Gözlerimi açtığımda bir hastane odasındaydım. İlk düşündüğüm şey Defne'ydi. Benim yüzümden vurulmuştu üstelik aklımda birçok soruda vardı. Mesela Defne orada ne yapıyordu ve ben hala nasıl yaşıyordum?
Kafamı yana doğru çevirdim ve odada birinin olup olmadığını kontrol etmek istedim. Umut koltuğa kıvrılmış bir şekilde yatıyordu. Açıkçası Akın'ı beklerdim ama Umut'ta uygundu.
"Romeo."dedim oldukça kısık sesimle. Umut direkt seslenmeme uyanmıştı. Gözlerini açtığında neredeyse mutluluktan ağlayacaktı. "Defne nerede?"diye sordum yavaş yavaş kendine gelmeye başlayan sesimle. Umut hızlıca kalktı ve yanıma geldi. "Günaydın Ece."dedi yüzündeki ifade sanki uzun süredir uyuyormuşum gibiydi. Ben daha çok iki saattir uyuyormuş gibi hissediyordum.
"Ne kadar süredir kendimde değilim?"dedim meraklı bir sesle. "İki gündür mumya gibi yatıyorsun kızım bir an hiç kalkmayacaksın sandım."dedi hafif tebessüm ederek. Espri yapıyor olmalıydı. O kadar uyumuş olamazdım herhalde.
"Bekle Ateş'e haber vermem lazım zaten senin için yeterince azar yedim"dedi ve cebinden telefonunu çıkardı. Ben ölseydim Umut nasıl üzülürdü kim bilir. Kendini mi suçlardı acaba?
"Abi uyandı Ece... Doktor mu?... Vermedim abi bekle o zaman... Tamam."dedi Umut telefonda Akın'la konuşmuştu. Keşke Umut benim sorularımada cevap verseydi. Sırıtmak dışında bir şey yapmıyordu çünkü.
"Ece bir yere gitme doktora haber vereceğim."dedi Umut bana oldukça ciddi bir ifadeyle. "Romeo ben zaten bir yere gidemiyorum."dedim sessizce kıkırdayarak. Umut'ta kendi saflığına gülmüştü sonra da kapıdan çıktı ve doktor çağırmaya gitti.
İki gün önce çok kötü şeyler yaşamama rağmen şuan da kendimi oldukça iyi hissediyordum. Kapı açıldığında içeriye Serkan girmişti. Beni yine babama mı götürecekti? Çığlık atmak istedim ama hemen vazgeçtim çünkü arkasında Defne hastane kıyafetiyle geliyordu.
"Uyanmışsın."dedi Defne gülümseyerek. Onun iyi olduğunu görmek bana çok iyi gelmişti. "Uykucuyumdur bilirsin."dedim hafif tebessüm ederek. Ortam garip bir şekilde gergindi bunun sebebi de Serkan'dı. "Ece ben özür dilerim."dedi Serkan bana yaklaşarak.
"Özür dileme seni nasıl affederim bilmiyorum Serkan."dedim kafamı Defne'ye doğru çevirerek. Bozulmuş olacak ki odadan sessizce çıktı. Oda da sadece Defne ve ben kalmıştık. Defne benim gerçek kuzenim değildi bunu iki gün önce babam sandığım adamdan öğrenmiştim.
"Gerçekten kuzen değilmişiz."dedim tebessüm etmeye çalışarak. Defne'nin yüzü düşmüştü. "Biliyorum ve o herifin amcam olmasından çok utanıyorum Ece."dedi Defne kafasını önüne eğerek. "Beni affettin mi?"dedi buruk bir gülümseme yayılmıştı yüzüne.
"Uyurken affettim şimdi de dile getiriyorum kuzen, ben seni affettim."dedim kollarımı kocaman açarak. Yaralarımın acıması umurumda değildi. Tek istediğim karşımda ki kişiye kavuşmaktı. Defne yavaşça yaklaştı ve canımı acıtmamaya çalışarak sıkıca sarıldı.
"Özledim kuzen."dedi Defne kulağıma. "Bende özledim kuzen."dedim onun kulağına. Özlemiştim ama sadece Defne'yi değil Akını'da özlemiştim ne zaman gelecekti?
Biz Defne'yle sarılırken kapı çaldı ve doktor girdi arkasından da Umut girdi. Doktor beni muayene ettikten sonra acıyan bir yerimin olup olmadığını sordu daha sonra ağrım olup olmadığını sordu. Bu iki soruya da evet dedim çünkü canım gerçekten acıyordu.
Doktor hemşireye ağrı kesici vermelerini söyledi ve odadan çıktı. Umut'a döndüm. "Gelecek mi?"dedim ve Umut beni hemen anladı. "Gelecek."dedi ve gülümsedi. Canım çok sıkılıyordu ve eve gitmek istiyordum. Aklıma takılan soruyu Umut'a sormaya karar verdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Güzel Renk Gözlerin
Novela JuvenilEce babasız ve anne sevgisi olmadan büyümüş bir kız çocuğudur. Küçüklüğünde onun için güzel olan iki şey vardır Defne ve Serkan. Bir gün bir arkadaş grubunun içinde bulur kendini ama bu arkadaş grubu sıradan gruplara benzemez. Bir ajan çetesinin içi...