39. Bölüm "Benim Yanımda"

37 2 8
                                    

Bölüm şarkısı: adamlar- dal

***

"Kuzey bir git başımdan Allah aşkına." Dedim bilgisayarın başından kafamı kaldırmadan. "Sen işte böyle birisini arkadaşına asla yardım etmezsin." Diye söylenmeye başladı hemen.

"Ne saçmalıyorsun sen? Tabi ki de Mirayla baş başa bir gece geçirdi diye evimden çıkmayacağım. Çok saçma bu." Kuzey gözlerini devirdi. "Ne var sanki kabul etsen." Başını hayır anlamında salladım.

"Çok beklersin canım." Kuzey bir köşeye sindi. "Ne vardı sanki yardım etseydin bana. Ne olurdu? Ölür müydün?" Gözlerimi devirdim.

"Görkem arasa koşa koşa gidersin ama." Dedi hemen trip atarak. "Giderim tabi. Neden gitmeyeyim? O benim sevgilim değil mi?"

"Sevgilin tabi. Ama unutma ondan önce ben vardım senin hayatında." Gözlerim kıstım. "Yani ne alaka? Ondan önde sen vardın ama o şu an var."

"Öyle olsun. İki günlük sevgilin için beni sattın ya." Bilgisayarı kapattım. "Bunu beni Minel için beni eken Kuzey mi diyor acaba? Ne kadar da ironik oldu bu ya."

"Haklı sebeblerim vardı." Diye kendini savundu. "Aynen haklı sebebin Minelin evinde hamam böceği olması mıydı?"

"Ama Ne yapayım Minel böceklerden korkuyor." Dedi gözlerini büyülterek ama benim umurumda bile değildi. Kendi evi vardı. "Kendi evin var Kuzey. Hadi yallah Oraya."

"Pis" kaşlarımı çattım. "Evimi bok götürüyor." Güldüm. "Bana ne? Kirletmeseydin." Kuzey sonunda pes etmişti. Kenara geçip öylece oturdu. "Sadece film izleyecektik. Neden yolumuza taş koyuyorsun ki?"

"Yoluna taş koyan sensin Kuzey. Ben hiçbir şey yapmadım. Eğer şu an evin temiz olsaydı bana muhtaç kalmazdın." Dedim omuz silkerek. "Biraz insaf ya."

"Off tamam. Ama sadece dört saatliğine veriyorum." Dedim ve ayağa kalktım. "En ufak bir pislik istemiyorum evimde. Ayrıca bana yemek ısmarlayacaksın." Emredersin der gibi başını salladı.

Ben de odama geçip üzerimi değiştirdim. Görkem'in evine gidecektim. Başka çaremiz yoktu. Aslında Derya'ya da gidebilirdim ama Görkem'e gitmek istiyordum. Bence en doğal hakkımdı.

"Çıkıyorum ben. Çok dağıtmayın etrafı." Dedim ve evden çıktım. Arabama bindim ve radyoyu açtım. Daha sonra da yola çıktım. Yolun yarısındayekn telefonum çalmıştı. Kim oldğuna baktığım esnada Görkem olduğunu gördüm. Hemen açtım ve kulaklığımı taktım.

"Alooo" Dedim mutlu mutlu. Sokak lambaları yanmaya başlamıştı. "Görkem seni Psikolog Hanım olarak kaydetmiş. Ama sanki onun sadece psikoloğu değilmişsin gibi. Yazışmalarınızı okudum. Ne oluyor acaba?" Bu ses bir kadına atti. Bunu anlamıştım. Ses çok tanıdıktı ama anlayamıyordum.

"Aslında bu soruyu benim sana sormam gerek. Ne oluyor orada? Sen kimsin ve sevgilimin telefonu sende ne işi var?" Bu kimdi? Neden Görkemin telefonundan beni aramıştı? "Sevgilin demek. Sence bu ne kadar doğru? Sevgilinle seans falan yapıyorsun ya."

"Bana cevap ver sen Görkemin nesisin? Çabuk cevap ver." Sesimi yükseltmiştim. Ama onun umurunda bile değildi bu. Fazla sakindi. "Şöyle yapalım. Ben cevap vermek yerine seni direkt olarak Görkemin evine yani ikimizin evine çağırıyorum. Gel de kim olduğumu gör." Sinirden kıpkırmızı olurken gaza daha fazla yüklendim. "Geliyorum."

Güldü. "Bekliyorum." Arkadan Görkemin sesini duyar gibi oldum. "Görkem de orada mı?" Kız tekrar güldü. O güldüğünde ben daha da fazla sinirleniyordum. Umarım bu sinirle kaza falan yapmazdım. Onları görmedne ölmek istemiyordum. "Her zaman ki gibi benim yanımda bebeğim. Hatta bir şey söyleyeyim mi?" Ondan daha fazla bir şey duymak istemiyordum ama yine de teleofnu kapatmadım.

"İzmire gittiğinde de benim yanımdaydı. Seninle konuştuktan sonra bana sarılıyordu beni öpüyordu. Senin endişelerini giderdikten sonra benimle ilgileniyordu." Dişeirmi sıktım ve biraz daha bastım gaza. "On dakikaya oradayım. İkinizde göreceksiniz."

"Nasıl tepki vereceğini çok merak ediyorum. Sevgilini elinde tutabilseydin bunlar başına gelmezdi güzel kız. Ama yapacak bir şey yok. Sen onu elinde tutamadın ve o da bana geldi her fırsatta. Bilmem belki san aişe gidiyorum diye de yalan söylemiştir. Ama bana hiç yalan söylemiyor. Çünkü beni sendne daha çok seviyor. Hadi gelince görüşürüz. Artık bunu öğrenmen gerek diye düşünmüştüm. Seni de o yüzden aradım. O İzmire benim için gidiyor ben de İstanbula onun için gidiyorum. Ama baksana senin için şuradan şuraya gidemiyor."

Direksiyona yumruk attığımda güldü. "Sinirlenme hepsi senin suçun." Dedi ve teleofnu kapattı. Neye uğradığımı şaşırmıştım. Ben ona büyük bir mutlulukla giderken o başkalarına gidiyordu. Biliyordum şu an kıpkırmızıydım. Çünkü çok sinirliydim. Hem Görkeme hem de kendime. Kendime beni aldattığını fark edemediğim için kızgınım.

Görkemin evine geldiğimde dış kapının açık olduğunu fark ettim ve hemen içeri giridm. Şu an asansörleri değil de merdivenleri kullanma taraftarıydım. Onun katına geldiğimde kapıya en sert yumruklarımı geçiriyordum. Hemen kapıyı açması gerekiyordu. Yoksa bu kapıyı kırabilirdim.

Ben dışarıda can çekişirken içeriden bir kaıdnın gülme sesi geldi. Demek ki gerçekten de beni aldatıyordu. Bir küfür savurdum hemen. Gülüyorlardı. Görkemin güme sesini duymuyordum ama kadın çok eğleniyordu. Ben son yumruğumu da attığımda o kapıyı açmıştı.

İlk on saniye kapıyı açan kişinin kim oldğunu algılayamadım. Öylece kaldım kapıda. "Çiğdem?" Çiğdem buradaydı ve bana bakıp gülüyordu. "Yengem." Deyip bana sarıldığında hiçbir şey yapamamıştım. "Yoksa beni gördüğüne sevinmedin mi? Ben seni gördüğüme çok sevindim." Ben de sevinmiştim. Hem de çok sevinmişitm. Yüzümdeki şok ifadesi gitmişti. Aksine gülümsedim.

"Çiğdem seni beklemiyordum." Çiğdem benden ayrıldı. "Ben de kıpkırmızı ve bu kadar güçlü bir kaıdn beklemiyordum." Dedi. Sanki bana garip bir şaka yapmamış gibi. Bu kesinlikle eşek şakasıydı. Ne olduğunu şaşırmıştım.

"Kapıyı göçerttin resmen." Kapıyı gösterdi. "Sen kapıyı kırmadığına dua at. Öyle şaka yapılır mı kızım?" Arkadan Görkem çıktığında ona baktım. "Sen de neden böyle bir şaka yapmasına müsaade ediyorsun acaba? Öğrenebilir miyim? Kabul et senin de hoşuna gitti seni kıskanmam."

"Evet aslında biraz hoşuma gitti ama bir yandan da üzdün beni. Seni aldatacağımı nasıl düşünebilirsin?" Kaşlarımı kaldırıp ona baktım. "Ciddi olamazsın? Normalde inanmazdım ama Çiğdem senin telefonundan beni aradı. Arkadan senin sesini de duydum. Baktım İzmire gittiğini de biliyor. Dedim ki artık yapmışsın böyle bir şey."

"Asla öyle bir şey yapmam." Dedi bana sarılarak. "Biliyorum ama çok şey biliyordu. Ayrıca senin telefonundan aradı. Mecburen öyle bir şey düşünmek zorunda kaldım." Görkem kafasını boynuma gömdü. "Bir daha sakın böyle bir şey düşünme. Seni asla aldatmam. Sana karşı olan aşkım hiçbir zaman bitmeyecek. Sen benimleyken asla başka bir kadına bakmam."

Biliyordum yapmazdı. "Biliyorum." Yanağımdan öptü ve bendne ayrıldı. "Madem biliyorsun o zaman neden kıpkırmızıydın ve kapıyı kırmak üzereydin?" Mahçup bir şekilde kafamı yere eğdim. O da çenemden tutup kafamı kaldırmamı sağladı. "Başını önüne eğme de gözlerini görebileyim." Dediğinde kalbim atmaya başlamıştı sanki.

"Hadi hadi geç içeri. Ev soğudu." Çiğdem beni içeri soktuğunda Görkemle beraber salona geçtik.





-------------------------------------------------------------

İlk SeansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin