41

606 88 44
                                    

"Bebeklerim!"

Duyduğum ses ile karşımdaki aynadan gözlerimi alıp hızlıca lavabonun içindeki şapkayı alıp başıma geçirdim. Chan'ın ikinci seslenişi ile banyonun kapısını aceleyle açtım ve gülümseyerek yavaşça çıktım banyodan.

Beni görünce yüzüne kocaman bir gülümseme yayılırken kollarını iki yana açıp bana doğru yaklaşmaya başladı.

"Sevgilim!"diye güzel bir nida döküldü dudaklarından ve ardından beni kollarının arasına alıp sıkıca sarıldı. Bende kollarımı onun boynuna dolarken burnumu yanağına bastırıp kokusunu içime çektim iyice. Benim sevgilim, yarın kocam olacak!

Kokusunu iyice içime çektikten sonra dudaklarımı yanağına bastırıp uzun bir öpücük aldım. Ellerini sırtımda dolaştırdıktan sonra bir elini başıma doğru uzatıp kafamdaki şapkayı çıkarmaya çalıştığında hızlıca elini tutup durdurdum onu ve geriye doğru çekildim. Ben gülerek şapkamı düzeltip ondan kaçarken o da komik bir şaşkınlıkla bana bakıyordu.

"O ne öyle?"

"Sürpriz."diyerek yatağa oturduğumda yavaş adımlarla bana yaklaşığ yanıma oturdu ve elini tekrardan şapkama doğru uzattı. Hızlıca başımı geri çekip elini tutarak aşağı indirdim.

"Sürpriz' kelimesini açıklamama gerek var mı Chan?"

"Bu nasıl sürpriz böyle, görmek istiyorum!"diye söylendiğinde gülerek başımı iki yana salladım.

"Olmaz, yarın göreceksin zaten. Sabırlı ol biraz."dedim ve yatakta dizlerim üzerinde dikleşip yatağın bana ait kısmına doğru emekleyip örtümü kaldırarak altına girdim. Ben yatağa uzanırken Chan hala şaşkınca ve merakla bana bakıyordu.

"Göstermeyecek misin yani?"

"Hayır."dedim ve son kez şapkamı aşağı doğru çekip başımı yastığıma bırakıp örtüyü boğazıma kadar çekip kocaman açtığım gözlerimle Chan'ın meraktan çatlayan haline baktım. Tam olarak çatlıyordu, sadece belli etmemeye çalışıyordu. Ama ben anlayacak kadar iyi tanıyordum onu.

"Şapkayla nasıl rahat uyuyacaksın? Terlersin."

"Hayır çok rahatım. Hadi gel, bugün neler yaptın anlat bana?"diyerek bir elimi örtünün altından çıkarıp ona gelmesi için elimi sallamaya başladım.

"Yerim o elini."

"Yeme."

Yatakta bana doğru emeklemeye başladığında kapının çalmasıyla ikimizde gözlerimizi kapıya çevirdik. Ardından kapı açıldı ve teyzem kafasını içeri doğru uzattı. Yavaşça yataktan destek alıp dikleştim.

"Rahatsız etmiyorum değil mi?"

"Yok, konuşuyorduk bizde."diye gülerek konuştuğumda, teyzem gülümsedi ve kapıyı tamamen aralayıp elinde beyaz bir zarf ile içeri girdi.

"Bu Chan'a gelmiş. Woosung bey şimdi götür deyince getirdim."dediğinde Chan yataktan kalkıp teyzeme doğru ilerledi. Teyzemin elindeki zarf çoktan açılmıştı. Acaba ne vardı içinde diye sorular kemirmeye başlamıştı bile beynimi.

"Açık bu."diyerek teyzemin elinden aldı Chan beyaz zarfı.

"Woosung bey okumuş sanırım. Acilen sana getirmemi söyleyince getirdim işte."dedi teyzem ve ardından gözlerini bana çevirip gülümseyerek bana bir öpücük yolladı. Gülümsedim ve elimi ona salladım bende.

Teyzem iyi geceler dileyip odadan çıkarken Chan zarftan çıkardığı kağıdı açarak yanıma gelip oturmuştu. Hafifçe başımı eğdim ve kağıtta yazılanlara baktım. Çok dikkatimi vermesem bile yazıda geçen ismi görünce tüm dikkatim oraya yönelmişti.

I laughed a little too muchHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin