bir babaya rastlamadım."

Babamın kızgın ifadesi silindi. Ama bir şey diyemedi öyle. "Ben bir babaya karşı söylemem gereken bir şeyler söyledim değil mi? Çok özür dilerim." Babam dostça Görkem'in omzuna vurdu birkaç kez.

"Tamam sorun değil. Ama bir daha böyle bir şey duymayayım. Yoksa kulaklarını çekerim ha ona göre." Görkem'in solan gülüşü tekrar canlandı.

"Kulağımı çeken ilk insan olacaksın Hamza amca." Bu cümle ile güldüm. Babamı Görkem'in kulağını çekerken hayal ettim. Çok komik bir görüntüydü benim için.

"Hadi bakalım. Toparlan da bize bir çorba yap. Bakalım gerçekten de Liyanın bahsettiği kadar iyi çorba yapıyor Musun?" Hiçbir şeyi de unutmazdı.

"Baba ne diyorsun ya? Bu konu bu kadar çabuk mu kapanacak yani? Kızın Benim diyor farkındaysan." Babam abimin sırtına sertçe vurdu. "Bence artık çok konuştun sen. Benim lafımın üstüne laf söylemek sana düşmez."

Görkem algılamaya çalıştı. Herhalde şu an neden çorba yapması gerektiğini anlayamamıştı. Bana da gelseler çorba yap deseler ben de öyle bakardım.

Bu tepkisi o yüzden çok normaldi. Ama tabi ki bu tepki babam tarafından pek hoş karşılanmamıştı. "Hayırdır? Ne bakıyorsun aval aval? Anlamadın mı dediğim şeyi?"

"Anladım anlamasına ama neden?" Babam Görkem'i mutfağa doğru ittirdi. "Nedeni yok? Acıktım."

Acıkmadığına adım kadar emindim. Çorba meselesi sadece içine oturmuştu. Şimdi de onun acısını çıkartmayı hedefliyordu.

🍮

"Hadi iki saattir bir şeyi yapamadın." Babam mutfakta çorba yapan Görkem'e Seslendi. Görkem'in ne halde olduğunu merak ediyordum.

Ama babam sağ olsun hayatta beni mutfağa göndermiyordu. "Çorba nereden çıktı Hamza? Neden şimdi çocuğa çorba yaptırıyorsun? Gerçekten anlamıyorum seni."

"Canım çorba çekti. Olamaz mı?" Annem ayağa kalktı. "Olamaz Hamza. Sen ne zaman gelip bana çorba yap dedin? Bu sadece Görkem'i uğraştırmak için saçma bir bahane. Sen çorba sevmezsin."

Babamı hiçbir zaman çorba içerken görmemiştim. Görsem bile şu an Görkem'i uğraştırmak istediğini anlardım. Görkem'i kabul ettiğini kendine açıklayamıyordu.

Görkem'i çoktan kabul etmişti.

"Yapsın çorba işte. Eline yapışmaz herhalde." Onlar böyle konuşurken içeri elinde tepsiyle Görkem girdi. Masaya çorbaları bıraktı. Dört kase vardı.

"Hadi gelin. Hazırladım çorbayı." İlk olarak ben kalktım. Masaya yerleştim. Benden sonra annem kalktı. "Acıkmışım valla. İyi ki yaptın çorba. Şimdi iki saat yemek yapmakla uğraşamazdım."

Annem Görkem'i ufak çaplı olsa d överken masaya oturdu. Görkem gülümsedi ve babamı beklemeye başladı. "Hamza amca yemeyecek misin?"

Babam ayağa kalktı. "Yiyeceğim tabi. Bakalım gerçekten övülecek kadar iti çorba yapıyor Musun?" Babam masaya oturdu.

Ondan sonra da Görkem oturmuştu. Herkes çorbadan bir kaşık aldı. Görkem dışında. Kendisi bizim tepkimizi bekliyordu.

İlk tepki benden geldi. "Gastronomi mi okudun be? Bu Ne güzel bir çorbadır?" Bir kaşık daha aldım. Görkem bu tepkimle güldü.

İkinci tepki annemden geldi. "Çok güzel olmuş valla oğlum. Eline sağlık." Görkem gülümsemekle yetindi. Merakla babama döndü.

Ben de babama baktım. Kaşığı ağzına götürmüştü. Bir an için gözleri parladı. Bir kaşık daha aldı. Hatta bir tane daha. Yetmedi bir kez daha yedi.

Bir kez daha kaşığı ağzına götürdüğünde önüne döndü. Ona bakan altı göz görünce öylece durdu. Bizim ona baktığımızı daha şimdi fark etmişti.

"Ne bakıyorsunuz?" Görkem cevabını almıştı ama yine sordu. "Çorbayı sevdin mi Hamza amca?"

Babam durdu. Kaşığı kaseye geri bıraktı. "Yani idare eder. Pek de bir özelliği Yok." Eğer çorbanın yarısından fazlasını içmemiş olsaydı ona inanabilirdim. Ama öyle bir şey artık mümkün değildi.

"Kendimi geliştirmeye çalışırım." Dedi Görkem sırıtırken. Çorbasının beğenildiğini biliyordu. O yüzden bu yüz ifadesi.

"Ne sırıtıyorsun öyle? Deli dana gibi..." Görkem "hiç" dedi gülüşünü yüzünden eksik etmezken. Ardından çorbasından bir kaşık aldı.

Artık çorbasını rahatlıkla içebilirdi. Babamdan tam not almıştı.




————————-

Bölüm bitti.

İlk SeansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin