İnanmak istemiyordum. Belki de yalan söylediğini düşünmek istiyordum. Kıskançlığı yüzünden aradığını düşünmek istiyordum ama bunları Akın'a böyle söyleyemezdim.
"Ne yapacağız şimdi?"dedim Akın telefonu kapattığında. Parmaklarıyla alnını ovuşturuyor stresli bir şekilde düşünüyordu. Bense sessizce bekliyordum.
"Gidelim, görelim."dedi Akın ayağa kalkarak. Hızlıca onu takip ettim ve kolundan tuttum.
"Sadece ikimiz mi gideceğiz yani?"dedim elimle bizi göstererek. Akın kaşlarını çatarak bakıyordu.
"Evet, sadece ikimiz gideceğiz."dedi ve duraksadı. "Ya da sadece ben gideceğim."dedi ve arabaya yürümeye devam etti.
"Saçmalama Akın buna izin vereceğimi düşünmüyorsun herhalde!"diye bağırdım arkasından. Eğer Dilan doğruyu söylüyorsa tek başına gitmek resmen delilikti.
"Sana zarar gelmesini istemiyorum. Seni eve bıraktıktan sonra tek başıma gideceğim ve bakacağım. Bir saat içinde dönmüş olurum söz veriyorum."dedi arabaya ulaştığımızda.
İçimde ki derin korku tüm vücudumu kaplıyordu.
"Olmaz!"dedim yüksek sesle. Hızlıca arabanın yanına koştum. "Saçmalıyorsun artık!"dedim bağırarak ve arabanın kapısını açıp oturdum.
Akın derin bir nefes verip kapıyı açıp şoför koltuğuna geçti.
"Ece, sözümü dinliyorsun ve başına buyruk hareket etmiyorsun. Senin güvenliğin için."dedi Akın arabayı çalıştırarak.
"Ne zamandır beri sözünü dinler oldum?"dedim kollarımı göğsümde birleştirerek. Akın oldukça sakin bir şekilde yola çıktı ve hızlı bir şekilde sürmeye başladı.
"Şu saniyeden beridir."dedi ve kolunda ki saati gösterdi.
Hadi ordan!
"Tamam, eve bırak beni."dedim pes ederek. Sen az önce pes mi ettin?
Asla!
Sadece Akın'ın pes ettiğimi düşünmesi gerekiyor. Ece'nin her zaman bir planı vardır.
Yarım saatin sonunda evin önünde durmuştuk. Yavaş ve sakince arabadan indim ve Akın'a el sallayıp evin bahçesine girdim.
Akın içeri girdiğimi gördüğünde arabayı çalıştırdı ve gitti.
Hızlıca bahçenin sonuna doğru koştum ve garaja girdim. Burada bizimkilerin kullandığı bir kaç araba vardı.
Biri Akın'daydı diğerlerini de bizimkiler almış olmalıydı. Garajın kapısını açtım ve ışıkları yaktım.
Tahmin ettiğim gibi arabalar ortada yoktu biri hariç. En sonda mor renk kaplamalı bir araba duruyordu. Resmen benim için tasarlanmıştı.
Hızlıca arabaya yaklaştım ve anahtarını bulmaya çalıştım. Şansıma anahtarların asıldığı yerde sadece bir anahtar vardı.
Anahtarı elime aldım ve kapıları açtım. Hızlıca arabayı çalıştırdım ve bahçeden çıkıp yola çıktım. Tek ihtiyacım konumdu. Zaman kaybetmiştim ve nereye gideceğim hakkında tek bir fikrim yoktu.
Aklıma tek bir fikir geliyordu.
Ece:Oğuz bana acil Dilan'ın bulunduğu evin konumu lazım.
Oğuz:Önemli bir şey mi oldu? Akın nerede?
Ece:Sorgulama adresi hemen bana at!
Dedim ve telefonu hızlıca kapattım. Atacağını biliyordum çünkü. Bir kaç dakika sonra konum telefonuma gelmişti. Çok uzakta değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Güzel Renk Gözlerin
Genç KurguEce babasız ve anne sevgisi olmadan büyümüş bir kız çocuğudur. Küçüklüğünde onun için güzel olan iki şey vardır Defne ve Serkan. Bir gün bir arkadaş grubunun içinde bulur kendini ama bu arkadaş grubu sıradan gruplara benzemez. Bir ajan çetesinin içi...