28. Bölüm

106 13 8
                                    

Umut'la beraber odamdan çıkıp aşağı indik. Az önce duyduklarım için moralim biraz bozuktu ama belli etmemeye çalışıyordum. Şuan düşünmem gereken şey onları nasıl kurtaracağım olmalıydı.

"Günaydın"dedi Mine kahvaltıyı hazırlarken. Umut Mine'nin yanına yaklaştı ve yanağına bir öpücük bıraktı. Bu ikisi hep böyle miydi? Yoksa bugün rüyalarında birbirlerini mi görmüşlerdi.

"Abimi uyandırıp geliyorum."dedi Mine yanımdan geçerken. "Dur!"dedim anlık bir kararla. Akın'ı ben uyandıracaktım. "Ben uyandırırım."dedim Mine'ye dönerek. Mine ilk önce anlamamış gibi bakışlar attı ama sonra aynı abisi gibi pis pis gülmeye başladı. "İyi peki sen uyandır o zaman."dedi yanımdan yine geçerek. İçimde oluşan çocuksu heyecanla hızlıca merdivenlerden yukarıya çıktım.

Akın'ın odası hemen benim odamın yanıydı. Odasının kapısının önünde durdum ve iki saniye nasıl bir giriş yapsam diye düşündüm. Daha sonra kapıyı bile çalmadan sessiz sessiz odasına girdim. Aynı bir ajan gibiydim.

Akın yatağında hala uyuyordu ve üstünde hiç bir şey yoktu. Anlık bir tepkiyle gözlerimi kapattım. Gözlerimi kapatınca sanki bir kıkırdama sesi duymuştum. Hemen gözlerimi açtım ve yatakta uyumaya devam eden Akın'a dikkatlice bakmaya başladım. Yavaş yavaş yatağa doğru yanaştım. Dizlerimin üzerine çöktüm ve Akın'ı izlemeye başladım.

"Çok aşığım."dedim oldukça sessiz bir şekilde. Yanımda olan kişi bile bu sesi duyamazdı ve inşallah Akın'da duymamıştı. Akın bir anda gözlerini kocaman açtı. Hızlıca ayağa kalktım.

"Ben seni uyandırmaya gelmiştim...tabii ki seni izlemiyorum...yuh daha yeni geldim ben."dedim telaşla nefes almadan konuşarak. Akın şaşkın şaşkın bana bakıyor arada da anlamsız gülüşler katıyordu sessizliğe.

"Ne gülüyorsun?"dedim kollarımı göğsümde bağlayarak. Tek kaşımı kaldırmıştım ve bence oldukça tehditkâr gözüküyordum. "Tehditkâr değil çok şapşal gözüküyorsun."dedi Akın beni düzelterek. Bir saniye beni nasıl düzeltmişti?

Gözlerim kocaman açıldı ve şaşkınlıkla ağzım kocaman açıldı. "Ben onu dışımdan mı söyledim?"dedim ağzımı kapatarak. Tebrikler Ece. Akın'ın gülüşleri büyüdü artık kahkaha atıyordu. Süper.

"Ya ne gülüyorsun sen manyak mısın?"dedim sitemle. Sinirlerim ciddi anlamda bozulmuştu. "Beni uyandırmaya geldin ve beni izliyordun."dedi yataktan kalkarak. Aramızda beş adımlık mesafe vardı.

"Hayır, ben daha çok yeni gelmiştim seni izlemeye vaktim bile yoktu bir kere."dedim kaşlarımı havaya kaldırarak. Akın bir adım yaklaştı. Sanırım beş adım benim adımlarımla beş adımdı çünkü Akın'ın adımlarıyla sanki üç adımda dibimde bitebilirmiş gibiydi. Yutkundum.

"O yüzden mi gözlerimi açtığımda hızlıca yatağımın yanından kalkıp geriye doğru koştun."dedi kaşlarını aynı benim gibi kaldırarak. Artık yemek yesek olmaz mıydı?

"Koşmak mı? Saçmalama istersen."dedim gülerek. "Sen de neden bir anda gözlerini açıyorsun ki?"dedim kaşlarımı bu sefer çatarak. Akın bir adım daha atmıştı ve artık aramızda bir adımlık mesafe vardı. Yani Akın için bir adımdı.

"Hızlıca uyanmak için."dedi sessizce. "Seni görmek için vakit kaybetmek istemiyorum."dedi bir adım daha atarak. Artık aramızda mesafe kalmamıştı. Sıcacık nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Titredim. Akın ellerini kollarıma yerleştirdi ve alnını alnıma yaklaştırdı. Aklımdan geçen tek şey beni öpmesini istediğimdi.

"Beni görmek için mi? Niye?"dedim gözlerimi kapatarak. Akın yanımda olmasına rağmen onu çok özlemiştim. Belki bir kaç gün sonra ölecektim. Bu yüzden tek istediğim şey Akın'a kavuşmaktı.

En Güzel Renk GözlerinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin