iyi okumalar🍂
Ezâ Demirel...
"Neden geldiniz Fırat Bey?" dedim kaşlarımı çatarak.
"Sadece mera-"
"Merak falan etmeyin. Lütfen mesafemizi koruyalım." dedim sertçe.
"Peki Ezâ, Hanım." dedi elini cebine sokarken.
"İyi günler." dedim ve odaya girdim. Pamir, Barış'ın burnunu ve ağzını kapatmış nefes almasını engelliyordu. Ezrâ'da videoya alıyordu.
"Abi!?" dedim hızla yanlarına giderken. Pamir, ellerini Barış'tan çekerken bu sefer benim üstüme gelmişti. Ellerini yanaklarıma koyup, alnımı öptü.
"Hâlâ geç değil. Bu sarı çiyanı bırakabilirsin." dedi gözlerime bakarak. Gülerek göz devirdim.
"Saçmalama abi." dedim sitemle. Ellerinden kurtulmaya çalışıyordum fakat izin vermiyordu.
"Yerinde dur be!" dedi ve ensemden tutup koltukta oturan Ezrâ'nın üstüne fırlattı beni. Evet, fırlattı! Ezrâ'ın kucağına düşerken, Pamir sırıtıyordu.
"Naber ikiz?" dedi göz kırparak Ezrâ. Göz devirip koluna vurdum. Ardından ayağa kalktım ve kıyafetlerimi düzeltmeye başladım.
"Bu yaptığın hiç hoş değil abi. Beni resmen fırlattın! Barış'ı da boğmaya kalktın. Bunlar hiç-" eteğimi de düzeltip başımı Pamir'e çevirdiğimde duraksamıştım. Bu beni dinlemiyor?
"Tamam Yaman."
"Telefonla mı konuşuyorsun?" dedim şaşkınlıkla. O ise beni takmadı ve Yaman'la konuşarak dışarı çıktı.
"Serum bitti. Ben çıkış işlemlerini halledeyim." dedi ve Ezrâ'da çıktı odadan.
"O Fuat pezevengini hiç sevmedim." dedi memnuniyetsizlikle.
"Bilmiyorum, ben de tanımıyorum fazla." dedim hastane elbisesini üstünden çıkarırken, sadece boxerıyla kalmıştı. Ezrâ, Barış'ın dikişleri yenilenirken gitmiş ve yeni kıyafetler almıştı.
"Bir değişik oldum lan. Hazır çıplakken bizim işi halletsek?" göz devirip saçını çektim. Tişörtünü giydirirken, ona dokunmayı da ihmal etmiyordum. O ise bunun farkında olarak sırıtıyordu.
Tişörtü ve eşofmanı giydirip, geri çekilmiştim. Yüzüne baktığımda, zorlukla gülümseyip başını saate çevirmişti. Onun bu halleri beni çok üzüyordu.
"Ben bir hemşire çağırayım son kez baksın." dedim ve saçlarını öpüp çıktım odadan. İlerde gördüğüm tanıdık yüzle oraya doğru adımladım.
"Bakar mısınız?" bu daha önce, Barış'ı arabaya bindirmeme yardımcı olan hemşireydi.
"Buyrun?" dedi gülümseyerek.
"Birazdan çıkacağız da, son kez kontrol edebilir misiniz?" başını salladığında önden yürüdüm. Odaya girdiğimizde, Barış bize döndü. Pamir abim de gelmişti.
"Bulacağın hemşireyi." diye mırıldandı Barış. Hemşire, Barış'ın önüne geçip sargıyı göstermesini istedi. Barış gösterdiğinde, inceleyip birkaç şey söyledi.
![](https://img.wattpad.com/cover/304574754-288-k909621.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anemoia
Teen FictionKabul etmek istemiyordum. Ben yıllardır tek başımaydım. Bundan sonra bir aileyle yapamazdım. Fakat içimdeki bu hisse bir türlü anlam veremiyordum. Yüzüme beklentiyle bakıyordu İpek Hanım. Peki benim cevabım neydi?