49. Bölüm

9 1 0
                                    

Salonun önüne geldiğimde kalbim çıkacak gibi atıyordu. Çok yaklaşmıştım. Bu sefer hiçbir sorun çıkmayacaktı. Onu gebertecektim ve bebeğime kavuşacaktım. Her şey planladığım gibi gerçekleşecekti.

Arabadan inmeden önce torpidodan kendime ait olan silahımı çıkardım. Beyaz çantama silahı yerleştirdikten sonra torpidodan bıçağımı çıkardım. Yüzüme doğru tutup rujumu bıçağın yansımasından düzelttim ve çantama koydum. Davetiyeyi elime alıp arabadan indim.

Balo salonunun kapısına geldiğimde bir görevli beni durdurdu.

"Davetiyeniz?"dediğinde gülümseyerek davetiyemi uzattım. Tabii ki sahte bir isim yazıyordu. Başka birine gitmesi gereken bu güzel davetiye bana gelmişti.

"Berrak Hanım hoş geldiniz."dedi görevli. Nazikçe gülümsedim ve içeriye girdim. Bu iş tahmin ettiğimden kolay olduğu için derin bir nefes aldım. Bir pürüz çıksın istemiyordum. Alana geçtiğimde içerisinin çok kalabalık olduğunu fark ettim.

Herkes maskeli olduğu için kimin kim olduğu anlaşılmıyordu. Ama içeride bana çok tanıdık ve içimi kinle dolduran bir çift göz vardı. O gözleri nerede görsem tanırdım. Esat, yanında Dilan ile birlikte iki adamla gülerek konuşuyordu. Bizim hayatımızın içine ettikten sonra kendileri gayet mutlu bir yaşam sürüyordu ve bu benim çok kanıma dokunuyordu. Sinirimi belli etmemeye çalışarak boş bir masaya geçtim.

Etrafı izlemeye başladım. Herkes çok mutlu gözüküyordu ve bir sorun yok gibiydi. Bana doğru yaklaşan garsonu durdurdum ve tepsiden bir kadeh şarap aldım. Bu geceye ayık kafayla dayanamazdım.

"Güzel seçim."diyen bir ses duydum kulağımın dibinde. İrkilerek sağıma baktığımda benden biraz uzun, sarışın, mavi gözlü bir adamın sırıtarak bana baktığını gördüm. Gülümsedim ve önüme döndüm. Bir yılışığımız eksikti gerçekten.

"Adınızı öğrenebilir miyim?"diyerek önüme geçti. Kadrajımı kapladığı için derin bir nefes alarak kafamı kaldırdım. Gözlerinin içine baktım. "Maskeli baloların amacı gizlenmek değil miydi?"dedim ve kadehimden bir yudum aldım. Yüksek sesle kahkaha attığında midemin bulandığını hissettim.

"Doğru söylüyorsunuz aslında. Pekala, o halde bu akşam gizli takılalım."diyerek o da bir garson çevirdi ve tepsiden bir kadeh şarap aldı.

"Sizin zevkinize güvenerek."dedi ve kadehini bana doğru kaldırdı. Sadece ona baktım ve hiçbir şey yapmadım. Nasıl olsa birazdan benden kaçacaktı.

"Pek sessizsiniz. Gizemli takılma işini biraz abartıyorsunuz sanki?"dediğinde oflayarak kadehi kafama diktim. "Ayık kafayla çekilecek gibi değilsiniz."dedim saygı çerçevesi içinde. Tekrardan sinir bozucu bir şekilde kahkaha attı ve daha bir yudum bile almadığı kadehi önüme koydu.

"Sanıyorum ki çoktan sarhoş olmuşsunuz bile."dedi ve elini çenesinin altına koydu. Göz devirdim ve önüme koyduğu kadehi alıp bir yudum aldım. Biraz daha beni zorlarsa Esat'tan sonra bunun kafasına sıkacağım!

"Hayır, dediklerimi tamamen ayık kafayla söyledim. Lütfen, çekilir misiniz kadrajımı kirletiyorsun."dedim ve elimle çekilmesi için hareket yaptım. Yüzü düştü ve gülüşü dudaklarında asılı kaldı.

Hiçbir şey demeden önümden çekildiğinde kadehimden bir yudum daha alarak kafamı kaldırdım. Tekrardan etrafa bakmaya başladığımda kalbimi hızlandıran bir çift gözle karşı karşıya geldim. Orada duruyordu ve sadece pür dikkat bana bakıyordu. Gözleriyle resmen beni kurşuna diziyordu. Elinde ki viski bardağını neredeyse kıracaktı. Gözlerini yavaşça benden ayırdığında bu sefer az önce ki adamı göz hapsine almıştı.

En Güzel Renk GözlerinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin