42 final part 1

731 80 79
                                    

"Evet! Nerde benim damadım?!"

Tedirgince çıtlattığım parmaklarımı sonunda serbest bırakarak gergince odanın kapısına döndüm. Çantalarıyla birlikte kollarını yukarı kaldırarak içeri giren Chaewon'u görünce stresla ona doğru ilerledim.

"Nerdesin sen ya! Saat geçiyor! Daha hiçbir şeyim hazır değil!"diye gergince bağırarak konuşurken ben, o çantalarını yatağın üzerine bırakıp ters ters bana baktı.

"Minho saat sabah 7, düğün akşam 7'de. Daha koskoca 12 saat var önümüzde. Relax ol biraz."dediğinde Chaewon ofladım ve bu sefer stresle yatağıma oturup somurtarak ona bakmaya başladım.

"Çok telaşlıyım. Suyum gelecek gibi hissediyorum."dedim gergince ve ellerimi karnıma bastırıp şiş göbeğimi severek kendimi sakinleştirmeye çalıştım.

"Daha 6 aylık bile değilsin."

"Erken doğum diye bir şey var."diye kızdığımda önüme doğru geldi ve elini uzatıp yüzüme düşen turuncu tutamları geriye doğru ittirdi.

"Erken doğum bile o kadar erken olmuyor bebeğim. Bu turuncu saç fikri nerden çıktı?"dediğinde dudaklarımı büzüştürdüm ve omuzlarımı silktim.

"Değişiklik olsun istedim. Chan'a sürpriz olacak."

"Bayılacak."

"Gerçekten mi?"dedim gözlerimi kocaman açıp heyecanla ona bakarak. İlk yaptığımda çok beğensem de bir süre sonra içimde bir  pişmanlık oluşmaya başlamıştı. Şimdi birinin beğenmesi tekrardan yeni saç sevincimi yeşertmişti.

"Güzel mi olmuş?"

"Çok güzel olmuş. Harika gözüküyorsun."dedi Chaewon ve benim elimden tutarak oturduğum yerden kaldırdı yavaşça.

Beni peşinden çekiştirerek makyaj masasına doğru getirdi ve masanın önündeki sandalyeyi çekip beni yavaşça sandalyeye oturttu. Ellerini kafamın iki yanına bastırıp saçlarımı geriye doğru çekti ve kısa turuncu tutamlar ellerinden kaçıp tekrardan özgürlüğünü ilan ederken makyaj masasının aynasından benimle göz göze geldi.

"Şimdi ben seni daha da harika yapacağım. Bang Chan yeniden aşık olacak."dediğinde hafifçe gülümsedim.

"Sana güvenmeli miyim emin değilim."dediğimde ellerini kafamdan çekip bu sefer yanaklarıma sert sayılır bir şekilde vurup yanaklarımı sıkmaya başladı. Suratımı sıkıştırdığı için tuhaf bir hal alırken acıyla inleyip gözlerimi kocaman açarak ona baktım aynadan. Kocaman gülümsüyordu ve korkunçtu biraz.

"Sevimli şey! Senin dilin neler söylüyor öyle? Koparırım o dilini."diyerek suratımı vahşice yoğururken nefes almakta zorlanmıştım. Sonunda suratımı serbest bıraktığında ellerimi öne uzatıp masaya tutundum ve dehşet içinde yatağın üzerindeki çantalarına yönelen Chaewon'a baktım. Ruh hastası! Nerden saçımı makyajımı yapmak için onu seçtiysem! Hep Mary abla yüzünden!

Chaewon beni hazırlamaya başlarken bende öylece oturup ona engel olmamaya çalışıyordum. Arada teyzem ve Soomin hanım gelip beni kontrol ediyorlardı ve dışarıdan haber veriyorlardı. Fotoğraf çekimine kadar Chan'la görüşmeme izin yoktu. Ama ben sevgilimi görmek onu uzun uzun öpmek istiyordum. Özlemiştim sanki. Gece birlikte uyumuştuk ama yine de deli gibi özlemiştim sevgilimi. Sanki yıllardır onu görmemişim gibi bir hasret vardı içimde bugün. Bu tuhaftı, bugün üzerimde extradan bir duygusallık vardı.

Odanın kapısı kaçıncı olduğunu bilmediğim bir seferde açıldığında gözlerimi aydan odanın kapısına doğru çevirdim. Teyzem içeri elinde bir tepsi ile girdiğinde oflayıp gözlerimi devirdim.

I laughed a little too muchHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin