17

820 73 15
                                    

Merhaba, biliyorum siz merakla yeni bölüm bekliyorsunuz ama üzgünüm bu yeni bölüm değil. Sadece biraz içimi dökmeye ihtiyacım var.

Kafam çok dolu bu aralar çook fazla dolu. Sürekli bir şeyler düşünüyorum hatta düşünmekten uyuyamıyorum bile bazı geceler. Zihnim hiç durmuyor, hep bir şeyler dolaşıyor içinde.

Koskoca bir sene geçti, bir sene de hayatımda çok fazla değişiklikler oldu. Senenin başında okuluma gidip geliyordum, staj görüyordum ana okulunda daha ben öğrenciyken minik minik öğrencilerim vardı peşimde öğretmenim öğretmenim diye dolaşan. Dostlarım vardı, bir derdim olduğunda çekinmeden anlatabileceğim can dostlarım.

Şimdiye baktığımdaysa, bir dükkanda insanların ağız kokularını çekmek zorundayım çünkü bir yerden para gelmesi gerekiyor. Sağıma, soluma, arkama baktığımda boşluk görüyorum sadece çünkü kimsem yok. Arkadaşlarım yok, bir sosyal aktivitem yok, işten eve evden işe diye geçip gidiyor günlerim. Gittikçe daha çok içime kapandığımı hissediyorum. Ailem desem, orası çok uzun hikaye. Parçalanmış bir ailenin en küçük ferdiyim ben. Yan yana görünsek bile aslında hepmizin dünyanın bir ucundayız. Kimsenin kimseden haberi yok. Herkes kendisiyle, ya da daha çok ben kendimleyim. Onlar yine birlikteler. Ya da öyle gözükmeye çalışıyorlar, bilmiyorum.

Yalnızlıktan korkan bir anne ve onun kendisine çare olarak gördüğü baskıcı aptal yobaz bir üvey babayla aynı evde yaşamak bazen yorucu olabiliyor. Yani, bende çok yoruldum. Hayattan, yaşamaktan, nefes almaktan çok yoruldum. Çok kez düşündüm, çok kez nefesimi kesmeyi düşündüm. Ama o kadar da cesaretli değilim işte, ben giç cesaretli değilim. Ölmeye de cesaretim yok yaşamaya da. Arafta kaldım işte. Böyle boşluktayım. Bekliyorum, neyi beklediğimi de bilmiyorum ama bekliyorum. Bekledikçe neye varacağımı da merak ediyorum aslında. Ama hiçbir şey olmaz sanırım. Böyle devam ederim. Böyle hiçbir şey başaramadan devam ederim. Beceriksizim ben zaten, babam hep öyle derdi. Hikayede olması gereken öz babam, hep salak olduğumu söylerdi. Hiçbir şey başaramayacağıma inanırdı. Haklı da zaten. Ben ne iyi bir evlat olmayı başardım ne de bir arkadaş, eş dost olmayı başardım. Ben hiçbir şeyi başaramadım. Çabalamadım değil, yanlış anlamayın. Çokta çabaladım ama olmuyor işte. Belki de olmaması gerekiyordur ne bileyim belki de böyle bir hayatım olması gerekiyordur. Kaderimde yalnız olmak vardır belki de.

İlk defa birilerine bu yanıma gösterdim aslında. Belki de yine korkar paylaşamam bu yazdıklarımı sizlerle. Böyleyim çünkü ben, korkağın tekiyim. Kabul edilemez, kimse kabul etmez de beni. Bu zamana kadar kabul görememişim, bundan sonrada olacağını sanmıyorum çünkü yolu yarıladım neredeyse. Bu saatten sonra, kimse benim nazımı tribimi çekemez. Hep olduğu gibi, kaçarlar benden. Hep kaçtılar benden. En başında yapmam gerekeni yapıyorum, hatayı kendimde arıyorum. Çünkü öyle, hata bende. Bu kadar insanın kaçmasının bir sebebi olmalı öyle değil mi?

Sonuç olarak, sıkıldım. Bir anda büründüğüm ve yakamı bırakmak bilmeyen şu depresyon halinden bıktım. Nasıl kurtulacağımı da bilmiyorum. Neyse ne, sizi de sıkıyorum böyle. Sizi de kaçırmak istemem, burda yazdıklarımı okuyorsunuz, güzel yorumlar bırakıyorsunuz mutlu oluyorum. En azından bir şey bakabiliyorsam onu da mahvetmek istemem.

Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim. Bir gün, artık buraya hiç bölüm atmamaya başlayabilirim. Öyle bir şey olursa, lütfen güzel dualarınızı esirgemeyin. Lazım olur herhalde.

I laughed a little too muchHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin