36. Bölüm

92 11 2
                                    

!!!Bu bölüm Ece uyurken yaşananları okuyacağınız kısa bir bölümdür!!!

Yazar'ın anlatımıyla

"Abi! Çık artık odadan lütfen. Zaten her şey zor sen daha da zorlaştırıyorsun."diye bağırıyordu Mine Ece'nin odasının önünde. Akın Ece'nin ölüm haberinden sonra Ece'nin odasına kapatmıştı kendini.

"Hala çıkmadı mı?"diye sordu Umut Mine'nin yanına yaklaşarak. Mine hayal kırıklığıyla Umut'a döndü.

"Çıkmıyor, çıkmayı bırak cevap dahi vermiyor."dedi Mine Umut'a sarılarak. "Yine aynısını yapıyor. Abim'i tekrardan kaybettim. Sena'da olduğu gibi oluyor yine."

Umut Mine'nin saçlarını okşadı ve onu sakinleştirmeye çalıştı. Birlikte merdivenlerden aşağı indiler.

Akın aslında odanın içinde dışarda ki her şeyi duyuyor ama cevap vermek istemiyordu. Suçlunun kendisi olduğunu düşünüyor ve kendini cezalandırıyordu.

Kapının arkasında oturmuş elinde Ece'nin kazağını tutuyordu. Acısını içinde yaşıyor asla ağlamıyordu.

Elbet bir gün vakti gelecek ve arkadaşlarının arasına dönecekti ama Ece hep onunla birlikte kalacaktı. Ömür boyu yas tutacaktı belki de. Bu sefer ki kayıp Akın için Sena'dan farklıydı.

Akın arada sırada rüyalarında Ece'yi görüyordu. Ece Akın'a yaklaşıp yardım istiyordu. Belki de Ece ölmemişti ve tutsaktı. Böyle bir şey olabilir miydi?

Cenaze hala yapılmamıştı. Ece'nin ölümünün üstünden tam iki gün geçmişti. Gerçi Akın cenazeye gitmeyi düşünmüyordu. Çünkü cenazeye Araz'ın da geleceğine adı gibi emindi. Eğer o adamı orda görürse canını acımadan alacağını da biliyordu.

Kartal salonda oturmuş sadece düşünüyordu. Karşı tarafın hafife aldığı zekâsı yüzünden kızını kaybetmişti ve o da kendini suçluyordu. Belki de suçlamakta haklıydı.

Mine hem arkadaşını kaybetmenin hem de abisini ruhsal olarak kaybetmenin acısını yaşıyordu. Bu zamanda en büyük destekçisi Umut'tu.

Umut o gün Ece'yi çöpten çıkardığı zaman anlamıştı artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını. Kahrolmuştu belki de. Ama sevdiği kadın için güçlü durmak zorundaydı.

Balım canından, kanından birini kaybetmişti. Bunun acısı diğerlerine göre daha fazlaydı. Belki Akın'ın veya Kartal'ın acısıyla yarışamazdı acısı ama çok acı çektiği belliydi. Kendini tamamen işine adamıştı. Artık kimseye bağlanmamak için yemin etmişti.

Özgür içine kapanmıştı. Kardeşi yerine koyduğu kişiyi kaybetmenin acısını yaşıyordu. Belli etmiyordu belki de ama o grupta Ece'yi kendi kardeşi gibi gören tek kişi Özgür'dü. Sevdiği kadının çöküşünü izlemek Özgür'ün sınavıydı belki de.

Defne ve Serkan herkesi toparlamaya çalışan kişilerdi. Defne kendi kanından birinin yıllarca kuzenim dediği kişiyi öldürmesinin acısını çekiyordu. Canından çok sevdiği, önüne siper olduğu kuzenini kaybetmişti Defne. Serkan en az etkilenen kişiydi. Çünkü tanımıyordu belki de Ece'yi. Tek bildiği Ece'nin bir zamanlar ona çok aşık olduğuydu. Tek hedefi Defne'yi bir an önce toparlamaktı.

Kartal'ın telefonu çaldı.

Arayan numara: Alo!

Kartal: Alo!

Arayan numara: Kartal bey, kızınızın cenaze işlemleri için hastaneye gelmeniz gerekiyor.

İşte en acı kısmı başlıyordu onlar için. Herkesin hayatına dokunmuş olan kişiyi toprağa vermek.

En Güzel Renk GözlerinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin