13. Bölüm

212 11 3
                                    

"Ece bizi duyabiliyor musun canım?"diyordu Balım tepemde. Gözlerimi açtığımda yanımda sadece Mine ve Balım vardı. Bulunduğum o da büyük ihtimalle benim kalacağım odaydı. Her yer mor renk ile dekore edilmişti. Sanki biri bu odayı özel olarak benim zevkimle düzenlemişti. "Noldu bana?"dedim kafamı tutarak. Mine camdan dışarı bakarken kafasını bana çevirmişti, meraklı gözleri gözlerimi bulmuştu. "Bir şey yok tatlım sadece bayıldın."dedi Balım elimden tuttu. Sıcacık bir gülümseme vardı suratında. Huzur veriyordu adeta.

"En son ne olmuştu?"dedim hatırlamaya çalışarak. Sonra en son annemi konuştuğumuz aklıma geldi ve yataktan kalktım. "KARTAL NEREDE? BANA AÇIKLAMA YAPACAK!"dedim bağırarak. Aşırı sinirliydim çünkü hayatıma yeni girmiş, daha hiç tanımadığım biri bana annemin gerçek annem olmadığını söylemişti.

"Ece uyandın mı?"diyerek içeri girdi Kartal. Şaşkın gözleri bana bakıyordu. Anlaşılan bu kadar tepki vereceğimi düşünmemişti. "Siz çıkın kızlar biz Ece'yle yalnız konuşalım."dedi Kartal, Mine ve Balım'a işaret vererek. Kızlar bana gülümseyerek kapıdan dışarı çıktı. "Otur Ece daha yeni kendine geldin düşeceksin."dedi Kartal ve beni Mor bir minderin üzerine oturttu.

"Annem öldü mü?"dedim gözlerimi gözlerine dikerek. Kartal içinden söyleyeceklerini hazırlamaya çalışır gibi kafasını önüne eğmiş düşünüyordu. "Çok zor bir soru olmamalı. ANNEM ÖLDÜ MÜ?!"dedim bağırarak. Bana yalan söylemesini istiyordum. Yalan söylemesine kızmayacaktım. Emin misin Ece? Sadece beni sevmemesine rağmen bu yaşıma kadar yaşadığım kişinin gerçek annem olmasını ümit ediyordum o kadar.

"Ece annen seni doğururken öldü."dedi Kartal buruk bir sesle. Gözlerinde acıma duygusu vardı. "Acıyor musun bana? Aşağıdakilerde acıyor mu halime yoksa arkamdan ne kadar safmış diyerek gülüyorlar mı?"dedim sertçe. Dedikleri veya diyecekleri umrumda bile değildi ama karşımda ki adamın bana acımasını istemiyordum.

"Ece biz bilmiyorduk biriyle yaşadığını. Biz tek yaşıyorsun sanıyorduk."dedi Kartal. Ona inanmam mı gerekiyordu? "Demir biliyor."dedim kaşlarımı çatarak. "Hangi Demir."dedi Kartal anlamadığı açıktı.

"Akın bir gün beni almaya gelmişti, uyandığımda evde bir adam vardı. Adı Demir, beni alıp Akın'a götürmüştü."dedim. Yüzümde hiçbir ifade yoktu çünkü nasıl tepkiler vermem gerektiğini çözemiyordum. "Demir fark etmemiştir eminim onun annen olduğunu."dedi gülümseyerek. Anlaşılan Demir bunu söylememişti.

"Hayır, biliyordu yanında anneme anne demiştim."dedim kaşlarımı kaldırarak. Daha yanlarında ki adama söz geçiremiyorlardı beni mi koruyacaklardı bir de? "O zaman ben Demir'le konuşurum. Bu olayı da araştıracağım sen merak etme Ece."dedi ve omzuma dokundu. Yüzünde sıcacık bir gülümseme vardı ama bu sıcak gülümseme beni etkilemiyordu.

"Peki o zaman, izin verirsen uyumak istiyorum."dedim ve yatağıma geçtim. Kartal ayağa kalktı ve kapıya yöneldi. "Unutmadan yarın eğitime başlıyorsun haberin olsun."dedi Kartal. Kafamı salladım ve yatağa yattım. Tek istediğim tavana bakıp düşünmekti ve belki de birazcık ağlamak.

Akşam olmuş, hava kararmıştı. Saatlerdir yatağımda yatmış ağlıyor ve düşünüyordum. Tüm bu yaşadıklarım bünyeme ağır gelmişti. Kapım üç kere nazikçe çalınmıştı. Gir dedim. Sesim çok güçsüz çıkıyordu. İçeri Akın girdi. "Hoş geldin."dedim gülümseyerek. Nedense Akın'ı görmek iyi gelmişti. "İyi misin diye kontrol etmek istedim."dedi kapının ardından. Yine gülümsedim ve kahverengi gözlerine daldım, oldukça endişeli ve masum bakıyordu gözleri. Nasıl birini öldürebilirdi?

"İçeri gelsene."dedim yataktan kalkarak. Gelmesini istiyordum sohbet etmek iyi gelirdi belki de. "Rahatsız etmek istemem."dedi nazikçe. "Hayır hayır lütfen gel."dedim ve mor minderime oturmasını istedim.

En Güzel Renk GözlerinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin