70. Bölüm "yangın"

9 1 0
                                    

Bölüm şarkısı: Can Ozan - sar bu şehri

***

Gözlerimi açtığımda bomboş bir yerdeydi. Burası neresi diye düşünmeye başladım. Ben neden buradayım? Kim beni buraya getirdi? Neden getirdi?

Aklımdan bin bir türlü soru vardı ama beni cevaplayacak kişiyi bile bilmiyordum. Kaçırılmıştım. Sadece bildiğim tek şey buydu. Ama neden?

Etrafı inceledim. Duvarlar çok pis ve gri rengini almıştı. Etraf bomboştu. Büyük bir yerdi Burası. Görebildiğim kadarıyla burada tek ben vardım.

Büyük bir kapısı vardı. Ve sanırım şu an o kapı açılıyordu. İçeri biri girmek üzereyken İstemsiz bir şekilde gözlerimi kapattım.

Sanırım gözümü kapatırsam bana bir şeyler yapamazlar diye düşünmüştüm. Küçükken de hep öyle yapardım. Bu huyum değişmemişti.

Adımladı bana doğru yaklaştığında nefesimi tuttuğumu fark ettim ama o nefesi vermedim. Veremedim. Çok gazla korkuyordum. Kalbimin ritmi hızlanmıştı. Kalbim ağzımdan çıkacak gibi hissettim.

Bana bir şey yaparlar mıydı? Yaparlardı. Beni kaçırmışlardı. Acaba organ mafyası olabilirler miydi? Ya da para için kaçırılmış falan olabilir miydim?

Aklımda bin türlü soru vardı. Zaman geçtikçe daha da fazlalaşıyordu bu sorular. Ama cevap alabilir miydim? Bilmiyordum. Gerçi bu soruları sorabilir miydim? Onu da bilmiyordum.

"Güldürme beni güzellik. Uyandığını biliyorum. Ben senin hakkında her şeyi bilirim." İçimdeki korku yerini nefrete bıraktı. Çünkü bu ses Tolga'ya aitti.

Bir türlü peşimizi bırakmamıştı. Sanırım artık çözümü bu şekilde bulmuştu. Beni kaçırarak.  Bizi bir salsa biz bir mutlu olsak.

Gözlerimi sinirle açtım. "Piç." Dedim sadece. Benim bunu söylememle yüzündeki gülümseme anında silindi. "Oldu mu bu şimdi? Ben sana güzellikle yaklaşıyorum. Sen bana küfür ediyorsun. Gerçekten sana hiç yakıştıramadım."

Solan gülüşü geri canlandı. "Gerçi artık bana dediklerin pek de umurumda değil. Şu an umurumda olan tek şeyi söyleyeyim mi?" Bana konuşmam için bir şans verseydi söyleme derdim. Ama maalesef zaman tanımadı bana.

"Sana yapacaklarım." Dedi ve parmakları tenimde gezindi. Gözlerimin karardığını hissettim. Bana Ne yapacaktı?

Parmaklarını tenime değdirdiği her an gözleri ışıldıyordu.  Kim bilir neler düşünüyordu? Başımı geri çektim. Bana dokunmamalıydım. İzin vermezdim. Veremezdim.

Bana hiçbir şeye yapamazdı. Ellerim arkamdan ayrı ince bir iple vücudum ise daha kalın bir iple bağlanmıştı. Çözme şansım yoktu. "Korktun mu güzelim?" Gözümde korku yoktu. Sadece saf nefret vardı.

Ondan nefret ediyordum. "Üzüldün mü yoksa?" Başımı salladım. "Çok üzüldüm. Ama neye biliyor Musun?" Aynı onun gibi konuşmasına fırsat vermedim.

"Sana... sen zavallı bir adamsın. Ben zamanında senin beni aldatmana üzülüyordum biliyor Musun? Kaç gece arkanda ağladım. Şimdi diyorum ki iyi ki aldatmışsın beni. Yoksa senin gibi bir adamla daha fazla sevgili kalırdım. Belki de evlenirdik. Ve ben hayatımın hatasını yapmış olurdum. İyi ki ayrılmışım senden. Büyük bir şerefsizden kurtuldum."

Yüzüme sert bir tokat yedim. Böyle bir şey beklemiyordum. Tolga'yla sevgili olduğumuz zaman bana hiçbir zaman kötü bir şey söylediğini bile duymamıştım. İlişkimiz boyunca bana bir kere bile bağırmamıştı. Ama şu an bana zarar veriyordu. Bana vurmuştu.

İlk SeansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin