Kapı çaldığında Melek'in yatağında olduğum yerde sıçradım. Selda teyze kapıya yöneldiğinde önüne geçtim.
"Ben açayım Selda teyze."dedim ve samimiyetle gülümseyip kapıya yöneldim. Kapıyı yavaşça açtığımda karşımda Akrep vardı.
"Çık dışarı."dedi sert bir sesle. Sesi sertti ama yüksek değildi. Arkama kısa süre baktım ve hızlıca kapıdan dışarı çıkıp kapıyı sertçe kapattım.
"Ne var?"dedim tek kaşımı kaldırarak. Akrep çıldırmış gibiydi. Oğuz hemen Akrep'in arkadasındaydı ve zar zor ayakta duruyormuş gibiydi.
"Sen beni delirtmeye mi çalışıyorsun? Bizim bir anlaşmamız var! Onları alıp sevdiğin kişiye mi götüreceksin ne var aklında!?"diye bağırdı yüzüme Akrep. Artık yüksek sesle konuşuyordu.
"Anlaşmanın farkındayım Akrep! Onlara sahip çıkmak benim sevdiğim kişilere borcum. Onları onlardan ben çaldım!"dedim ellerimle Akrep'in göğsünden itekledim.
Akrep iki adım bile geri gitmedi. Hatta sarsılmadı bile.
"Bana bak Ece!"dedi ve kolumu sıkıca tuttu. "Sana yüz verdim diye kendini bir bok sanma! Tamam güçlüsün ama ben senden daha zekiyim!"dedi ve kolumu daha fazla sıktı.
"Bırak kolumu canını yakarım!"dedim ve kolumu çekiştirdim. Birkaç saniye sonra kolumu serbest bıraktı.
"Ece, benden korkmuyor olabilirsin ama onlar benden yeterince korkuyor."dedi kapıyı göstererek. Aklında onlara zarar vermek mi vardı?
"Onlara dokunamazsın!"dedim kapının kolunu sıkıca tutarak. Akrep uzun bir kahkaha attı.
"Onlara istersem dokunurum Ece. Eğer onlara dokunmam canını yakacaksa kesinlikle dokunurum."dedi kulağıma fısıldayarak. Kapının kolunu daha sıkı tuttum ve göz ucuyla Oğuz'a baktım.
Gözlerinin altı morarmıştı ve çok kötü gözüküyordu.
"Ne yaptın ona?"dedim gözlerimle Oğuz'u göstererek. Akrep kısa süreliğine Oğuz'a baktı ve kafasını geri bana çevirdi.
"Rahatlattım."dedi gülümseyerek. Uyuşturucu mu vermişti yoksa.
"Neyse çekil şuradan!"dedi ve beni kapının önünden iteklemeye çalıştı. Sıkıca tutundum ve direndim.
"ASLA!"dedim yüksek sesle. "ASLA ONLARA ZARAR VEREMEZSİN!"
Akrep bütün gücüyle saçlarımı kavradı ve kendine doğru çekti. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve tutundum. Canım o kadar yanmıştı ki şu an her şeyi bırakıp ağlayabilirdim.
Akrep bir kere daha saçımdan çektiğinde bu sefer dayanamayıp yere düştüm. Kafamı kaldırıp Akrep'e baktığımda ellerinde saçlarımın kaldığını gördüm.
"DOKUNMA!"dedim ve hızlıca ayağa kalktım. Akrep'in eli çoktan kapıya ulaşmıştı. Ben onun yanına hızlıca yaklaştığımda yüzüme güçlü bir tokat attı. Dudağımın kanadığını ağzıma dolan demir tadından anlayabiliyordum.
Akrep içeriden teker teker hepsini çıkardığında ben hızlıca Oğuz'un yanına koştum.
"Oğuz bir şey yap lütfen!"dedim yalvararak. Oğuz boş gözlerle bana bakıyordu. Ellerimi omuzlarına koydum ve bir kaç kez sarstım ama asla kendine gelmiyordu.
Belinde ki silahı aldım ve belime yerleştirdim. Arkamı döndüğümde Akrep herkesi dışarı çıkarmış önünde sıraya dizmişti.
Elif, Selda teyze'nin elini tutuyordu. Melek bir tekerlekli sandalyenin üzerinde duruyordu. Hemen yanında da Özgür'ün abisi vardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Güzel Renk Gözlerin
Novela JuvenilEce babasız ve anne sevgisi olmadan büyümüş bir kız çocuğudur. Küçüklüğünde onun için güzel olan iki şey vardır Defne ve Serkan. Bir gün bir arkadaş grubunun içinde bulur kendini ama bu arkadaş grubu sıradan gruplara benzemez. Bir ajan çetesinin içi...