32. Bölüm

105 10 2
                                    

Araz'ın anlatımıyla

Kanepede oturmuş karşımda duran şömineye odun atarken sessizliğimi adamlarımdan biri böldü.

"Abi, Ceren hanım geldi."dedi adamım. Elimde kalan son odun parçasını şömineye attım ve derin bir iç çektim. Ceren'e Paris'te kalmasını söylemiştim ama tabii ki beni dinlememişti.

"Gelsin."dedim tok bir sesle emir vererek. Yaklaşan topuklu seslerinden Ceren'in sinirli olduğunu anlayabiliyordum.

"Abi sen ne yapıyorsun?!"yüksek sesli bir giriş yaptı Ceren. Anlaşılan konuşmak derdi değildi. Amacı beni azarlamaktı.

"Ne yapıyormuşum sevgili kardeşim?"dedim kaşlarımı çatarak. Kafamı salonun büyük kapısına çevirdiğimde gözlerim Ceren'le buluşmuştu. Kırmızı mini bir elbise ve altına da bej rengi topuklu çizmeler giymişti.

"Neden hala buradasın?"dedi Ceren salonun kapısından nihayet içeriye giriş yaparak. Gülümsedim.

"Sevdiğim kadını bekliyorum."dedim hızlıca. Açıklama yapacak vaktim yoktu.

"Sevdiğin kadın? Güldürme beni abi. İki günde nasıl birini sevebilirsin? Saçmalama Allah aşkına!"dedi Ceren nefes almadan. Kafamı şömineye çevirdim ve sanki dedikleri hiç umrumda değilmiş gibi davranmaya çalıştım.

"Sen anlayamazsın!"dedim.

Ceren sinir bozukluğuyla bir kahkaha attıktan sonra çantasını koltuğa fırlattı. Saçlarını bileğinde ki kırmızı renk tokayla baştan sağma bir şekilde topladı ve yanıma oturdu.

"Abi yapma bunu kendine. Sena'da da aynısını yaptın kız zorla evlendi seninle. Kaçtı senden sonra da öldü."dedi Ceren acımasızca.

Kafamı hızlıca Ceren'e çevirdim. Canımı sıkmak istediğinin pekala farkındaydım ama izin vermeyecektim.

"Ne dediğinin farkına var Ceren!"dedim düz bir sesle. Sesim hafif yüksek çıktığı için rahatsız olduğumu anlayacağını ve konuyu kapatacağını düşündüm ama Ceren'in pek öyle amaçları yoktu.

"Ben her şeyin farkındayım abi. Sadece artık senin bu çocukça tavırlarından sıkıldım. Gördüğün her kadına sevdiğim kadın diyerek aşık olamazsın! Artık büyü ve kendine gel!"Ceren bir bir laflarını ettikten sonra çantasını koltuktan aldı ve derin bir nefes verdi.

"Yukarıya çıkıyorum bu işleri halledene kadar da buradayım."dedi salonun kapısına yöneldi. Elimi alnıma götürdüm ve biraz ovaladım. Bu kız gerçekten beni anlamıyor ve başımı ağrıtıyordu.

"Biletini yarına alıyorum."dedim tok bir sesle. Oldukça ciddiydim. Onun burada olması kimseye bir fayda sağlamazdı.

"Ben ne zaman istersem o zaman giderim. Eğer beni evinde istemiyorsan kendime evimi tutar kısa süreliğine orada yaşarım."dedi Ceren bana itaatsizlik ederek. Bana karşı çıkıyordu ve çıkmaması gerekiyordu.

"Yeni evin hayırlı olsun o zaman ziyaretine mutlaka geleceğim."dedim karşılık olarak. Çabalamak istiyorsa en iyisinden yapmalıydı. Ceren gülümsedi ve hızlıca salondan çıktı. Sesini hala duyabiliyordum. Adamlarımdan birine kendi arabasının getirilmesini söylüyordu.

"KEREM!"diye seslendim içeriye. En sadık adamımdı Kerem.

"Buyur abi."diyerek içeriye girdi Kerem.

"Peşine adam tak nereye gidiyor her şeyden haberdar olmak istiyorum."dedim masanın üzerinde duran anahtarlarımı alarak. Kerem hemen kafasını sallayıp evin kapısına koştu. Ceren çoktan gitmişti.

Ece'nin anlatımıyla

Akrep bana sunduğu tekliften sonra beni evinde bulunan odalardan birine yerleştirmişti. Kaç saattir uyuyordum bilmiyordum ama uzun süre olduğu kesindi. Hava kararmıştı. Aklım sürekli Akın'daydı acaba gelip beni aramaya çalışmış mıydı?

En Güzel Renk GözlerinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin