Ayakta durmuş duyduklarımı idrak etmeye çalışıyordum. Kimsenin itiraz etmemesi sinirimi bozarken bunu kabul etmek zorunda olmak ayrı sinirimi bozuyordu.
"Kimse bir şey demeyecek mi?"dedim teker teker herkesin suratına bakarak. Resmen hayatım kararacaktı. Belki artık kaçak yaşayacaktım ve herkese en mantıklı yol bu mu geliyordu?
"Pekala, başka şansım yok madem kabul ediyorum. Ne yapıyoruz?"dedim göz devirerek. Madem kimse benimle iletişim kurmayacaktı mecburen kabul edecektim.
"Yarın bunları detaylı konuşalım. Herkes şimdi odalarına geçerek dinlensin lütfen. Yarın en iyi planı yaparız."dedi Kartal salondan ayrılarak. Nasıl ikna edeceklerdi herkesi öldüğüme aklım almıyordu. Hele ki peşimde Akrep'te vardı. Araz inansa o bir şekilde beni bulurdu.
"İyi geceler..."dedi Defne ve Serkan'la birlikte salondan çıktılar. Sırasıyla herkes salondan ayrıldı. Akın ile baş başa kalmıştık.
"Sen ne düşünüyorsun?"dedim derin nefes alarak. Hissizleşmiş hissediyordum. Hiç bir duygu yoktu içimde. Çok yorulmuştum tek istediğim uzun süre uyumak ve uyanmamaktı.
Akın kafasını kaldırdı ve kahverengi gözlerini yeşil gözlerime dikti. Kollarını göğsünde birleştirdi ve kafasını duvara yasladı.
"Mantıklı aslında Ece."dedi ve duraksadı. "Tek düşündüğüm seni devamında nasıl koruyacağım. Çünkü eğer bunu yaparsak her şey daha da zorlaşacak. Fakat seni bu adamdan kurtarmanın tek yolu da bu gibi."
Gülümsedim. Haklıydı belki de tek yolu buydu. En iyi yol değildi evet ama en kötüsü de değildi.
"Haklısın. Bir daha görüşür müyüz sence?"dedim kafamı hafif sağa yatırarak. Neden bilmiyorum ama aşırı duygusal bir hale girmiştim. Sanki gerçekten ölecekmiş gibi hissediyordum.
"Seni asla bırakmam."dedi Akın kaşlarını çatarak. "Bunu bir daha asla sorma."
Tekrar gülümsedim.
"Teşekkür ederim..."dedim ve salondan ayrıldım. Yavaşça odama çıkıyordum. Yorulmuştum ve tek istediğim o yatağa gömülerek uyumaktı.
"Ece!"dedi karanlıktan gelen ses. Kafamı çevirdim ve arkamda ki Kartal'la göz göze geldim.
"Efendim?"dedim göz devirerek. Konuşmak isteyeceğim en son kişi ve en son zamandı şu an.
"İyi misin?"dedi oldukça sıcak bir tavırla. Sinirle karışık derin bir nefes aldım.
"İyiyim, teşekkür ederim şimdi tek istediğim uyumak."dedim sinir bozukluğuyla gülümseyerek.
"Pekala, haklısın özür dilerim."dedi ve odasına döndü. Buna da kırılmış olamazdı herhalde.
Odamın kapısını nihayet buldum ve içeriye daldım. Kapıyı kilitleyip banyoya girdim. İhtiyacım olduğunu düşündüğüm sıcak bir duşa girdim.
Hızlıca duşumu aldıktan sonra üzerimi giyinip sıcacık yatağıma girdim ve 'ölüm uykusu'diye adlandırdığım mükemmel uykuma daldım.
*Ertesi sabah*
Kapının önünde oluşan şiddetli kavgayla gözlerimi açtım. Birileri koridorda kavga ediyor ve kavganın şiddeti giderek artıyor gibiydi.
Hızlıca kendime gelmeye çalıştım ve yatağımdan kalktım. Odamın kapısına yaklaştım ve tek hamleyle kapıyı açtım.
Kapıyı açtığım anda herkes sessizleşmiş yüzüme bakıyordu. Kaşlarımı çatmış ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
"Ne oluyor?"dedim. Gözlerim Akın'ı arıyordu ama o burada değildi. "Bir şey mi kaçırdım?"diye devam ettim cevap bulmayan sorularıma.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Güzel Renk Gözlerin
Teen FictionEce babasız ve anne sevgisi olmadan büyümüş bir kız çocuğudur. Küçüklüğünde onun için güzel olan iki şey vardır Defne ve Serkan. Bir gün bir arkadaş grubunun içinde bulur kendini ama bu arkadaş grubu sıradan gruplara benzemez. Bir ajan çetesinin içi...