24. Bölüm "Gül"

104 4 1
                                    

Bölüm şarkısı: Kahraman Deniz- suç mahali

Medya: Liyan

***

"Kuzey benim arkadaşım Minel." Bunu söylemem gerekiyordu. "Nasıl yani?" Şaşırmış bir şekilde baktı.

"Hani o gün seninle terapi yaparken odaya biri dalmıştı ya. Hatırlıyorsundur. O benim arkadaşım." Minel kaşlarını havaya kaldırdı. Başını anladım der gibi salladı.

"Yani aslında sen Kuzeyi tanıyorsun ve sırf benim özgüvenim yerine gelsin, sevilebilecek bir insan olduğumu düşüneyim diye onun ban ayazmasını mı sağladın? Bu mu yani?" Bunu düşüneceğini asla tahmin etmemiştim.

"Hayır Minel. Bunu sana hayatta yapmam. Ben sadece onun benim arkadşaım olduğunu öğrenmeni istedim. Senden bir şey saklamak istemiyorum. Bana duyduğun güveni kaybetmek istemedim." Dediğimde güldü.

"Ben sana güvenmiyorum. Ben hiç kimseye güvenmiyorum. Senden de Kuzeyden de nefret ediyorum. Bana bunu nasıl yaparsınız? Ben sadece birine güvenmeye çalışıyordum. Onu da elimden aldınız. Gerçekten çok teşekkür ederim. Bunu da başardınız." Anlamadan dinlemeden hareket ediyordu.

"Hayır Minel sen bana güveniyordun. Güvenmesen bana içinde yaşadığın sıkıntıları en ince ayrıntısına kadar anlatmazdın. Konuşmadan önce tereddüt ederdin. Benim senin bilgileirni başkalarıyla paylaşmamdan korkardın. Ama sen bana korkmadan bütün her şeyini anlattın." Dedim sakince. "Ne yani? Sana anlattığım şeylerden beni vuracak mısın?"

Her şeyi çok yanlış anlıyordu. "Asla Minel. Sana bunu asla yapmam. Sana Kuzeyin benim arkadaşım olduğunu söyledim. Çünkü senin bir daha kırılmanı istemiyorum. Kuzey benim arkadaşım." Lafımı kesti. "Dinlemek istemiyorum Liyan. Bana birin-"

Bugün beni dinleyecekti ve gerçekleri anlayacaktı. "Minel lütfen sözümü kesme. Sana bir şey anlatmaya çalışıyorum. Düzgünce dinle. Ondan sonra yargıla. O gün seni görmüş. Çok güzel olduğunu düşünmüş. Senin ismini sordu. Ben de sen istemezsin diye adını söylemedim. Ama fazla yalvardı. Ben de senin isminin baş harfini söyledim. Biliyorsun seni instagramdan takip ediyorum. Hatta genellikle oradan konuşuyoruz. O da terapi yaptığım kişileri takip ettiğimi bildiği için hemen instagrama girdi. Baş harfi m olan bütün hesaplara baktı. Sonunda seni profil resminden buldu. Amaa görmen lazım nasıl seviniyor evde. Daha sonra seninle hemen iletişime geçmek için sana yazdı. Yani asla ona senden bahsetmedim. Bunu yapmam. Sen istemediğin sürece seninle alakalı olan hiçbir şeyi paylaşmam. Hem zaten bu kanunlara da aykırı. Bunu düşünmen beni kırdı. Sana hiç mi güven vermedim?"

Minel bana şaşkınca baktı. "Ben hiç böyle düşünmemiştim." Başımı salladım. Bu çok normaldi ama böyle yargısız infaz yapması doğru değildi. İlk önce beni dinleyebilirdi. "Yani uzun bir süre sadece benim instagram hesabımı bulmak için çabaladı. Ama en sonunda amacına ulaştı. Hesbaımı buldu."

Gülümsüyordu. Burada bir koku vardı. Aşk kokusu... Minel ufak ufak Kuzeyden hoşlanıyordu. Kuzey zaten çoktan abayı yakmıştı.

🕸︎

"Anne sen neden Görkemi yemeğe çağırdın ki? Ben onu anlamadım." Dedim masaya tabakları koyarken. Normalde üç tabak koyacağıma dört tane koymuştum. Çünkü annem Görkemi akşam yemeğine davet etmişti.

"Kızım iki gün önce gideceğiz. Bir Görkem oğlumla adam akıllı sohbet edelim." Diye cevap verdi annem. "Anne o senin nereden oğlun oluyor. Daha geçen tanıştın." Diye bağırdı abim.

"En azından bu dünyaya senden daha fazla yararı var. Senin daha kendine hayrın Yok." Diye cevap verdi annem.

Annemin bu lafına gülmeden edemedim. "Gülme sanki senin anneme bir hayrın var."

"En azından benim insanlığa bir hayrım var. Annem de benimle gurur duyuyor ayrıca ben senin gibi işsiz değilim." Dedim gülerek. "İyi ki işten kovulmuşum ha. Sizin de gerçek yüzünüzü gördük."

Annem abimin kafasına vururken güldüm. "Sus lan it. Benim evimde kalıyorsun.  Bir de artistlik yapıyorsun." Daha fazla güldüm.

Tabi abim bu duruma sinirlenip omzuma vurdu. "Vurma lan. Dokunma bana. Görkem seni döver ha." Dediğimde bana garip bir biçimde baktı.

"Görkem kim de bana karışıyor? Hiçbir şey de yapamaz. Sen benim kardeşim değil misin?"

"Maalesef." Dediğimde kafama vurdu. "Ben sanki sana çok meraklıydım." Gözleirmi devirdim. "O yüzden evimde kalıyorsun."

Abim göt olmuş bir şekilde yerine oturdu. "Ne oldu sustun?" Bu sefer kaşıkları dizmeye başladım. "Birazdan Gçrkem gelir. Birbirinize düzgün davranın." 

"Anne sen niye bu adamı çağırdın ki?" Dedi abim yaklaşık iki saattir sadece bunu söylüyordu. "Sen kıt mısın oğlum? Bazı şeyleri bin kere söylemeden anlayamıyor musun? Kaç kere demem gerekiyor? Çocuk çok saygılı biri. Gitmeden önce sohbet edelim istedim."

Çok saçma bir sebepti. Bir de babamı çağırıp onunla da tanıştırsaydı. Kapı çaldığında annem kapıya bakmamı söyledi. Sanki o söylemese yapmayacaktım.

Kapıyı açtığımda karşımda Görkem duruyordu. Ellerinde bir buket çiçek vardı. "Görkem annemi istemeye mi geldin?" Dediğimde şaşkınca bana baktı. "Ne saçmalıyorsun psikolog hanım?" Elindeki çiçekleri gösterdim.

Buketten bir gül çıkardı. "Bunu sana aldım."  Gülü elime aldım. "Yani diyorsun ki bu gülün sapındaki dikenler elime batsın da canım yansın. Sen benim canımı mı yakmak istiyorsun?" Ucundan  tuttuğum gülü kendi eline aldı. "Keşke farklı bir çiçek alsaydım. Senin canının yanmasını asla istemem."

"Elin kanıyor." Eline baktı. Gülü fazla sıkmıştı galiba. "Elini yıka istersen. Ben de yarabandı getireyim." Başını salladı ve lavaboya gitti.

Ben de odamdan yara bandı çıkarttım. "Görkem nerede Liyan?" Anneme baktım. "Lavaboya gitti." Elime baktı. "Yara bandını neden çıkarttın?" 

"Görkemin eli kanıyor. O yüzden lazım." Dediğimde abim belirdi. "Kim bilir hangi kavgaya karıştı"

"Sus lan. Çocuk gül getirmiş bana. Dikeni eline battı. Sen de burada boş boş otur." Dedim hemen. Görkem o sırada lavabodan çıktı. "Hoş geldin oğlum." Dedi annem.

"Hoş bulduk Gülşah Abla." Görkem birkaç saniye abime baktı. "Hoş geldin." Dedi abim.

"Hoş buldum." Görkemin eline baktım. Ufaktan kanıyordu. "Yara bandı." Elini uzattı. Ama ben yara bandını eline vermek yerine parmağına yapıştırdım.




---------------------------------------


Bölümümüz bitti.

İlk SeansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin