37.Bölüm

16.8K 1K 129
                                    

İyi okumalar🍂

Ezâ Demirel...

"Bebeğim biraz daha aşağıya."

"Aşkım burası iyi mi?"

"Tamam, sert vur biraz." başımı sallayıp biraz daha sert vurdum. Duvara giren çiviyle, çekici elimden bıraktım. Tabloyu Barış'tan alıp astım.

"Elinden de her iş geliyor he." dedi Barış sırıtarak. Kahvaltıdan sonra odadında bir tablo olduğunu ve asmasına yardım etmemi istemişti. O yatağında otururken ben tabloyu istediği yere asmıştım.

"Aynen, neyse hadi hazırlanda hastaneye gidelim." hızla başını salladı. Tişörtünü ense kısmından çekip çıkardı.

"İzlemeye doyamadın?" dedi sırıtarak.

"Güzele bakmak sevaptır." diye mırıldandım.

"Öyle miymiş?" dedi göz kırparken. Başımı salladım. "Eşofmanı çıkarmama yardım eder misin?" diye devam etti.

"Ederim." Barış'a yaklaşıp, önünde eğilip eşofmanının ipini çözdüm. Kendini yatakta havaya kaldırıp eşofmanı çıkarmama yardım etti.

Eşofmanı bacaklarından da indirip çıkardığımda siyah boxerıyla kalmıştı.

"Biliyor musun tedavide de soyunuyorum. Herkes çok iyi, hemşireler baya ilgililer." dedi Barış gözlerime bakarak. Soyunma? Hemşire? Barış? Sakinim.

"Çok mu ilgililer?" dedim dolabından bir pantolon ve sweatshirt çıkarırken.

"Evet, evet. Çok ilgililer. Tişörtümü çıkarmama yardım ediyor bir tanesi, bir tanesi pantolon. Bir tanesi terleyince kaslarımı siliyor falan."

"Aşkım, hemşirelerle birlikte canlı kalmak istiyorsan sus."

"Hassiktir ya, ne güzel aşkım diyorsun." dedi gülümseyerek bana bakarken. Göz devirip sweati başından geçirdim. Gerisini kendi giyerken, pantolonunu ayaklarından geçirdim. Bacağını hareket ettirmesiyle bakışlarım anında onu buldu.

"Eh yavaş yavaş." dedi gülümserken. Gülümseyip pantolonunu giydirdim.

"Tamam, çıkalım mı?" dedim.

"Saçmalama saçımı taramadım daha. Şu dolapta dalin saç spreyi var, onu verir misin?" kaşlarım havaya kalkarken gülümsedim.

Dolaptan aldığım dalinle önüne geçtim. Dalini eline verip, sandalyesine oturmasına yardım ettim. Sonra dalini geri aldım. Saçlarını ben tarayacaktım.

Spreyi saçın sıkıp taramaya başladım. Şimdiden mis gibi kokuyordu şerefsiz. Bukleleri belirgin belirgin olurken, bebek gibi olmuştu. Arkasından eğilip yanağını öptüm.

"Koca bebeğim benim."

"Artık gidebiliriz." dedi başını geriye atıp yüzüme bakarken. Başımı salladım ve odadan çıktık.

"Ezâ, ben bir böcek olsaydım beni yine sever miydin?" dedi Barış. Ha?

"Ne alaka Barış?" dedim şaşkınca.

AnemoiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin