10. Bölüm

205 12 9
                                    

Eve gelmiş duşumu almış yine tavana bakıyordum. Tavan sanki benim düşüncelerimi gözden geçirmeme yardımcı olan bir yerdi. Sadece tavana bakarak düşünebiliyordum. Bir keresinde sınavım vardı. O gün sınava çok çalıştığım için her şeyi unutmuş gibi hissediyordum. O yüzden ben de tavana bakıp hatırlamaya çalışmıştım hoca da tavana kopya yapıştırdığımı düşünüp benimle birlikte tavana bakmıştı. O günden sonra hocalar benim bu halime alıştığı için gerçekten de kopyalarımı tavana yapıştırdım. Hocaların tavana bakmak akıllarına gelmiyordu çünkü. Aferin Ece. Eheheh

"Ece kalk ekmek al."dedi annem. Keşke bir kardeşim olsaydı da o gitseydi böyle işlere. "Sabah alırım anne."dedim anneme. Gece gece ekmek neden alayım ki sonuçta. "Olmaz şimdi al sabah almıyorsun."dedi annem. Bende mecburen kalktım ve ekmek almak için hazırlandım. Altıma siyah taytımı üzerime de beyaz tişörtümü giydim ve siyah hırkamı giyip çıktım. Kulağımda kulaklık şarkıyı söyleye söyleye gidiyordum bakkala. Omzumda bir el hissettim.

"Kafayı mı yedin?"dedi Akın. Ödümü patlamıştı. "Ne alaka be."dedim kafam karışık bir şekilde. "Kendi kendine bir şeyler konuşuyordun kafayı yedin sandım."dedi Akın şaşkın şaşkın. "Saçmalama Akın şarkı söylüyordum."dedim şoka girmiş bir şekilde. Nereden çıktı ki şimdi Akın. Yoksa düşündüğüm şey mi? Defne'nin evinden geliyor olabilir miydi? "Hee bende korktum kelebek."dedi gülerek. "Sen neden buradasın?"dedim sorgulayıcı bir şekilde. "Geziyordum."dedi ellerini ceplerine sokarak. "Benim mahallem de mi?"dedim kaşlarımı kaldırarak. "Evet senin mahallen benim için ayrı bir güzellik taşıyor."dedi sırıtarak. "Neden için de Defne var diye mi?"dedim ve diyeceği şeyi beklemeden hızlıca yürüyüp bakkala girdim. Akın kapıda bekliyordu. Ekmeğimi aldım ve Akın'ın dediği şeyleri duymamak için kulaklığımı taktım. Akın yol boyunca peşimden geldi. "Daha fazla gelme insanların seni yanımda görmesini istemiyorum."dedim elimi göğsüne koyarak. "Tamam gelmem insanları bu kadar çok mu umursuyorsun?"dedi kaşlarını çatarak. "Evet sorun mu var?"dedim hayır anlamında kafasını iki yana salladı ve el sallayarak gitti. Bende göz devirdim ve arkamı döndüm. Tam bir adım atacakken arkamdan bağırdı. "İYİ GECELER KELEBEK!"dedi. Allah'ta belasını vermesindi inşallah amin. Ehehe.

*Ertesi sabah*

Sabah kapının çalma sesi ile uyandım. Annem yine evde yoktu. Kapıyı açtım ve karşımda Defne'yi gördüm. Mahvolmuş bir şekilde karşımda duruyordu. "Neden geldin?"dedim sert bir şekilde. Karşımda ki kişiye ne acımam ne de saygım ve sevgim kalmıştı. Belki de çok kolay vazgeçiyordum ondan belki de beni haksız bulacaksınız ama ona Akın'ı ben anlatmıştım ondan beklemezdim. Sırtımdan vurulmuş gibi hissediyordum. Yapacak bir şeyim yoktu. Bunu yapmaya mecburdum. "Ece beni dinlemen lazım."dedi ağlayarak. Tahammülüm yoktu bu sese. "Dinleyecek bir şey yok Defne git lütfen."dedim soğuk bir ifadeyle. Onunla böyle soğuk olmak çok acı veriyordu. Ama hak etmişti. Kapıyı kapattım ve kapıya yaslandım. Yavaşça çömeldim ve kapıyı dinledim. "Ece affet beni lütfen çok ihtiyacım var sana. Yapma bunu bana artık. Dayanamıyorum."dedi ve ağlayarak gitti. Bir anda ben de ağlamaya başlamıştım. Onun böyle olmasına dayanamıyordum ama dayanmak zorundaydım.

Bir kaç dakika kendime gelmeye çalışırken kapı tekrardan çalmıştı. Defne ne istiyordu hala? "Defne git lütfen."diyerek kapıyı açtım. Karşımda duran manzara karşısında şoka girmiştim. "Selam ben de gitmeli miyim?"demişti Serkan. Hayır tabii ki sonsuza kadar kalsan? "Hayır hayır sen değil hoşgeldin bir şey mi oldu?"dedim tek nefeste. Güldü. Çok güzel gülüyordu farkında mıydı? "Bir şey olmadı aslında nasılsın diye bakmak istedim."dedi gülerek. Utandığım için yine kıp kırmızı olmuştum. "Kızarınca çok tatlı oluyorsun."dedi. Beni öldürmeye mi çalışıyor bu. "Ben iyiyim teşekkür ederim ama şimdi işim var sonra görüşürüz."dedim ve kapıyı kapattım. Benim kalbim buna dayanamazdı.

En Güzel Renk GözlerinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin