Sabah uyandığımda üzerimde Mine'nin olduğunu fark ettim. Anladığım kadarıyla beni çok erken bir saatte uyandırmaya gelmişti fakat uykuya yenik düşmüş ve üzerime yıkılmıştı. Gözlerimi kocaman açtım ve yavaşça yatakta doğruldum.
"Mine, uyuyor musun?"dedim Mine'nin yüzüne iyice yaklaşarak. Mine yavaşça gözlerini açtı ve tepesinde duran bana bakmaya başladı. Kaşlarını çattı ve gözlerini tekrardan yumdu.
"Ben gerçekten gelip burada mı uyudum?"dedi ayağa kalkarak. Elini başına götürdü ve yüzünü buruşturdu.
"Özür dilerim Ece odamın kapısını kapamayı unutmuşum."dedi Mine odamda bulunan koltuğa oturarak. Kendine zar zor geliyordu. Kaşlarımı çattım ve kafamı hafif sağa eğdim. "Neden kapını kilitliyorsun ki?"dedim.
Mine sessiz bir kahkaha attı. "Ben uyur gezerim. Abim sana söylemedi mi?"
Gözlerimi kocaman açtım ve küçük bir kahkaha attım. "Ben bilmiyordum. Sorun değil istediğin zaman gelebilirsin. Beraber uyuruz."dedim gözümü kırparak. Mine gülümsedi ve odadan hızlıca çıktı. Bende yataktan kalkıp üzerimi değiştirdim ve aşağı indim.
"Günaydınlar efendim."dedim salonda oturan Umut'a. Umut kafasını bana çevirdi ve gülümsedi. "Günaydın"dedi. Yüzü düşüktü ve huzursuz gözüküyordu. "Ateş yok mu?"dedim kaşlarımı çatarak. İçimden bir ses bu huzursuzluğun sebebinin içinde Akın var diyordu.
"Gitti."dedi Umut kafasını önüne eğerek. Umut'un yanına oturdum. "Nereye gitti?"dedim anlamaya çalışarak. İçimde ki huzursuzluk gittikçe artıyordu. "Biri geldi."dedi Umut. Olduğum yerde buz kesmiş bir şekilde gözlerim kocaman açılmış Umut'u izliyordum.
"Kim?"dedim titreyen sesimle. Nedense bu gelen kişinin benimle de bir alakası olduğunu düşünüyordum. "Tanımıyorum. Seni görmek istedi sonra Ateş onunla konuştu ve çıkıp gitti."dedi. Sanırım gerçekten gelen kişi tahmin ettiğim kişiydi.
"O gelen kişi nerede?"dedim kafamı sağa eğerek. Korku gittikçe vücudumu kaplıyordu. "Buradayım."dedi mutfaktan gelen ses. Ses oldukça tanıdık geliyordu. Yavaş yavaş gelen adım sesleri salona yaklaşıyordu. Salonun kapısında beliren kişi gerçekten de tahmin ettiğim kişiydi. "Araz!"diye ayağa fırladım bir anda.
Araz buraya gelmişti ve kim bilir Akın'a neler anlatmıştı. Üstelik bu adam beni nereden bulmuş olabilirdi? "Seni çok merak ettim."dedi ve bana yaklaştı. Umut hızlıca ayağa kalktı. "Senin burada ne işin var?"dedim Araz'dan uzaklaşarak. Araz'ın yüzünde ki ifadede gereksiz bir ego vardı.
"Orası bende kalsın. Önemli olan seni bulmam."dedi ve bana sarıldı. Umut arkamda durup olanları izliyordu. Araz'a sarılmadan hızlıca ayrıldım. "Neden geldin?"dedim kaşlarımı çatmış bir şekilde açıklama bekleyerek. Araz samimiyetsiz bir şekilde kahkaha attı. Kafamı arkama çevirdiğimde Umut'un kendini zor tuttuğunu fark ettim.
"Seni almaya geldim."dedi Araz. Beni hangi sıfatla almaya geliyordu? "Anlamadım? Beni niye almaya geldin?"dedim yüzümü buruşturarak. Araz bir sesli kahkaha daha atmıştı ve bütün ev halkını salonda toplamıştı.
"Ne oluyor burada?"diyerek salona girdi Özgür. Araz arkasını döndü ve kafasını iki yana sallayarak bana geri çevirdi kafasını. "Üç adamla birlikte mi yaşıyorsun Ece?"dedi.
"Sanane lan!"diye sert çıkışta Umut. Beni korumaya mı çalışıyordu yoksa Akın'ın acısını mı çıkarıyordu anlamamıştım. "Sakin ol sert çocuk."dedi Araz egolu bir şekilde. Uçakta gelirken ekstra ego yüklemesi ki yapmıştı kendine?
"Ne oluyor burada dedim."dedi Özgür Umut'a yaklaşarak. Balım ve Mine kapıda kalmış olanları anlamaya çalışıyordu. Özgür göz kırparak lafı benden almaya çalışmıştı ama ben cevap verememiştim. "Bir şey olmuyor güzel kardeşim ben Ece'yi almaya geldim o kadar."dedi Araz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Güzel Renk Gözlerin
Genç KurguEce babasız ve anne sevgisi olmadan büyümüş bir kız çocuğudur. Küçüklüğünde onun için güzel olan iki şey vardır Defne ve Serkan. Bir gün bir arkadaş grubunun içinde bulur kendini ama bu arkadaş grubu sıradan gruplara benzemez. Bir ajan çetesinin içi...